Kırklareli Eğitim Tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kırklareli Eğitim Tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Eylül 2021 Perşembe

KIRKKİLİSE MEKTEB-İ İDÂDÎSİ ve LİSELER

 



Hazırlayan: Hasan ÇALIKUŞU


Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile açılmaya başlayan idâdîler, maddi sıkıntılar ve muallim azlığından dolayı ancak 1880’li yıllarda yaygınlaşmaya başladı. 

İdadiye temel teşkil eden Kırkkilise Rüştiyesi, tek muallimle faaliyete geçmişti. Mektep idâdîye çevrilince, öğretim süresi rüştiye ile birlikte 5 yıla çıkarken, sınıf ve öğrenci mevcudu arttı, birçok yeni muallim göreve başladı. Mektebin 1895-96 öğretim yılında, mubassırla birlikte 9, 1900 yılı başlarında ise 10 muallimi bulunmaktaydı. Muallimlerin büyük kısmı Maarif Nezareti’nce atanan kişilerdi. Ayrıca Kırkkilise’de görev yapan asker ve sivil memurlar muallim olarak mekteplerde ders veriyordu. Maaşı az ve yıpratıcı mubassır kadrosu ise sık sık değişiyordu. Diğer taraftan, dört gayrimüslim muallim de burada görev yapmıştı.

Kırkkilise’de gayrimüslimlere ait özel bir idâdî yoktu. Rüştiye mektebi ile beraber beş yıllık eğitim süresi olan Kırkkilise İdâdîsi, Müslüman ve gayrimüslim çocukların bir arada öğretim yaptığı mekteplerdi. Müslüman talebelerin çoğunlukta, gayrimüslim talebelerin azınlıkta olduğu 1895-1900 yılları arasında her yıl ortalama 102-122 arası talebe eğitim görüyordu. Mektebin gayrimüslim talebe mevcudu % 30 kadardı.

Talebeler yıl sonunda ciddi bir sınava tabi tutulmaktaydı. Başarılı olamayanlar sınıf tekrarı yapıyor, iki kez kalan talebe de okuldan atılıyordu.

Kırkkilise üç kez işgale uğradı, bu dönemlerde mektepteki eğitim kesintiye uğradı. Daha sonra idâdî olan rüştiye maddi imkânsızlıklardan oldukça fazla etkileniyordu. Bilhassa mektep binasıyla ilgili sorunlar hiç eksik olmuyor, eğitimin niteliği olumsuz yönde etkileniyordu.

-1873- İstanbul’da ilk idâdînin açılışı yapıldı. 

-1885- Kırkkilise’de sancak idaresi bir idâdî mektebi açılması için bu yıldan itibaren ısrarla resmi girişimlerde bulundu. 

-1888- Yeni idâdînin temelinin atılması bu yılın baharında planlanıyordu. Bu mektebin arsası 60 bin kuruş, bina inşaatı 291 bin kuruşa mal olacaktı.  Ama planlandığı gibi olmadı.

-1892- Tüm girişimlere rağmen bu yıla kadar Kırkkilise İdâdîsi açılamamıştı. Gelen emirname ile Kırkkilise’de yeni bir mektep yapımının mümkün olmadığı, ancak rüştiye eğitiminin yapıldığı (eski Mahkeme-i Şeriye Dairesi, şimdiki Ahmet Mithat Okulu) mektebinin tamir edilerek idâdî açılabileceği bildirildi. Bunun üzerine Kırkkilise yönetimi 9 bin kuruş masrafla 11 yıllık rüştiye mektebine idari kısım ilaveleriyle gündüzlü (nehari) olarak Kırkkilise İdâdîsini açabildi. 

Böylece eski rüştiye mektebi idâdîye dönüştü, ilk müdürlüğüne Filibeli Ali Fehmi Efendi tayin oldu (sonraları Bulgaristan'da Tuna Gazetesi’nde çalıştı). Rüştiye okulu idâdîye çevrilince, rüştiye başmuallimi Sultanyerili Osman Nuri Efendi ise muallim olarak Arapça ve Farsça dersi vermek üzere idâdî bünyesinde çalışmaya başladı. Ancak ilk müdür Filibeli Ali Fehmi Efendi’nin kısa bir zaman sonra ayrılması üzerine yerine Tekirdağlı Osman Efendi getirildi. Fakat bir süre sonra Tekirdağlı Osman Efendi’nin yerine müdürlüğe bu sefer eski rüştiye başmuallimi Sultanyerili Osman Nuri Efendi atandı ve 1908 yılında vefat edinceye kadar bu görevde kalmayı sürdürdü.

-1893- İdâdî eğitim kadrosundaki muallimlerin eğitim yanında ek olarak diğer köy ve kasaba mekteplerini teftiş etme gibi vazifeleri de vardı. Maârif Nezâreti teftişe oldukça önem veriyor, zamanında teftiş görevini yerine getirmeyenleri ve görevini aksatanları cezalandırıyordu. Türkçe muallimi Bilal Efendi’nin 1893 yılında 31 derse girmediği tespit edilmiş ve maaş kesim cezası uygulanmıştı. 

-1894- Mevcut rüştiyede idâdî eğitimi de verildiğinden eğitim yılı başlarında mektep mevcut öğrenciye yetmemesinden dolayı genişletilmesine karar verildi. 

Eski onarımdan beş yıl sonra Kırkkilise sandığı idâdîyi 1900 yılında tekrar onarmak mecburiyetinde kalacaktı. Bu yüzden sonraki yıllarda da okul binası sık sık onarıma muhtaç hâle gelecekti. 

1894 yılında idâdînin mubassırı Mahmut Efendi’nin bir talebeyi münakaşada darp ettiği, teneffüslerde vazifesini yapmadığı, talebenin bazı yolsuz hareketlerine göz yumduğu tespit edildiğinden görev yeri değiştirilerek Tekirdağ İdâdîsine, oradaki mubassır Haşim Efendi ise Kırkkilise’ye gelmişti. Tüm bunlara rağmen Kırkkilise İdâdîsinin ilk yıllarında olaylar bitmiyor,  disiplinin tam manasıyla sağlanamıyordu. 

Kırkkilise İdâdîsinin ilk yıllarındaki kadrosunda, başmuallim Sultanyerili Osman Nuri Efendi Arapça dersi, muallim Nazif Efendi el yazısı dersi, hat muallimi Mustafa Efendi din bilgisi dersi vermek için Rüştiye mektebinden nakledilen muallimlerdi.  Bunlar haricinde, mektebin Türkçe muallimliğini Bilâl Efendi, coğrafya muallimliğini Hakkı Efendi, geometri, hesap ve resim muallimliğini de Rüşdü Efendi yerine getirmekteydi. Mubassır olarak Edirne İdâdîsinden mezun Mahmud Efendi tayin edildi. 

1893-94 öğretim yılında idâdîde işler planlandığı gibi gitmedi, okulun Türkçe muallimi Bilâl Efendi derslere girmemesi nedeniyle görevden uzaklaştırıldı. Aynı yıl mektebin din bilgisi muallimi Mustafa Efendi’den bu ders alınarak başmuallim Sultanyerili Osman Nuri Efendi’ye, onun üzerindeki Arapça dersi de Mustafa Efendi’ye verildi.

Mektebin eski olması nedeniyle 1894 yılında halktan toplanan yardımlarla tekrar onarıma alınarak çatı aktarıldı, pencereler onarıldı, duvarlara sıva yapıldı. Mektebin eskiyen mefruşat, eşya, araç ve gereçleri de yenilendi. 

Başmuallim olarak Filibeli Ali Fehmi Efendi bulunuyordu. Birkaç yıl önce Gelibolu İdâdîsi’nde muallimlik görevinde çalışırken terfi edip Kırkilise’ye atanmıştı. Ayrıca, başmuallim görevi yanında Fransızca, fen bilgisi ve hesap defteri derslerini de veriyordu. 

Mektebin geometri ve resim muallimliğinde ise, Mülkiye mezunlarından Ahmed Rüşdü Efendi bulunuyordu. Ahmed Rüşdü Efendi aynı yıl, inşa ve kompozisyon derslerini de üzerine almıştı. Bunlardan başka, hesap dersi de Sultanyerili Osman Nuri Efendi’ye verilmişti. Ancak, kendisi Tekirdağ İdâdîsine tayin edilince bir süre bu dersler maalesef boş kaldı. Bunun üzerine, Kırkkilise’de görevli bir subay olan ve bir süredir ücretli muallimlik yapan Mülazım Hakkı Efendi sadece resim dersini aldı. Diğer dersler ise mektebin mevcut muallimleri arasında pay edildi.

Başmuallim Filibeli Ali Fehmi Efendi Kırkkilise’de çok duramadı. Ekim 1894’te hakkındaki bir şikâyetle ilgili soruşturma açılınca altı ay sonra istifa etmek mecburiyetinde kaldı. 

-1895- Mektebin yetersiz kalması, kısa sürede harap olması nedeniyle tekrar onarıldı ve genişletildi. İdâdînin inşaat masrafları, muallim ve hademelerin maaşlarıyla diğer masraflar, yine vilayetlerin maarif idaresi sandıklarından karşılanıyordu. 1895-96 öğretim yılında idâdîde 86 Müslüman, 16 gayrimüslim olmak üzere toplam 102 talebe vardı. 

Mektep idâdîye çevrilince, öğretim süresi, sınıf ve öğrenci mevcudu yeniden düzenlendi, birçok yeni muallim de göreve başladı. Mektebin 1895-96 öğretim yılında, mubassırıyla birlikte 9 muallimi bulunmaktaydı. Muallimlerin büyük kısmı Maarif Nezareti’nce atanan kişilerdi. Ayrıca Kırkkilise’de görev yapan asker ve sivil memurlar muallim olarak ders veriyordu. 

Başmuallim Filibeli Ali Fehmi Efendi Kırkkilise’den ayrılınca Şubat 1895’de Edirne İdâdîsi başmuavini Osman Efendi, 1000 kuruş maaşla idâdî başmuallimliğine atandı (Bu esnada isim benzerliklerinin karıştırılmaması için okulda rüştiye eski başmuallimi Sultanyerili Osman Nuri Efendi de muallim olarak vardı). Başmuallim Osman Efendi, tarih ve Fransızca derslerini veriyordu. Onun dışında Sultanyerili Osman Nuri Efendi hesap ve Arapça, Farsça, Mustafa Efendi Türkçe, Hakkı Efendi coğrafya, Cezmi Efendi din bilgisi, Nazif Efendi hat dersi ve Ali Efendi de geometri ve resim derslerine giriyordu. İdâdînin mubassırlık vazifesi ise Haşim Efendi yürütüyordu. Görüldüğü üzere, birbirinden farklı birçok ders, muallimler arasında kolayca el değiştirebilmekteydi. Ancak, daha da çarpıcı olanı, ders değiştirmelerde başlıca etkenin maaş ayarlama kaygısı olmasıydı.

1895 yazında gelecek öğretim yılı için, eski başmuallim Sultanyerili Osman Nuri Efendi’nin hesap dersinde yetersiz olduğu görüldü. Yeni müdür Osman Efendi maaşından dolayı dersleriyle ilgili bir ayarlama gerektiğinden, okuldaki derslerin dağılımıyla ve dolayısıyla maaşlarla ilgili esaslı bir düzenleme yapılmıştı.  

-1896- İdâdîde 1896-97 öğretim yılında 87 Müslüman, 16 gayrimüslim toplam 103 talebe vardı.

-1897- Öğretim yılı başında mubassır Haşim Efendi Tırnova’daki Bulgar Mektebi’nin Osmanlıca muallimliğine atandığından, idâdîdeki bu görev Fransızca muallimi Behor Kemal Efendi’ye verildi. Ancak Behor Kemal, çok kısa bir süre sonra bu vazifeden istifa edince, mubassırlık görevi Türkçe ve resim muallimi Mehmed Ali Efendi’ye geçti. Ne var ki o da birkaç ay sonra istifa edince, bu kez dışarıdan birisi bu göreve getirildi. 1897-98 öğretim yılında 89 Müslüman ve 18 gayrimüslim toplam 107 talebe vardı.

-1899- 9Mehmed Ali Efendi’den boşalan mubassırlığa Malkara gayrimüslim mektebinde Osmanlıca muallimi olan (yeni bir) Osman Efendi geldi. O yıl, Kırkkilise İdâdîsinin muallim kadrosunda bunun dışında bir değişiklik olmadı. 

1898-99 öğretim yılında, 102 Müslüman 20 gayrimüslim toplam 122 öğrenci okula devam ediyordu.

-1900- Mektebin fiziki yapısı pekiyi değildi. Her sene tamirat yapılmasa mektepte eğitime devam edilemeyecek durumdaydı. 

20. yüzyılın başlarında Kırkkilise İdâdîsinde 1 müdür, 8 muallim, 1 mubassır ve 8 hademe görev yaparken 109 Müslüman 13 gayrimüslim toplam 122 öğrencisi bulunuyordu. 1900 yılında Kırkkilise İdâdîsi başmuallimi -Osmanlıca muallimi- Osman Efendi bilinmeyen bir nedenle okuldan ayrıldı. Mayıs ayında Edirne İdâdîsi Müdür yardımcısı Mustafa Efendi terfi ederek Kırklareli İdâdîsine müdür oldu. Ancak sadece iki hafta sonra 20 Mayıs 1900’da eski başmuallim ve müdür Sultanyerili Osman Nuri Efendi onun yerine atandı. Mektebin ahlâk derslerine Cezmi Efendi, geometri derslerine de artık Yüzbaşı olan Hakkı Efendi girmekteydi. 1900 yılında Darülmuallimin-i Aliyye (rüştiyelere erkek öğretmen yetiştirmek üzere açılan okul) mezunlarından Gönenli (diğer) Osman Nuri Efendi de Kırkkilise İdâdîsinde göreve başladı.

1900-1902 yıllarında idâdînin eğitim kadrosu ve okutulan dersler şöyleydi: Müdür Osman Efendi din bilgisi, ahlak ve Arapça, Gönenli Osman Nuri Efendi hesap, sağlık, tarım, imla,  Muhammed Ali Efendi resim, Türkçe, tabiat, Cezmi Efendi coğrafya, tarih, cebir, Naili Efendi usul defteri, Türkçe, Mustafa Efendi Arapça ve Farsça, Yüzbaşı Hakkı Efendi geometri, Latif Efendi hat dersi, Mahmut Kemal Efendi Fransızca dersini veriyordu. Mubassır olarak Mehmet Ali Efendi çalışıyordu.

-1902- Bu yıl yirmi yıldan beri kullanılan mektebin eski ve kullanılamaz durumda olması nedeniyle Kırkkilise İdâdîsi için tekrar yeni bir bina yapılması ve oraya taşınması gündeme geldi.  Fakat Mutasarrıf Mustafa Neşet Paşa, masraf yapmaktan çekinip konuyu sürüncemede bırakınca Kırkkilise halkı tepki gösterdi. Buna rağmen inşaat bir türlü başlamadı. Eğitimin devam edebilmesi için 1905 yılında mektep tekrar onarıldı. 1910 yılına gelindiğinde idâdî, hala eski binasında eğitim vermeye devam edecekti. 

Edirne Vilayeti Maarif Müdürlüğü ile müdür Sultanyerili Osman Nuri Efendi’nin arası, son atamadan dolayı iyice açıldı. Aynı yıl, mubassır Osman Efendi ile Gümülcine İdâdîsi mubassırı Mahmud Efendi becayişle yer değiştirdi. Ancak hemen sonra, Mahmud Efendi’nin Dimetoka’daki gayrimüslim okuluna Osmanlıca muallimliğine atanmasıyla, Eylül 1902’de mubassırlığa okulun Türkçe ve resim muallimi Mehmed Ali Efendi getirildi.

Kırkkilise İdâdîsi muallimlerinin Kırkkilise, Lüleburgaz ve Babaeski kasabalarındaki mekteplerle aynı çevredeki köy mektepleri teftişinde 1902 yazında Sultanyerili Osman Nuri Efendi müfettişlik vazifesini aksatınca, onun açığını kollayan Vilayet Maarif Müdürlüğü konuyu hayli abartarak Sultanyerili Osman Nuri Efendi’yi meslekten azletmeye kadar götürdü. Ancak, yine İstanbul’dan bazı nüfuzlu kişilerin araya girmesiyle mesele, Sultanyerili Osman Nuri Efendi ve onunla aynı suçu işleyen birkaç muallime sadece kınama cezası verilmesiyle kapandı. 

-1903- Derslerle ilgili bir düzenleme yapıldı ve müdür Osman Nuri Efendi’nin ders saati ve maaşı bir miktar indirildi. Bu arada Mustafa Efendi’ye Arapça derslerinin yanında 6. sene din bilgisi ve ahlâk dersi eklendi.

Kırkkilise İdâdîsinin emektarlarından olan Fransızca muallimi Makriköylü Behor Kemal Efendi, Fransızcadan üç telif eseri olan bu başarılı bir muallimdi. Ancak bir türlü hak ettiği maaşı ve görevi alamadığından yakınmaktaydı. Nitekim 1893’ten itibaren hizmet ettiği ve yalnızca 250 kuruş maaş aldığı mektepten 1900 yılında tayin istemişti; fakat ataması yapılmadığından 1903 yazında hâlâ okuldaydı. Aynı günlerde mektepteki muhasebe dersi Sultanyerili Osman Nuri Efendi’ye, din bilgisi dersi Arapça muallimi Mustafa Efendi’ye, bazı sınıfların coğrafya dersleri de üsteğmen Kâzım Efendi’ye verildi.

-1904- Mülkiye Mektebi mezunlarından Kaleanti Efendi Mayıs 1904’te hesap, ziraat, sağlık, cebir, 5. ve 6. sınıflara coğrafya derslerini vermek üzere idâdîdeki görevine başladı. Yine aynı yıl, 14 yıl boyunca idâdîde geometri ve coğrafya derslerini veren, bir süre de okulun müdürlüğünü yapan Yüzbaşı Hakkı Efendi, Edirne’de bir birliğe tayin edilince buradaki vazifesinden ayrılmak zorunda kaldı. 

Bu dönemde okula Mehmed Nuri Efendi de tayin edildi. Yeni muallim coğrafya, muhasebe, güzel yazı, tarih ve Türkçe derslerine girdi. Bu sırada üniversite edebiyat bölümü mezunu Mehmed Remzi Efendi de geometri muallimi olarak atandı. Aralık ayında ise, mubassır Mehmed Ali Efendi’nin istifasıyla yerine Mustafa Efendi idâdîde vazifeye başladı. 

-1905- 1905 yılında mektep binası ve sınıftaki sıralar o kadar eskimişti ki talebeler yerlerde oturmaktaydı. Beklenen oldu ve Mart ayında mektebin çatısı çöktü. Eğitime bir süre ara verildi. Ama havalar biraz ısınınca yaza kadar eğitim devam ettirilmeye çalışıldı. Mektep onarımı ve eşya alınması için gerekli izin Haziran ayına sarkınca onarım işi de 1906 yılı başına kadar uzadı. 

Mektebin sorunları sadece bundan ibaret değildi. İdari huzursuzluk ve muallim yetersizliği de vardı. Mubassır Mustafa Efendi’nin kısa bir süre sonra Tırnova’ya muallim olarak atanmasıyla bu görev bir müddet boş kaldı, mubassır kadrosu ancak 1905 yılı sonlarında Mehmed Efendi’nin tayiniyle doldu. 

-1906- Bu öğretim yılında Kırkkilise sancağında 1 idâdî mektebi, 4 erkek rüştiye, 1 kız rüştiye mektebi bulunuyordu.

İdâdî açıldıktan sonra aynı binada olan rüştiye talebeleri idâdîye devam ediyordu. Kasabada rüşdiye eğitimi alacak yeni talebeler bu okula kayıt yaptırmayı tercih ettiğinden sınıflarda talebe yoğunluğu oldukça fazlaydı.  

-1908-  Mektebin coğrafya dersini veren subay öğretmeni üsteğmen Kâzım Efendi terfi ederek 1908-09 öğretim yılı başında, Kırkkilise’den ayrıldı. Coğrafya dersini muallim Remzi Efendi devraldı.

1908’den sonra vilâyet idâdîleri ‘sultanî’ olarak söylenmeye başladı.

-1909- II. Abdülhamid saltanatının son yıllarına doğru, Kırklareli sancağında 1 idadi, Müslüman nüfusa ait 5 rüştiye ve hemen hemen bütün köylerde ibtidâi mektebi bulunuyordu. Buna ek olarak, sancaktaki Rum, Bulgar ve Musevi cemaatin de rüştiye ve ibtidâi derecesinde okulları faaliyetteydi.

Maarif Nezareti’ne, Kırkkilise İdâdîsinin tekrardan onarılması, sınıf ve muallim odalarının tefrişinin gerektiğini 1909 yılı eğitim döneminin sonunda bildirdi. 1909-1910 öğretim yılında 78 Müslüman, 29 gayrimüslim olmak üzere toplam 107 talebe vardı. 

Kırkkilise halkının bir kısmı üçüncü yılın sonunda rüştiye kısmını tamamlayan çocuklarını idâdî eğitimi için başka yere göndermeyi tercih etmeye başladılar.  

‘Efsanevî Müdür’ diyebileceğimiz Sultanyerili Osman Nuri Efendi, 19 Şubat 1909’da vefat etti. Mektebin vekil olarak muavinlik yapan muallim Mehmed Ali Efendi bir süre mektebi idare etse de, çok geçmeden Edirne İdâdîsi baş muavini Halil Efendi müdürlüğe vekâleten görevli olarak Kırkkilise’ye tayin edildi. 

İlbasan İdâdîsinde müdürlük yaparken Arnavutlarla çekişen, ciddi sıkıntılar yaşayan ve bununla ilgili soruşturması devam eden Halil Efendi, 20 Mart 1909’da idâdînin yeni müdürü olarak atandı ve 26 Mart’ta görevine başladı.

Yine bu sıralarda, Edirne İdâdîsi muavini Ömer Fevzi Efendi çok yaşlandığından idarecilik yapamaz duruma düşünce, Kırkkilise İdâdîsine muallim olarak naklen tayin edildi. Türkçe, medeniyet bilgisi, güzel yazı ve coğrafya derslerinden bazılarına giren mektebin bu yeni muallimi, bir yıl kadar sonra, muhtemelen ilerlemiş yaşından dolayı kadrodan çıkarılıp emekli edildi.

Nisan ayında güzel yazı, coğrafya, tarih ve Türkçe muallimi Remzi Efendi, müdür muavini olarak Yanya İdâdîsine tayin oldu. Aynı yıl içinde Edirne İdâdîsi muavinlerinden muallim Mehmed Efendi Kırkkilise’ye geldi; diğer taraftan, okulun müdür muavini Gönenli Osman Nuri Efendi de Üsküp İdâdîsi müdür muavinliğine tayinle Kırkkilise’den ayrıldı. Yine bu günlerde, idâdînin müdür muavini Türkçe, geometri, ziraat ve hesap derslerini veren Avni Efendi’nin de başka bir idâdîye tayini çıktı.

Yukarıda anlatılanlardan farklı olarak, 1909 yılında meydana gelen diğer bir gelişme de Kırkkilise Musevi Mektebi Müdürü Solomon Efendi’nin okulun öğretim heyetine katılmak istemesiydi. Solomon Efendi, matematik-fen dersleri verebileceğini, müdür muavinliği de yapabileceğini belirterek idâdîye geçmeyi arzu etmişse de Maarif idaresinden, ona uygun dersler olmadığı cevabıyla bu isteği reddedildi. Yine 1909 yılı başlarında, 1887’den beri Kırkkilise’de görevli, mektebin rüştiye devrinden beri güzel yazı muallimliğini yapan, idâdî döneminde de hat bilgisi dersini veren Nazif Efendi vefat etti. Ondan kalan boş dersleri okutmak için aralarında birçok subayın da bulunduğu talipler belirince, bunlar arasında bir sınav düzenlendi ve neticede Kırkkilise Mal Kâtibi Cemal Efendi bu göreve uygun görüldü.

-1910- İdadi mektebi 1910-11 yılına kadar rüştiye binasında faaliyetini sürdürdü. Fakat mektep artan talebe sayısını artık kaldıramayacak bir hale geldi ve o zamanın müfredat programına göre 3 devreli eğitim yapılmaya başlandı. Merkezde bilhassa kızlar için okul ihtiyacı baş gösterdi ve artık idâdî mektebi için ayrı bir bina aramak mecburiyeti vardı. 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bina yetersizliği ve gereken düzenin sağlanamaması nedeni ile okul idaresi sıkıntı içinde olduğunu, yeni bir okul binasının yapılması gerektiğini İstanbul’a bildirdi. Neticede sadece Kırkkilise İdâdîsi değil Osmanlı’nın birçok taşra idâdîsi aynı durumdaydı. Bu istekler olumlu yanıt bulamıyordu. 

 Maârif Nazırı ve Kırkkilise mebusu olan Emrullah Efendi zamanında Arif Paşa Köşkü 500 altın liraya Bulgar Pandrof’dan 1910 yılında satın alınarak mektep oraya nakledildi. Bu suretle boşalan rüştiye mektebine de kız iptidai ve rüşti mektebi yerleştirildi.  

-1912- Kırkkilise İdâdîsi müdürlüğünde üç yıl kadar kalan Halil Efendi’den sonra yerine Mayıs 1912’de Şakir Efendi geldi. Yaklaşık bir yıl bu görevde kalan Şakir Efendi zamanında Kırkkilise Bulgar işgaline uğrayınca buradan Musul İdâdîsi müdürlüğüne atandı. 

Balkan Savaşında Bulgar ordularınca işgal edilen Kırkkilise’de memurlarla birlikte muallimler de İstanbul’a kaçınca idâdîde eğitim faaliyetleri kesildi. Neyse ki savaş sonrasında Edirne’yle birlikte Kırkkilise de geri alındı ve idâdî tekrar faaliyete geçebildi. 

Kırkkilise İdâdîsinin öğretim süresi, ilk üç yılı Rüştiye, son iki yılı da idâdî sınıfı olmak üzere beş yıldı. Bununla beraber 1903’te Mustafa Efendi’ye 6. sene din bilgisi dersinin, 1904’te de Kaleanti Efendi’ye yine 6. sene coğrafya dersinin verilmesi, okulun öğretim süresinin en azından bahsi geçen dönemde altı yıla çıkmış olduğu sanılmaktadır. Ne var ki birçok kaynak bunun aksine, mektebin beş yıllık olduğunu teyit etmektedir.

Müslüman ve gayrimüslimlerin ibadet günlerinde idâdî tatil oluyordu. 

-1914- Balkan harbinden sonra Makedonya ve Trakya’dan göç eden birçok Türk muallime Kırkkilise’de görev verildi. Ayrıca muallim mekteplerinden yetişen genç muallimler de mekteplerde çalışmaya başladılar. Keza merkezlerdeki mektep sayısı arttırıldı, köylere de muallimler gönderildi.

-1920- Birinci Dünya Savaşı'nda Kırkkilise’de eğitim pek fazla sarsılmadı ama bu durum Yunan işgalinde derinden etkilendi. Arkasından Kurtuluş Savaşı yıllarında yine eğitimin sürdürülmesinde zorluklar ortaya çıktı. En sonunda Yunan işgalinde Kırkkilise İdadisi eğitime ara verdi. 

-1922- Kırkkilise 10 Kasım 1922’de Yunanlılardan geri aldıktan sonra normal hayat şartları oluşamadı. Bu nedenle Edirne Maarif Müdürlüğü de talebe azlığını bahane ederek bir raporla idâdîyi kapattı.

-1924- Kırkkilise Yunanlılardan kurtarıldıktan sonra Mart ayına kadar Edirne'ye bağlı sancak halinde idare ediliyordu. Bu süre içinde Edirne Maarif Müdürlüğünün Edirne'de kurmak istediği eğitim sistemi, başta Kırkkilise olmak üzere, Tekirdağ, Gelibolu diğer sancakların hakkını rencide ediyordu. Taşra tahsisatları ile Edirne merkezinde okullar açılıyor, öğretmenler istihdam olunuyordu. Örneğin Gelibolu mekteplerinde 4 ay maaş almamış muallimler derdini anlatacak yetkili bulamıyorlardı. Bu hal çok devam etmedi ve sancaklar 1924 yılında vilayet haline gelerek Edirne’den ayrıldılar ve kendi bütçelerini kendileri yapmaya başladılar.

-1925- Osmanlı idaresinin son yarım yüzyılında Kırkkilise İdâdîsi ile Cumhuriyet’in ilk dönemlerindeki Kırklareli Lisesi öncü fertlerin yetişmesine imkân sağlayan yegâne okul olmuştur. Kırkkilise mekteplerinin faaliyette olduğu 1873-1925 arası geçen yaklaşık 50 yıllık sürede yaşanılan ‘savaş ve göç’ olgusu Kırklareli’nin sosyal, ekonomik ve siyasi hayatını belirleyen en önemli etkenler olmuştu.

-1928- İlk Kırkkilise İdâdîsi 1892 tarihinde rüştiye okulunda beş sınıflı ve yalnız erkeklere mahsus olarak kurulmuştu. Yunan işgalinden önce idâdî Paşa Köşkü'ne taşınmıştı.  Birçok kişi, önceleri kasabanın tek Müslüman rüştiyesi ve idâdîsi olan bu kurumda öğrenim görmüştü. Mektep, 1877’de Ruslar, 1912’de Bulgarlar, 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde öğretime ara vermişti. 

Kırklareli’ni ziyaret eden genç ve inkılapçı Maarif Vekili Mustafa Necati, 1928 yılında Kırklareli halkının eğitime olan ilgi ve arzusunu görerek lisenin yeniden açılmasına müsaade etmişti. Ancak bu gerçekleşmedi ve 1950’li yılların ortasına kadar tüm girişimlere rağmen lise açılamadı. Öğrenciler lise eğitimi için 30 yıldan fazla Edirne ve İstanbul’a gitmek zorunda kalacaktı. 

-1935-  ‘Batıyolu’ isimli Kırklareli Halkevi Dergisi 4. sayısında Ali Rıza Dursunkaya yazdığı makalede Kırklareli’de bir lisenin olmamasına Trakya Umum Müfettişi Kâzım Dirik’e şöyle sesleniyor: “Bugün bir liseye çok muhtacız! Lise sınıflarını taşıracak çocuklarımız dopdolu. Çoğumuzun gücü yeter olmadığı için yarının büyüklerini yüksekokullarda yetiştiremiyoruz. Lisesizliktendir ki ilk ve orta kısımlarda çok zengin olan Kırklareli, yüksek tahsilde o derecede geridir. Hatta çok mahdut çocuğu vardır. Tasdik buyurursunuz ki, orta okuma nihayet nihayet yüksek okumaya bir basamaktır. Bizim çocuklarımız bundan mahrum, Lüleburgaz bu hususta bizden dertli.”

-1946- Cumhuriyet döneminde milli eğitime özel bir önem ve değer verildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yıllara göre payına bakıldığında; 1921 yılında 174 milyon lira olan Türkiye bütçesinde milli eğitime ayrılan pay 3 milyon lira (% 2,2), 182 milyonluk lira olan 1933 yılı Türkiye bütçesinde milli eğitime ayrılan pay 10 milyon lira (% 5,68) ve 990 milyon lira 1946 yılı Türkiye bütçesinde milli eğitime ayrılan pay 103 milyon lira (% 10,4) olmuştu.

Ancak Kırklareli’de hala bir lise açılamadığından imkânı olmayan öğrenciler ortaokuldan sonra eğitime devam edemiyordu.

-1954- 1927-1953 yılları arasında Kırklareli Ortaokulu olarak kullanılan Yayla mahallesindeki Rum Mektebi nihayet 2 Eylül 1954 tarihinde arasında Kırklareli Lisesi oldu. Bu yıl faaliyete başlayan Atatürk Lisesi’nde 17 öğretmen vardı. 58 erkek, 21 kız olmak üzere toplam 79 öğrenci vardı. Böylece Kırklareli eğitim tarihinde açılan ikinci lise olarak bu binada eğitim vermeye başladı. 

-1957- Kırklareli Lisesi ilk mezunlarını 1957 yılında verdi. Kırklareli Lisesi eğitim kadrosunda 10 kadın ve 7 erkek öğretmen bulunmaktaydı. Kırklareli Lisesi’nin 1956-1957 ders yılında 40’ı kız, 92’si erkek olmak üzere toplam 132 öğrenci okulda eğitim görüyordu.

-1963- Lisenin kendi binasına geçmesinden sonra 30 Eylül 1963 tarihinden 1965 eğitim yılının sonuna kadar Rum Mektebi bu kez Ticaret Lisesi olarak hizmet verdi.

 Kırklareli Ticaret Lisesi yeni okul binasının temelleri 2 Ekim 1963 tarihinde atıldı.  

-1967- Kırklareli Lisesi Müdürlüğünü coğrafya öğretmeni Süleyman Büyük yapıyordu. 33 öğretmen ve 1082 öğrenci vardı.

Ticaret Lisesi Müdürü edebiyat öğretmeni Muzaffer Ender’di. Okulun 20 öğretmeni 422 öğrencisi vardı. 

-1973- Kırklareli ilinde toplam 6 lisede 126 öğretmen, 460 erkek öğrenci ve 245 kız öğrenci bulunuyordu. Ticaret Lisesinde ise 14 öğretmen, 154 erkek öğrenci ve 125 kız öğrenci vardı. 

-1975- Teknik Lise açıldı.

-1985- Kırklareli Anadolu Lisesi, Yayla mahallesinde Tevfik Fikret Okulu’nda öğretime başladı. Okul Müdürlüğüne vekâleten Nusret Candeğir atandı. 72 öğrenci ile 1985-1986 eğitim-öğretim yılında iki hazırlık sınıfı bulunuyordu. 

-1993- Kırklareli’nde ortaöğretim seviyesinde Atatürk Lisesinde 434 erkek, 680 kız olmak üzere 1114 öğrenci bulunmaktaydı. Öğretmen sayısı 52 idi. Ticaret Lisesinde 288 erkek, 563 kız öğrenci ve 36 öğretmen,  Anadolu Lisesinde 155 erkek, 100 kız öğrenci ve 33 öğretmen, İmam Hatip Lisesinde 194 erkek, 86 kız öğrenci ve 34 öğretmen, Teknik Lisede 210 erkek öğrenci ve 58 öğretmen,  bulunuyordu. Ayrıca bu yıl açılan Kız Meslek Anadolu Lisesinde 450 kız öğrenci ile 30 öğretmen bulunuyordu.  

-2000- Kırklareli ilinde; 14 Genel Lise, 4 Anadolu Lisesi, 3 Kız Meslek Lisesi, 2 Meslek ve Anadolu Meslek Lisesi, 1 Tekstil Meslek Lisesi, 3 Teknik Lise, 4 Endüstri Meslek Lisesi, 1 Anadolu Teknik Lisesi, 1 Ticaret Meslek Lisesi, 1 Çok Programlı Lise, 1 Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, 2 Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, 1 İmam Hatip ve Anadolu İmam Hatip Lisesi, 1 Anadolu Öğretmen Lisesi olmak üzere, toplam 39 ortaöğretim kurumu bulunuyordu. Bu okullarda 787 öğretmen görev yapmaktaydı.

*  *  *

Kırkkilise İdâdîsi, diğer beş yıllık idâdîler gibi bulunduğu şehrin işlerini idare edebilecek, lider vasıflı fertler yetiştirmek amacı ile açılmıştı. Son dönem tarihinde önemli birçok kişi öğrenimini Kırkkilise’nin tek Müslüman rüştiyesi arkadan da idâdîsinde öğrenim görmüştü.

Kırkkilise İdâdîsi tarihinde ünlü muallimler arasında Sultanyerili Osman Nuri Efendi, Şair Rüştü Bey, Cezmi Hoca, Kurmay Yüzbaşı Cemal Bey, riyaziye muallimi Nuri Bayramiçli, Şehit Yarbay Hakkı Bey ve Türkçe öğretmeni Mehmet Ali Bey, Arapça muallimi Mustafa Efendi, Türkçe muallimi Bilâl Efendi, hüsnü hat muallimi Nazif Hoca vardı.

Şair ve oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecer Kırkkilise İdâdîsi mezunudur.  Babasının Ziraat Bankası Kırkkilise şubesinde görevi nedeniyle ruh ve sinir hastalıkları uzmanı, ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Türk hekimi, ünlü akademisyen Dr. Mazhar Osman Usman da rüşdiye eğitimini Kırkkilise’de aldı. 50-60 yıllık tarih içinde Kırklareli okullarında feyz almış kişiler arasında Kırklareli Milletvekili ve Çocuk Esirgeme Genel Merkezi Başkanı Dr. Fuat Umay, Belediye Reisi ve İstiklal madalyası sahibi olan Süleyman Şevket Dingiloğlu (1909-1910 yıllarında idâdîde hesap, hendese, Türkçe, tarih, malumat-ı zıraiye ve coğrafya dersleri muallimliklerini vekâleten yürüttü), Kırklareli Milletvekili emekli Korgeneral Kemal Doğan, Muhasebeci Zahit, emekli Kurmay Naim Cevat, Karahafız'ın Ali Tevfik, General Şakir Güleş, Topçu Generali Emin, Yargıtay Üyesi Alaaddin, Veteriner M. Nurettin Veral gibi şahsiyetlerden başka Türkiye’nin idari, iktisadi ve sosyal işlerinde yer almış birçok münevver kişi vardı.


KAYNAKÇA:

Selçuklularda Eğitim Faaliyetleri ve Yetişen İlim Adamları, Ali ÖNGÜL, 2003

Manisa’da Osmanlı Dönemi Mirası: Sıbyan Mektepleri, Elif SÜYÜK MAKAKLI-Betül OZAR, 2019

https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/osmanli-sibyan-mekteplerinde-egitim-sistemi

Kırkkilise Sancağı’nın Tar. ve Coğ. Açıdan Tasviri, Melissinos HRISTODULU,Atina Th. Papaleksandri Mat.,1881

Ali Rıza Dursunkaya, Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kül.ve Eski Es.Yön.Tetkik,Yeşilyurt Bas.1948

Adem Ali Şahin, Tanzimattan Cumhuriyete Kadar Eğitim Sistemi, Yönetimi ve Denetimi, İSZÜ Sos.B.Ens, 2015

Büyük Selçuklu Devletinde Eğitim ve Öğretime Genel Bakış, İsmail GÜVEN

Kırklareli (Kırkkilise) Mekteb-i İdadisi, Mesut AYAR

Kırklareli Şehri - Oya Esin KAYMAZ, 1993

Efsaneden Gerçeğe Kırklareli, Nazif KARAÇAM, 1995

Bütün Yönleri ile Kırklareli ve İlçeleri, Nazif KARAÇAM, 1970

Kırklareli, Osman YALÇIN, 1970

Kırkkilise ‘Kırklareli’ Vilayeti Sıhhi İctimai Coğrafyası, Dr.Ahmet HAMDİ, Çeviri: Sinan ŞANLIER

Cumhuriyetin 15. Yılında Kırklareli, 1938

Kırklareli İl Yıllığı, 1967, Kırklareli Valiliği

Kırklareli İl Yıllığı, 1973, Kırklareli Valiliği

Kırklareli İl Yıllığı, 2000, Kırklareli Valiliği

Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Öz Yayınları, Ankara 1959, s. 34-37.

https://islamansiklopedisi.org.tr/zuhdu-pasa

https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu%27nda_e%C4%9Fitim

Derinsu39, Kırklareli Arşivi

Ali Coşkun YANARDAĞOĞLU Arşivi

Fuat FÜRKAŞ Arşivi 

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kadar Eğitim Sistemi, Yönetimi ve Denetimi, Adem Ali ŞAHİN, 2015

II. Abdülhamid Döneminde Kırkkilise (Kırklareli) Sancağında Eğitim ve Öğretim, Hümmet KANAL

Sâlnâmelere Göre İdari, Sosyal ve Ekonomik Yapısıyla Edrine Sancağı, Halûk KAYICI, 2013

Kırklareli (Kırkkilise) Rum Mekt.Vali F.Üstün İlko.Bir Eğitim Bin.Hikâyesi(1905-2005), Nuri GÜÇTEKİN

II. Meşrutiyet Osmanlı Meclis Zabıtlarında Bulgar Azınlıklarının Kilise ve Okul Sorunları, Gülnihâl BOZKURT

Kırklareli Şehri - Oya Esin KAYMAZ 

Ahmet Mithat İlköğretim Okulu Slayt

Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası Kırklareli Vilayeti, Türkan DOĞRUÖZ

1880 Tarihli Kırkkilise Sancağı’nın Tarihi ve Coğrafî Açıdan Tasviri, Türkan DOĞRUÖZ, 2020

Kırklareli Merkez İlçe ve Köylerindeki Gayrimüslim Eserleri, Barış TOPTAŞ, 2012

Osmanlı Tarihi 1, Ahmet Rasim,1999

Kırklareli ve Tekirdağ'daki Klâsik Dönem Osmanlı Camileri, Serpil YILMAZ, 2019

25 Ağustos 2021 Çarşamba

KIRKKİLİSE’ DEN KIRKLARELİ’YE EĞİTİM Sıbyan ve İbtidâi Mektepleri, İlkokullar






 Hasan ÇALIKUŞU

Selçuklu döneminde sıbyan (çocuk) mektebi modelleri medrese eğitiminin bir başlangıcı olarak ortaya çıkmış, Fatih Sultan Mehmet dönemiyle İstanbul’a girmiş, Kanuni Sultan Süleyman ise  ‘Şehzade Sıbyan Mekteyaebi’ni 1548 yılında Eminönü‘nde açmıştı. 

Sıbyan mektepleri Osmanlı Devleti’nde eğitim sisteminin ilk basamağıdır. Sıbyan mektepleri daha önceleri bir külliye, cami veya mescid bünyesinde bir imam veya muallim ‘hoca’ ve onun yardımcısı olan ‘kalfa’ dan oluşmaktaydı. Ayrıca bir temizlikçi hademe veya kapıcı ‘bevvâb’ ile talebelerin fiil ve hareketlerini kontrol eden, evine götürüp getiren ve teneffüslerde düzeni sağlayan bir görevli ‘mubassır’ bulunmaya başladı. Çocuklar 4 yıl, 4 ay, 4 gün olunca mektebe başlayabilir, okuma, yazma, Kur’an, aritmetik gibi temel eğitimler alır ve yedi yaşında eğitim sona ererdi. Sıbyan mektepleri en yaygın eğitim kurumlarından olup “mahalle mektebi” olarak da adlandırılırdı. 

Köylerde ise şartlar daha zordu. Mektep olmadığı gibi bazı büyük köylerde imamlar camilere bitişik dar, karanlık ve rutubetli odalarda hasırlar üstünde oturarak din dersi yanında talebelere yanlış ve hurafelere dayalı muzır fikirler telkin ederlerdi. Bunlara tabii ki mektep denilemezdi.   

-1500- Kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de, Kırkkilise’de 1500’lü yılların sonuna doğru Hızır Bey Camii avlusunda Kubad Paşa Medresesi açılmıştı. Balkan Harbinden önce Müderris Hafız Ahmet Efendi’nin idaresi altında 14 talebesi vardı. 

Kubad Paşa Medresesinde din bilgisi ve Arapça dersler yapılırdı. Sıbyan mekteplerinde ise Kur’an-ı Kerim, İslami bilgiler ve hesap dersi verilirdi. Türkçe yazı olarak da senelerce ‘Rabbi yessir’ yazdırılırdı. O sıralarda mektep hocalarının maaşları yoktu. Mektepteki hocalarının geçinmesi için çocukların babaları her hafta hallerine göre 10, 20 ve 40 para kadar bir haftalığı bahşiş olarak gönderirdi. 

Mektebe yeni başlayan çocuklar için merasim yapılırdı. Çocuğa temiz elbise giydirilir, mektebe getirilir, muallim tarafından Besmele-i Şerife çektirilir. Çocuk hocanın dediğini tekrarlayarak Rabbi yessir ve Elif-ba'dan birkaç satır okutulurdu. Çocuğun ailesi o gün hocaya bir kat çamaşır, para, hediye ve ikram verirdi. Ayrıca zengin ve fakir ayırt etmeden mektepte mevcut olan tüm çocuklara birer külah şeker ile o zamanlar çifti 10 paraya olan susam simitlerden dağıtılırdı. Bir çocuk Kur’an-ı Kerim hatim ettiği vakit hatim duası yapılır ve yine hocaya münasip ikramlar yapılırdı.

-1557- Emin Ali Çelebi adında Kırkkiliseli hayırsever 1557 yılında Hamzabey’in bağışladığı arsa üzerine bir şer’iye mahkemesi binası inşa ettirdi. Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Ruslar tarafından karargâh olarak kullanılarak harap bir halde bırakılan bina onarılacak ve bir mektep yapılacaktı.

-1847- Sıbyan mekteplerinden sonra aileleri istese dahi 1847 yılında yayınlanan talimnameye kadar kız çocuklarının tahsile devam etmesine izin verilmezdi. Buna rağmen sıbyan mekteplerini bitirenler yazı yazmaya ve doğrudan doğruya bir Türkçe kitap okumaya yetecek kadar eğitim maalesef alamıyorlardı. 

-1870- Kırkkilise’de 1870’li yıllarda üç sıbyan mektebi bulunmaktaydı. Hızır Bey Camii karşısında o zamanlar Cemaati İslamiyeye ait binada Abdül Vahap Efendi Mektebi (mualimi Vahap Efendi, Kırımlı idi) vardı ve sonradan mektebin adı Hacı Ahmet Efendi Mektebi adını aldı. Diğeri Tırnova Caddesi Türbe sokağının sonunda Osmanağa Camii yanında Osmanağa Mektebi (Balkan Savaşlarında Bulgarlar tarafından camiyle birlikte yıkıldı), üçüncüsü de Dereüstü sokakta bir zamanlar Belediye Elektrik Santrali ve İtfaiye olan binada (İl Halk Kütüphanesi’nin alt sırası, şimdi otopark) Hacı Seyit Ahmet Efendi ve sonraları Balcı Mehmet Efendi Mektebi adını alan mekteplerdi.

-1877- Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Rus istilasında Kubad Paşa Medresesi ve kütüphanesindeki 6000 cilt kitap yağma edildi, medrese harap bir halde bırakıldı. Kubad Paşa Medresesi 19. yüzyıl sonlarına kadar faal durumdaydı, ancak son zamanlarda sadece yedi talebesi bulunmaktaydı. Savaşa kadar şer’iye mahkemesi olarak kullanılan binayı Ruslar karargâh olarak kullandı. 

-1878- Kırkkilise mutasarrıflığına Nisan ayında atanan Giritli Cavit Paşa işgal altındaki kasabayı Ruslardan teslim aldı.

Şavaş sonrası birkaç sene daha sıbyan mektepleri faaliyetlerine devam etti. Daha sonra mekteplerin idaresi Kırkkilise Cemaati İslamiye ve Maarif Meclisine verildi, vakıf akar gelirlerinden muallimlere birer miktar maaş ödendi. Sıbyan mektepleri Tanzimat'tan sonra ‘ibtidâi’ adını aldı. İbtidâi mektepleri, sıbyan mektepleri gibi ilköğretim seviyesinde idi. 

İbtidâi okulları, Abdülhamid devrinde yapılan reformlarla daha önem kazandı ve köylere kadar yaygınlaştı. Bu dönemde ilköğretim zorunlu hale getirildi. Bu gelişmelerle 4 yıllık ibtidâi mekteplerinde talebeler rüştiyelere daha iyi hazırlanmaya başladı. 

-1879- Yayla meydanındaki 1833 yılında yapılmış olan eski Rum mektebinin başmuallimi Molinos Efendi’ye 1879 yılında Kırkkilise’nin Rus istilası sırasında Balkanlardan göçen muhacirleri mektebinde koruyarak yardım etmesi ve pek çok hizmetinden dolayı beşinci dereceden bir kıta mecidiye nişanı verildi. 

-1881- Kırkkilise Mutasarrıfı Giritli Cavit Paşa Ruslardan harap kalan mahkeme binasını onararak 1881 yılında 5 derslik, bir öğretmen odası, bir yemekhane ve bir teneffüs alanı olmak üzere yeniden yaptırdı ve rüştiye mektebini (Ahmet Mithat Okulunun olduğu yer) buraya nakletti. Cavit Paşa imara ve eğitime önem veriyordu. 

-1882- Kırkkilise merkezinde eski mekteplerin yerine 1882-1884 yılları arasında 2 erkek (zükûr) ve 1 kız (inâs) ibtidâi mektebi açıldı. Cami-i Kebir ve Karaca İbrahim Mahallesi İbtidâileri erkek, Hacı Zekeriya Mahallesi İbtidâisi kız mektebiydi. İlerleyen yıllarda Hacı Zekeriya Mahallesi’ne kız mektebine ilave olarak bir de erkek ibtidâi mektebi inşa edilecekti.

-1884- Kırkkilise sancağında 1884 yılında 148 ibtidâi mektebi bulunuyordu. 

-1892- Kırkkilise kasabasında 1 rüştiye, 3 iptidâi ve 12 Rum, Bulgar ve Yahudi mektebinde toplam 1.390 talebe eğitim görüyordu. 

Kırkkilise Cami-i Kebir Erkek İbtidâi Mektebi’nde başmuallimler Hacı Ahmet Efendi ile Hafız Mehmet Efendi 180 talebeye, Karaca İbrahim Erkek İbtidâi Mektebi’nde başmuallim Muhammed Efendi 40 talebeye, Hacı Zekeriya Kız İbtidâisinde başmuallim Süleyman Efendi ile ikinci muallim Halil Efendi 190 talebeye eğitim veriyordu. 

Yayla meydanındaki eski Rum mektebinde 1884-1892 yıllarında Başmuallim Petrokovaçidi Efendi, ikinci muallim Melendiyos ve Dimostanos Efendiler görev yapıyor, mektepte 46 talebe eğitim görüyordu. 

-1893- Kırkkilise sancağında 1892-93 yılında Müslümanlar için 113 ibtidâi mektebinde 3212 erkek ve 1542 kız öğrenci, gayrimüslimler için 85 okulda 4581 erkek ve 1513 kız öğrenci vardı. Yani 1893 yılında 139 bin nüfuslu Kırkkilise sancağında talebe sayısı 10.848 olup, nüfusun % 7,8 ’i ibtidâilerde talebeydi. 

 -1898- Kırkkilise’de ‘Kınkın İsmail’ tarafından 1898 yılında açılan özel bir Şule-i Maarif Mektebi vardı, 2 yıl kadar yaşayabildi. Edirne Metropolit’ine ait olan Yayla Rum Mektebi 1898 yılında rüştiye derecesinde 91 erkek talebeye eğitim vermekteydi.

-1900- Yayla mahallesindeki sadece erkek talebelerin eğitim gördüğü eski Rum mektebinde Petrokovaçidi Efendi’nin vefatı veya ayrılmasıyla başmuallimliğe Yani Angali Efendi geldi. Mektepte talebe sayısı azalarak 45’e düşmüştü.

Müslümanlara ait ibtidâi mekteplerden Hızırbey Camii karşısındaki kadastro binasının yerindeki Hacı Ahmet Efendi Mektebi bu yıllarda yandı. 

-1902- 1833 yılından beri faaliyette olan eski Rum mektebi, artık metruk ve harap bir halde olduğundan yenisinin yapılmasına karar verildi. Bunun için Rum piskoposu Kırkkilise Belediye Meclisi’ne başvurdu. Kırkkilise Belediye Kalfası Haralumbo’ya fiyat ve keşif defteri hazırlatılarak, yeni inşa edilecek Rum Rüştiyesinin planları yaptırıldı.

Kırkkilise sancağı gayrimüslimleri mektep inşa ve tamirine önem vererek birçok yeni mektep inşa etmişlerdi. Bu mekteplerin inşa giderleri Kırkkilise’deki gayrimüslim halkın yardımları, kilise sandığı ve zengin gayrimüslimler tarafından karşılanmıştı. II. Abdülhamid devrinde Kırkkilise’de inşa edilen okullardan günümüze kadar ulaşan binalar arasında Cami-i Kebir Mahallesi’nde Yayla meydanındaki Rum mektebi de bulunmaktadır. 

-1903- Eski Rum Mektebi’nde muallim olarak Kostandi ve Mihalaki Efendiler vardı, ancak bakımsız kalan mektepte eğitim artık verilemiyordu. Yeni mektebin yapılması için gerekli 1200 altın Rum cemaati ve kiliselerinden iane defterine isim ve miktarı kaydedilerek yardım olarak toplandı. 

-1905- Yayla mahallesindeki yeni Rum mektebi tam olarak bitmese de eğitime başladı. Sadece erkek öğrenciye eğitim verilen mektepte iptidâi beş yıl, rüştiye üç yıl sürüyordu. 

Sultan Abdülhamid devrinde 1905 yılına gelindiğinde Mutasarrıf Galip Paşa zamanında Kırkkilise merkezinde iptidai mektepleri dağınık yerlerde ve sağlık yönünden uygun olmayan toprak ve loş odalarda acınacak vaziyette faaliyetlerine hala devam ediyordu. Bu okulları inşaat tarzı mükemmel devrin şartlarına uygun, yeni ve sıhhi bir binada bir araya getiren şehrin orta yerinde Kırkkilise’deki Müslüman halka güzel bir mektep yapılması gerekiyordu. Mutasarrıf Galip Paşa, o vakit Cemaati İslamiye ve Maarif Encümeni kâtipliğini yapan ve Hacı Hasan Ağa Vakfı Mütevelli Kaymakamı Ali Efendi ile el ele verdi. Ali Efendi dürüst ve temiz bir kişiliğe sahip olup, Karaumur caddesinde 1940’lı yıllarda kerestecilik yapan Hamdi'nin babası, yapağı makinesi sahibi Hakkı’nın ağabeyi oluyordu. Böylece Mutasarrıf Galip Paşa’nın aracılığı ile halkın yaptığı bağışlara Efkaf (Vakıf)  İdaresi de kaynak aktardı. İlk önce Sultan Beyazıd Mahallesi’nde Kayalık Çeşmesi bitişiğindeki büyük ev ve bazı arsalar kamulaştırıldı.

-1906- 8 Şubat 1906’da ‘Kırkkilise Mekteb-i Kebir-i İbtidâi’ adı ile açılan bu mektep, Edirne vilayeti genelinde inşa edilen en büyük ve görkemli ibtidâi idi. 1906 yılında genç bir maiyet memuru olan Fahrettin Bey (1940’lı yıllarda Vakıflar Umum Müdürü olan Fahrettin Kiper) bu okula ilk müdür olarak vekâletle tayin edildi.

Kırkkilise’deki kız ibtidâi ve rüştiyesi hariç bütün diğer mahalli mektep talebeleri buraya toplanmıştır.

-1910- Rüştiye mektebine 1892 yılında idadi mektebi de ilave edilmişti. Fakat mektepler artan talebe sayısını artık kaldıramayacak bir hale geldi. Öyle ki üç devreli eğitim yapılmaya başlandı. Maârif Nazırı ve Kırkkilise mebusu olan Emrullah Efendi’nin gayretleri ile Arif Paşa Köşkü, mülk sahibi Bulgar Pandrof’dan 500 altın liraya satın alındı ve idâdî mektep oraya nakledildi. Bu suretle boşalan Rüştiye mektebine kız iptidai ve rüşti mektebi yerleştirildi.

-1911- II. Abdülhamit döneminde Kırkkilise Küçük Yayla meydanında Parthenogogeio Yunan Kız Mektebi vardı. II. Meşrutiyet döneminde de mektep inşaatları devam etti. Hayırsever gayrimüslim vatandaşlardan Dimitri’nin eşi Evante üzerine mektep yapılması için Küçük Yayla meydanında arsasını bağışlamıştı. Gün geçtikçe artan talebe sayısı ilkokul ihtiyacını da artırıyordu. Sultan Mehmet Reşat zamanında Rum kız mektebinin (Tevfik Fikret Mektebi) temeli atıldı. Ancak I.Dünya Savaşı nedeniyle mektep inşaatı yarım kalacaktı. 

-1912- Balkan harbinden sonra kız rüştiyesine bir de ana mektebi kuruldu ve faaliyeti Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraya kadar devam etti.

-1913- 1906’da açılan Kırkkilise Mekteb-i Kebir-i İbtidâisinin adı kısa bir süre sonra II. Abdülhamid’e atfen ‘Hamidiye Mektebi’ (Hamidiye Numune Kebiri İbtidâi Mektebi) olarak değiştirilmişti. 1913 yılında ise Kırkkilise Mutasarrıfı Süreyya Bey zamanında mektep müdürü Mehmet Şerafettin Aykut’un (daha sonra Edirne milletvekili, avukat) desteği ve araştırmaları ile bu mektebin adı tekrar değiştirilerek ‘Kocahıdır Mektebi’ oldu. 

Osmanlı Padişahı 2.Murat, Varna Büyük Meydan Muharebesi’nde Haçlı ordularıyla karşı karşıya geldiğinde Türk bahadırları arasında bulunan ‘Kocahıdır Bey’ yapılan kanlı savaşta Macar kralı Vladislas’ın kafasını kestiği, savaşın Osmanlıların zaferi ile neticelendiği rivayet olunur. Ayrıca büyük Türk bahadırı ve Varna kahramanı Kocahıdır Bey anısına Kırklareli'nin 5 kilometre güneybatısında, Kırklareli-Edirne yolu üzerindeki Karahıdır köyü yanında dört mermer direk üzerine kubbeli bir abide olan ‘Kocahıdır Anıtı’ da yaptırıldı.

Ahmed Rasim ise ‘Osmanlı Tarihi’ kitabında şöyle der: Sultan II. Murad, ordusuyla Varna üzerine yürüdü. İki ordu karşı karşıya geldi. Savaşın çıktığı anın ilk döneminde Osmanlı ordusu bozuldu. Önemli kumandanlardan bazıları şehit oldular. Sonunda padişahın yanında kapıkulu bölükleri haricinde asker kalmadı. Hatta Sultan 2. Murad dahi ricata başlamak üzereyken Karaca beyi: "Aman padişahım, sebat” diyerek durdurdu. Macar kralı Vladislas atını sürerek, padişahın üzerine hücum etti. Ancak ‘Koca Hızır’ isimli ihtiyar bir yeniçeri, ilk önce kralın atını sonra da kendisini keserek başını Sultan Murad'ın önüne koydu. Kesik baş hemen bir mızrağın ucuna takıldı, düşman askerine gösterildi. Bu dehşet verici manzaraya şahit olan düşman askeri geri çekildi. Kumandanlardan Davud Paşa arkalarından kovaladı. Osmanlıların yüzü gülmüştü.

-1920- Sultan Mehmet Reşat zamanında Rum kız mektebinin (Tevfik Fikret Mektebi) temeli atılmıştı. Ancak Birinci Dünya Savaşı nedeniyle mektep inşaatı yarım kalmıştı. Kırkkilise’nin Yunan işgalinde mektep, yerli Rum halkı tarafından yeniden yaptırılmaya başlandı.

-1922- Arif Paşa Köşkü satın alınmış ve idadi mektep olarak açılmıştı. 1920 yılında Yunan işgalinde idadi kapatılmış ve Arif Paşa Köşkü Yunan tümen karargâhı olarak kullanılmıştı. 1922 yılında Yunanlılar çekilince, bir süre sonra Yayla meydanında bulunan Rum mektebine ‘Ziya Gökalp’ adı verilerek ilkokul yapıldı.  

Kocahıdır Mektebi ise Yunan işgali sırasında İngiliz, İtalyan, Fransız karargâhı ve Askeri Divanı Harp olarak kullanıldı ve birçok masum Türk’e burada ağır cezalar verildi. Kırkkilise’nin 10 Kasım 1922 günü sabahı saat 10'da Kuvayı Milliye kuvvetlerince kurtarılmasıyla mektebe Türk bayrağı merasimle çekildi ve 15 gün kadar Kırkkilise Hükümet Merkezi olarak kullanıldı. Çünkü Yunan işgali zamanında Kırkkilise Hükümet Binası tamamen yanmıştı.

Yine mektebin tarihi salonunda, Hürriyet ve İtilâfçıların kongre ve seçimi yapılırken, İttihat taraftarı genç subaylar seçimi engelledi ve parti mührünü İtilafçıların elinden alarak imha ettiler. 

Ayrıca Kocahıdır Mektebi, Trakya müdafaa tarihine de tanıklık etti. Trakya'nın müdafaa kararını almak üzere Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti okulun salonunda bir toplantı yaptı, delegelerini seçti ve Edirne'ye gönderdi.

Yunan işgalinde Rum kız mektebi (Tevfik Fikret Mektebi) Rum cemaati tarafından tamamlanmak istese de yine bitirilemedi. 1922 tarihindeki Kırkkilise kurtuluşuna kadar yalnız duvar kısımları yapılabildi ve yarım durumda kaldı.

-1923- Arif Paşa Köşkü’nde eğitim yapan Ziya Gökalp İlkokulu mevcut olan öğrencisine yeterli gelmiyordu. Yayla’daki Rum mektebi binası ilk olarak 1923-1927 yılları arasında Ziya Gökalp İlkokulu olarak kullanıldı. Bu nedenle öğrencisinin bir kısmı eski Rum mektebi binasına nakledildi. 1927 yılına kadar Ziya Gökalp İlkokulu hem Paşa Köşkü’nde hem de bu binada eğitimi sürdürdü.

-1924- Cumhuriyet idaresi kurulduktan sonra 20 Aralık 1924 tarihinde Kırklareli il yapıldı ve valilik teşkilatına kavuştu. Tevhid-i Tedrisat kanunu ile kız rüştiyesi kaldırıldı, Ahmet Mithat İlkokulu adı verilerek karma ilkokul yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı tamimlerine uyularak okula 1844-1912 yılları arasında yaşayan gazeteci-yazar Ahmet Mithat Efendi’nin adı verildi. 

Saltanat devrinde köylerde mektep sayısı azdı. Bazı köylerde ise cami imamları uygun olmayan fiziki şartlar altında talebelere din dersi eğitimi yapmaya çalışıyordu. Bu nedenle köylerde okuma yazma oranı çok düşüktü hatta okur yazar tek bir adam bulunamadığından köy halkı herhangi bir şey yazdırmak veya okutmak için köy köy dolaşıp okur yazar birisini bulmaya çalışırdı. 

Cumhuriyet devrinde ise köylerde bir taraftan modern mektepler açılmaya başlayınca sadece talebeler değil bir taraftan da kadın erkek bütün köy halkı okutulmaya başlandı. Ayrıca köylünün bilgisini artırmak için Kırklareli’nin 105 köyünde halk okuma odaları açıldı, birçok kitap, gazete ve faydalı mecmualar temin edildi. Bunun neticesi Cumhuriyetin ilk 15 yılında bütün köylerin yarısından fazlası okuyup yazmaya başladı. 

-1927- yılında Kırklareli ili toplamında faaliyette olan ilkokul sayısı 101, öğretmen 164, erkek öğrenci 4051, kız öğrenci 2955 olmak üzere 7006 öğrenci vardı.

-1928- Dönemin Maarif Vekili Mustafa Necati Kırklareli ziyaretinde yarım kalmış okulların bitirilmesi talimatını verdi. 

Mustafa Necati, ‘Tevhidi Tedrisat’ sürecinde ve ‘Harf Devrimi’ esnasında 1925-1929 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı yaptı. Bu dönemde Maarif Teşkilatı’na dair kanunu çıkardı, eğitim işlerini valilerin kontrolünden çıkararak bakanlığın kontrolüne aldı, ‘Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir’ hükmü ile öğretmenlik mesleğini itibarlı hâle getirdi, öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin düzenlemeler yaptı, 10 bölge merkezinde birer öğretmen okulu inşaatını başlattı. O zamanlar Balıkesir Necatibey Muallim Mektebi’ne ve bugün Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi’ne adı verildi. 

Rum kız mektebinin temeli atılmış, savaş ve işgal nedeniyle bitirilememişti. Cumhuriyetin ilanından sonra, Vali Ahmet Durmuş’un zamanında kâgir bina, İl Özel İdaresi’nce 9500 lira harcanarak noksanları tamamlandı. 7 odalı olarak ‘Tevfik Fikret Okulu’ adı verilerek ‘Harf İnkılabı’ ile birlikte 10.11.1928 tarihinde Tevfik Fikret İlkokulu adı ile açıldı. Eskiden okulun karşısında ‘İl Özel İdaresi’ ile biraz aşağıda güney kısmında ‘Adliye’ vardı. Tevfik Fikret adının okula verilmesi o tarihlerde gelen Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgelerine uyumuş olmasındandı.

-1931- Hasan Paşa Caddesi üzerinde bulunan Cumhuriyet İlkokulu’nun yerinde daha önce bir Rum Mektebi ve yanı başında bir de kilise vardı. Rum mektebi kapandıktan bir süre sonra okul Vizeli ünlü eğitimcinin adı verilerek Selim Sabit Bey Okulu olarak faaliyetini sürdürdü. Selim Sabit reformist görüşlerini söylediğinde çalkantılı bir devir yaşanıyordu.

Vali Mustafa Arif Bey zamanında İl Özel İdaresi tarafından 8500 lira harcanarak 3 sınıflı bir okul yapıldı, ancak Karakaş mahallesinin kalabalık nüfusuna yeterli ve kullanışlı değildi.

-1933- Arif Paşa Köşkü’nde açılan ortaokulda talebe sayısı artınca 1930 yılında Yayla’daki eski Rum okuluna taşındı. Ziya Gökalp İlkokulu da 1933 yılında Arif Paşa Köşkü’ne kaldırıldı. 

Cumhuriyet İlkokulu birkaç yıl önce yapılmasına rağmen yeterli ve kullanışlı değildi. Vali Faik Üstün zamanında öğrenci sayısı da dikkate alınarak sınıflar genişletildi ve iki sınıfa indirildi. 

-1935- Kırklareli ilinin tamamında 101 ilkokulda öğretmen sayısı 187’ye, öğrenci sayısı 7713’e çıktı. 

-1937- 1933 senesinde vilayet mekteplerinde 7834 talebe varken 1937 öğretim yılında Kırklareli ilinde 14304 öğrenci vardı.

-1938- Cumhuriyetin ilk 10 yılında Kırklareli ilinde köylerde 22 mektep yapılmıştı. Cumhuriyetin 15. yılında Kırklareli ilinde Trakya Umumi Müfettişi Kâzım Dirik ve Kırklareli Valisi Faik Üstün ve B.Hasip Koylân zamanında son beş yılda 63 ilk mektep binası, 34 köy konağı, 8 muallim evi, 1 talebe pansiyonu, 4 okuma odası, 6 konuk odası yapılmış olup, 38 adet yapımı devam eden mektep binası vardı. Böylece köylerde 33 okuma odası, 11 köyde 16 muallim evi, Demirköy, Pınarhisar ve Pehlivanköy’de toplam 100 yataklı talebe pansiyonu bulunuyordu. 

-1940- İlkokul sayısı 74, öğretmen sayısı 184’e düşerken, öğrenci sayısı 14105 oldu.   

-1945- Bu yıl 90 ilkokulda, 252 öğretmen, 12535 öğrenciye eğitim veriyordu. 

-1948- Kırklareli Milli Eğitim Müdürü Hilmi Tuncer ile birlikte Merkez Milli Eğitim memuru ve Ahmet Mithat başöğretmeni Vefik Sözen, Merkez İlköğretim Müfettişi Necati Erinç, Milli Eğitim müdür başkatibi Rahmi Tuncar, Milli Eğitim katibi Hasan Çubukçu ve Milli Eğitim katibi bayan Hikmet Sezgin bulunuyordu.

Kocahıdır İlkokulu’nda Başöğretmen Kâzım Konuralp, öğretmen Eşref Gürdal, Avni Tüzün, Hacer Sözen, Rezan Yücesoy, Mahter Ergenekon, Aliye Ünsal, Havva Başeğmez, Nezihe Mengü vardı.

Ziya Gökalp İlkokulu Başöğretmeni Ahmet Akşit idi. İdris Uluocak, Latife Ener, Maruf Öztürk, Nazif Tuna okulun öğretmenleriydi.

Tevfik Fikret Okulunda 5 sınıfta 360 öğrenci öğrenim görüyordu. Okulun bu yıla kadar ilköğretim hayatında 37 öğretmen çalıştı ve 530 öğrenci mezun oldu. Son 16 yıldır başöğretmen Hayri Gürsu ve öğretmen Kemal Tanyolaç okulda görevliydi. Hasan Fehmi Ener, Mücahit Türkoğlu, Türkan Ezgü, Leman Engürler, Nefise Güçyener, Melâhat Ayla, Atiye Aka, Fethiye Üçkün öğretmen olarak görev yapıyordu. 

Ahmet Mithat Okulu’nda Başöğretmen Vefik Sözen’di. İlhan Berkman, Şaban Gürdal, Hamdiye Tuna, Sevdiye Akalp ve Meliha Yapan öğretmen olarak görev yapıyordu. 

Uzun yıllar 2 sınıflı ve 2 öğretmenli olarak faaliyet gösteren Cumhuriyet İlkokulu 1948 yılında 104 öğrencisi vardı, öğretmenleri Tevfik Koçnard ve Bedriye Yenili idi.

-1950- Cumhuriyet İlkokulu iki geniş sınıf olarak uzun yıllar çalıştı, ancak yeni bir okula ihtiyaç duyuldu. Bu nedenle okul tamamlanıncaya kadar Yahudi-Karakaşbey sokağındaki Musevilere ait okula taşındı. 

Kırklareli’deki 189 ilköğretim okulunda 301 öğretmen, 19317 öğrenci bulunuyordu.

-1955- Kırklareli’nde 191 okul ve 499 öğretmen ile beş yıl önceye kadar benzer olsa da, ilköğretimdeki öğrenci sayısı 25981’a çıktı.  

-1957- Kırklareli Valisi B.Hasip Koylân zamanında, işadamı Hamdi Helvacığlu Vilayet Meydanında Atatürk Bulvarı üstünde İstasyona yakın bir yerde 10 sınıflı okul yaptırdı ve 9 Aralık 1957 tarihinde öğretime açıldı. Osman Oyman okulun ilk müdürü oldu.

Hamdi Helvacıoğlu, Bulgaristan'ın Hezergrad kasabasında üç erkek kardeşten en küçüğü olarak 1905 doğumlu olup, rüştiye okulunu bitirdikten sonra dört yıl da Bulgar okulunda eğitim gördü. Mübadele sonunda önce İzmir, daha sonra İstanbul'a geldi. 1934 yılında da ağabeyi Sabri Helvacıoğlu ile birlikte Kırklareli'ne gelerek ticaretle uğraştı. İkinci Dünya Savaşı sırasında işini İstanbul'a taşıyarak ihracat ve ithalat işleriyle uğraştı.

Hamdi Helvacıoğlu, devamında okulla ilgisini kesmedi, ihtiyaca göre okula imkân sağlamaya, yeni ek tesisler yapmağa, araç-gereç almağa, teşvik ve burs vermeye devam etti. Ayrıca Milli Eğitim Vakfı'nda "Hamdi Helvacıoğlu Fonu" oluşturarak yüksekokul kazanan başarılı ve ihtiyacı olan öğrencilere yardımlarda bulundu.

Tevfik Fikret Okulu’nun bakıma ihtiyacı vardı ve mimari özelliği korunarak büyük bir onarım yapıldı. 

-1958- Kırklareli Valisi Alâeddin Eriş zamanında iki katlı yeni Cumhuriyet İlkokulu yapımına başlandı ve 6 sınıflı yeni okul 28 Nisan 1958 yılında tekrar açıldı. Öğrenciler taşınarak Musevi Okulu boşaltıldı. Yapı ve biçimi ile çok güzel olan Musevi Okulu aynı sokaktaki bir başka bina ile takas edildi ve okul binası yıkıldı. Yerine Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası yapıldı.

-1960- Kırklareli’nde ilköğretim okul sayısı 217, öğretmen 633, öğrenci sayısı ise 29765’e ulaştı.

-1963- Kırklareli Yayla meydanındaki Ziya Gökalp Ortaokulu 1963 yılına kadar faaliyetine devam etti. 1963-65 yılları arası Ticaret Lisesi olarak kullanıldı.

-1964- Ahmet Mithat Okulu’nda okul alanı içine yeni okulun temeli atıldı. Tarihi binanın restore edilmesi ve Eğitim Araçları Başkanlığına devredilerek milli eğitim hizmetlerinde kullanılması kararlaştırıldı.

-1965- Kırklareli ili toplamında faaliyette olan ilköğretim okul sayısı 223, öğretmen 1048, erkek öğrenci 20594, kız öğrenci 18847 olmak üzere 39441 öğrenciye ulaştı. 

-1966- 1557 yılında inşa edilen mahkeme, karargâh, rüştiye, idadi ve ilkokul olarak kullanılan, Kırklareli eğitim tarihinde büyük yeri olan Ahmet Mithat Okulu hemen yanında yaptırılan 10 derslikli binaya 29 Ekim 1966'da taşındı.  Bu tarihi bina restore edilerek Eğitim Araçları Başkanlığına devredildi ve yine Milli Eğitim hizmetlerinde kullanıldı. 

Bu okuldan yetişen birçok kişi arasında Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu kurucusu Kırklareli Milletvekili Dr. Fuat Umay, ilk okuma yazmayı bu okulda öğrenen ve doktor olarak yetişen Profesör Dr Mazhar Osman Usman, emekli Korgeneral Kırklareli Milletvekili Kemal Doğan, emekli Jandarma Genel Komutanı Tümgeneral Şakir Güleş, Tümgeneral Burhanettin Denker ve 1909 yılında okulumuzun birinci sınıfına yazılan ve mezun olan daha sonra orduya diş tabibi olarak katılan savaşlarda malul olan ve emekliye ayrılan halen Malul Gaziler Dergisi kurucusu ve başyazarı şair Tevfik Abdurrahman Tanyolaç, ayrıca 1904'te okulumuzda yazılan ve mezun olan halen İstanbul barosuna kayıtlı Avukat Menehim Adato Haker, 27 İnşaat kimya makine ve elektrik mühendisi, 21 doktor, 29 idareci ve iktisatçı, 100'e yakın öğretmen ve yüzü geçkin subay, ilimizden yetişen ve 1910 yılında Maarif Nazırı bulunan Emrullah Efendi bulunmaktadır. 

-1967- Kırklareli merkezinde Ahmet Mithat, Cumhuriyet, Hamdi Helvacıoğlu, Kocahıdır, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp yedi binada 6 ilkokul, merkeze bağlı nahiye ve köylerde 55 binada 45 ilkokul vardır. Bu okullarda 273 öğretmen, şehirde 3032 öğrenci, köylerde 7100 öğrenci bulunuyordu.

-1970- Kırklareli merkezinde Ahmet Mithat, Tevfik Fikret, Kocahıdır, Cumhuriyet, Ziya Gökalp, Kırkşehitler, Hamdi Helvacıoğlu ve Karahıdır okulu olmak üzere 8 ilkokul vardır. Kırklareli ilinde ise ilkokul sayısı 231, öğretmen 1210, erkek öğrenci 20726, kız öğrenci 19318 olmak üzere 40044 öğrenciye çıktı.

-1971- Yayla mahallesindeki eski Rum Okulu 1963’den beri depo olarak kullanılıyordu. 5 Ekim 1971 tarihinde danışma kurulu kararı ile yeni açılacak okulun adı ‘Vali Faik Üstün’ oldu. Tevfik Fikret Okulu’nda kapasitenin üstünde öğrenci olunca, öğretmenleri ile beraber öğrencilerin bir kısmı hemen yakındaki Vali Faik Üstün İlkokuluna nakledildi. 

Faik Üstün 1886 yılında Milas’ta doğdu. 1907 yılında Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. 1910-15 yıllarında Karaburun, Bodrum ve Soma’da kaymakamlık yaptı. Daha sonraki yıllarda mülkiye müfettişliği görevinde bulundu.1924-25 Burdur, 1928-30 Amasya, 1928-30 Mersin, 25 Şubat 1932-25 Ocak 1936 Kırklareli, 1936-39 Niğde ve 1939-42 yıllarında Adana Valiliği yaptı. Seyhan Valisi iken 1942 yılında emekli oldu. 1942 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi İdari Meclisi üyeliği yaptı. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti Kırklareli Milletvekili olarak seçildi. 1966 yılında Ankara’da vefat etti. 

Kırklareli Valiliği zamanında, ‘Okul Himaye Heyetleri’ kurdu, okulsuz köylerde 1933 yılında 40, 1934 yılında 20 bina yaptırdı. Bu okullar tamamen köy bütçesi ve köylülerin gayreti ile tamamlandı.

-1972- İlkokul sayısı 234, öğretmen 1103, erkek öğrenci 18748, kız öğrenci 17730 olmak üzere 36478 öğrenci vardı.

-1973- İl milli eğitim müdürlüğü görevinde Osman Gülal bulunuyordu.

-1977- Tevfik Fikret Okulu öğrenci sayısı yine fazlalaşınca zorunlu olarak ikili öğretime geçildi.

-1980- Cumhuriyet İlkokulu müdürü Nejat Bahçıvanoğlu zamanında okul içinde yapılan tadilatla 2 sınıf ve 2 ana sınıfı ilavesiyle okul 10 sınıflı oldu.    

-1995- 142 ilkokulda, 2777 öğretmen, 27905 öğrenci vardı.

-1998- Temel eğitimin sekiz yıla çıkması ile Ahmet Mithat İlköğretim Okulu adı altında 8 sınıfta 601 öğrenci ile öğretime devam etti.

-2000- Kırklareli ilinde 156 İlköğretim okulunda 1148 sınıf öğretmeni, 513 branş öğretmeni, 39.081 öğrenci vardı. 13 İlköğretim okulunda ikili öğretim yapılıyordu. 145 yerleşim biriminden 3137 öğrenci, 47 merkez okula taşınarak eğitim veriliyordu. 


KAYNAKÇA:

Selçuklularda Eğitim Faaliyetleri ve Yetişen İlim Adamları, Ali ÖNGÜL, 2003

Manisa’da Osmanlı Dönemi Mirası: Sıbyan Mektepleri, Elif SÜYÜK MAKAKLI-Betül OZAR, 2019

Kırkkilise Sancağı’nın Tar. ve Coğ. Açıdan Tasviri, Melissinos HRISTODULU,Atina Th. Papaleksandri Mat.,1881

Ali Rıza Dursunkaya, Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kül.ve Eski Es.Yön.Tetkik,Yeşilyurt Bas.1948

Adem Ali Şahin, Tanzimattan Cumhuriyete Kadar Eğitim Sistemi, Yönetimi ve Denetimi, İSZÜ Sos.B.Ens, 2015

Büyük Selçuklu Devletinde Eğitim ve Öğretime Genel Bakış, İsmail GÜVEN

Manisa’da Osmanlı Dönemi Mirası: Sıbyan Mektepleri, Elif SÜYÜK MAKAKLI-Betül OZAR, 2019

Kırklareli (Kırkkilise) Mekteb-i İdadisi, Mesut AYAR

Efsaneden Gerçeğe Kırklareli, Nazif KARAÇAM, 1995

Bütün Yönleri ile Kırklareli ve İlçeleri, Nazif KARAÇAM, 1970

Kırklareli, Osman YALÇIN, 1970

Kırkkilise ‘Kırklareli’ Vilayeti Sıhhi İctimai Coğrafyası, Dr.Ahmet HAMDİ, Çeviri: Sinan ŞANLIER

Cumhuriyetin 15. Yılında Kırklareli, 1938

Kırklareli İl Yıllığı, 1967, Kırklareli Valiliği

Kırklareli İl Yıllığı, 1973, Kırklareli Valiliği

Kırklareli İl Yıllığı, 2000, Kırklareli Valiliği

Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Öz Yayınları, Ankara 1959, s. 34-37.

https://islamansiklopedisi.org.tr/zuhdu-pasa

https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu%27nda_e%C4%9Fitim

Ali Coşkun YANARDAĞOĞLU Arşivi

Fuat FÜRKAŞ Arşivi 

İlter SÖZEN Arşivi

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kadar Eğitim Sistemi, Yönetimi ve Denetimi, Adem Ali ŞAHİN, 2015

II. Abdülhamid Döneminde Kırkkilise (Kırklareli) Sancağında Eğitim ve Öğretim, Hümmet KANAL

Sâlnâmelere Göre İdari, Sosyal ve Ekonomik Yapısıyla Edrine Sancağı, Halûk KAYICI, 2013

Kırklareli (Kırkkilise) Rum Mekt.Vali F.Üstün İlko.Bir Eğitim Bin.Hikâyesi(1905-2005), Nuri GÜÇTEKİN

II. Meşrutiyet Osmanlı Meclis Zabıtlarında Bulgar Azınlıklarının Kilise ve Okul Sorunları, Gülnihâl BOZKURT

Melissinos Hristodulu,Kırkkilise Sancağı’nın Tarihi ve Coğrafi Açıdan Tasviri, Atina Th. Papaleksandri Mat.,1881

Kırklareli Şehri - Oya Esin KAYMAZ 

Güngör MAZLUM, Ihlamurlar Açarken, 2015

Ahmet Mithat İlköğretim Okulu Slayt

Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası Kırklareli Vilayeti, Türkan DOĞRUÖZ

1880 Tarihli Kırkkilise Sancağı’nın Tarihi ve Coğrafî Açıdan Tasviri, Türkan DOĞRUÖZ, 2020

Kırklareli Merkez İlçe ve Köylerindeki Gayrimüslim Eserleri, Barış TOPTAŞ, 2012

Osmanlı Tarihi 1, Ahmet Rasim,1999

Kırklareli ve Tekirdağ'daki Klâsik Dönem Osmanlı Camileri, Serpil YILMAZ, 2019





17 Ağustos 2021 Salı

KIRKKİLİSE’ DEN KIRKLARELİ’YE EĞİTİM: 1. Bölüm, Giriş

 


Hasan ÇALIKUŞU

Büyük Selçuklu Devleti eğitim alanında birçok yeniliğin öncülüğünü yaparak dünya medeniyet tarihine verdiği katkılarla çok önemli gelişmeler sağlamış ve günümüze kadar ulaşan yöntemleri benimsemişlerdi. Bu dönemde sayısız cami, medrese ve eğitim kurumu yapılmış, devlet ve yöneticiler bilime ve bilim insanına çok önem vermişti. Öğrenciler parasız ve maaşlı olarak resmi ve dini eğitimini Arapça, bilim ve edebiyat eğitimini Farsça görüyordu. 

Tuğrul Bey, Alparslan, Melikşah ve Nizam-Ül Mülk döneminde bilgin ve sanatkâra büyük saygı gösterilmiş, ünlü bilginler ülkede toplanmış, kütüphaneler kurulmuş, eğitimde ileri metotlar düşünülmüştü. 

Osmanlı eğitim sisteminde sıbyan mektepleri, medreseler ve özel eğitim veren enderun mektepleri olmak üzere üç farklı eğitim kurumu bulunmaktaydı. Enderun mektebi hariç, diğerleri vakıflara bağlı olarak kuruluyor ve yaşatılıyordu. 

Sultan Abdülhamid devrinde bütün ülkede bir eğitim seferberliği başlatıldı. Bütün yurtta ilköğretimden ortaöğretime kadar birçok mektebin açılması kararlaştırıldı. Osmanlı Devleti’nde gerçek manada Tanzimat’la birlikte başlayan eğitimde reform süreci, Abdülhamid döneminde sayısız mektebin açılmasıyla hız kazandı ve II. Meşrutiyet devrinde de devam etti.

1902 yılına kadar Eğitim Bakanı olan Ahmed Zühdü Paşa malî ve hesap konularında kendini yetiştirmiş, aydın, şair ve çalışkan bir kişiydi. Devletin birçok kademesinde görev yaptıktan sonra Bayındırlık ve Maliye Bakanlığı yapmış, hizmetlerinden dolayı ‘Vezirlik’ rütbesi verilmişti. Bu dönemdeki eğitim seferberliğinin önemli isimleri arasındaydı. Dârülfünunun (üniversite) kurulmasını sağladı. Ayrıca idâdîlerde (lise) uzun yıllar okutulan “el-Mecmûatü’z-Zühdiyye fi’l-ahkâmi’d-dîniyye” adlı bir kitap bile yazdı. Eğitim Bakanı iken 1902’de vefat eden Ahmed Zühdü Paşa, Kadıköy Kızıltoprak’ta inşa ettirdiği Zühdü Paşa Camii kabristanına defnedildi. 

Sağlığında ücretsiz öğrenci kabul eden bir ilkokul yaptırmıştı. 1921 yılına kadar okulun öğretmen ve çalışanlarının maaşları ile cami masrafları kurduğu vakıf tarafından karşılandı.

Bu dönemde Kırkkilise, gayrimüslim halkın yoğun olarak yaşadığı ender Osmanlı sancaklarından biriydi. Rum ve Bulgar nüfusun çoğunlukta; İslam ve Musevi nüfusun azınlıkta olduğu Kırkkilise’de bu cemaatlere ait okullar da faaliyetteydi. Kırkkilise’nin nüfus yapısındaki bu çeşitlilik, eğitim ve öğretim yönünden bir zenginlik oluşturuyordu. Kırkkilise sancağının fethinden bir süre sonra sıbyan mektepleri ve medreseler faaliyette geçmişti. 

Kırkkilise kasabasında 18. yüzyılda evler genellikle taş ve tuğladan çamurla ve kısmen kâgir ve iki-üç katlı yapılmıştı. Evlerin zemini toprak olup iki-üç odası, bir mutfak ile eklentileri vardı. Eğer evde bir hayvan bulunuyorsa bir ahır ve samanlık gibi bölümler de bulunuyordu. Kâgir olanlar genellikle iki katlıydı ve üç katlı bina ancak birkaç taneydi. Fakir ve köy evlerinin durumu buna benzer olsa da alçak tavanlı, küçük pencereli, güneş ışığından mahrum, ruh sıkıcı bir haldeydi. Kırkkilise mektepleri de evlerden farklı değildi. Genellikle taş ve çamurla sıvanmış sıhhi olmayan yapılardı.

Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı, Bulgar ve Yunan işgallerinde Kırkkilise ve köylerdeki binaların çoğu tahrip edilip yıkılmış ve birçoğu yeterince onarılamamıştı.

Muallimlerin çoğu Darülmuallim (erkek öğretmen okulu) mezunu olmakla birlikte, çeşitli mektep, idâdî ve sultaniyi bitiremeyerek yarım bırakmış muallimlerden oluşmaktaydı. Diğer taraftan eğitim araçlarının yokluğu ve aynı zamanda köy mekteplerinin genellikle birer muallimin olması dolayısıyla dersler pek muntazam ilerlemiyordu. Diğer bir mesele, çocukların mektebe devam mecburiyetiydi. Özellikle köylerde talebe kış mevsiminde ancak üç-dört ayını mektepte geçirir, sonra köy işlerinde çalışırdı. 

Kırkkilise kasabası Sultan Beyazıt, Hatice Hatun, Doğanca, Karaca İbrahim, Camii Kebir, Yapraklı, Tellak Zade, Hacı Zekeriya olmak üzere 8 mahalleden oluşmaktaydı. Buna rağmen mahalle içleri Müslüman, Rum ve Bulgar mahallesi olarak da ayrılıyordu. 

Kasaba ve köy halkı geçim kaynağına göre yaşantısın sürdürüyordu.  Durumu iyi olanlar kaliteli undan yapılmış has ekmek, et ve yağlı yemekler yerken, fakir halk ve köylüler genellikle çavdar, mısır ve arpa, nadiren karışık buğday unu ekmeği yerken yemekleri de kendi ürettikleri mercimek, fasulye ve tarhanadan ibaretti. Ancak harp, işgal ve göç zamanında bunu bile bulmak zorlaşıyor, karışık unla yapılan ekmeği şansları varsa tuz ve bir soğanla yiyerek idare ediyorlardı.

1873-74’lerde Kırkkilise mahallelerinde çeşitli türde toplam yedi okul bulunmaktaydı. Sultan Abdülhamid döneminde modern mektepler yapıldı ve sancakta bir idâdî (lise), İslam nüfusa ait beş rüştiye (ortaokul) ve hemen hemen bütün köylerde ibtidâi (ilkokul) mektepleri açıldı. Bunların yanında sancakta Rum, Bulgar ve Musevi cemaatinin rüştiye ve ibtidâi derecesinde mektepleri de vardı. Rüştiye eğitimi veren yedi gayrimüslim mektebinden üç tanesi Kırkkilise kasabasındaydı. Kırkkilise sancağındaki mektepler Edirne Vilayeti Maârif Müdürlüğü’ne bağlıydı.

Kırkkilise Sancağı’nda 1906-1907 öğretim yılında idâdî mektebi dışında dördü erkek ve biri kızlara mahsus rüştiye mektebi bulunuyordu.

Mektep giderleri için Maarif Nezareti’nin (Eğitim Bakanlığı) bütçesi yeterli değildi. Bu nedenle devlet bütçesinden ayrılan ödenek yanında daha ziyade cemaat ve halkın vereceği yardımlar, vakıf gelirleri ve yerel yardımlar mekteplerin belli başlı gelir kaynaklarıydı. 

Kırkkilise İslam, Bulgar, Rum ve Musevi mektepleri kendi cemaat meclislerince idare ediliyordu. Kilise sandıkları ile Müslümanların kurduğu vakıflar mekteplerin inşa ve tamirinde parasal desteğin sağlandığı önemli kaynaklardı. Bu nedenle muallim maaşlarının ahaliden karşılanması nedeniyle çok az muallim bulunduruluyordu. 

Kırkkilise’de Müslüman mektep masraflarının önemli kısmı buradaki vakıf gelirlerinden karşılanıyordu. Hızır Bey, Hasan Çavuş, Hatice Hatun vakıfları mütevellileri tarafından idare edilmekteydi. Mahallî idare tarafından yönetilen vakıflardan Karakaş Bey, Emin Ali Çelebi, Serdar Ali Paşa, Pehlivan Ağa, Hundi Hatun, Hüseyin Bey, Yahşi Bey Vakıfları Kırkkilise’de eğitime katkı sağlayan vakıflardı. 

Köylerdeki ibtidâilerde ise genelde tek muallim vardı ve maaşları talebeler tarafından getirilen zahire ile ödenebiliyordu. Ayrıca mekteplerin inşa ve tamir masrafları da oradaki ahali tarafından karşılanıyordu. 

Balkan Harbinden sonra Cumhuriyet kurulana kadar Kırkkilise’de altı yıllık erkek ve kız mektepleri ile ana mektepleri, bir lise, bir yetimler yurdu ayrıca çırak mektepleri ve gece kursları faaliyetini sürdürüyordu. Köylerde de bir mektep olup muallimlerin çoğunu dârülmuallim mezunlarıydı. I. Dünya Savaşından sonraki istila ve göçler bir süre eğitimi aksatmış olsa da kısa sürede eğitim tekrar toparlanmaya başladı. Bütün halk eğitimin faydalarını anlamıştı. Yakılmış yıkılmış ve yoksulluklar içinde olsa bile köydeki ahali ne yapıp edip bir gazeteye abone olmayı ve bunu kendi aralarında okuyup anlamayı vazife edinmekteydi.

Kırklareli Meclis-i Umumi (Genel Meclis), aynı düşünceyle ilköğretim eğitimine önem veriyor, bütçeden en fazla payı eğitime ayırıyordu. O yıl 110 bin liralık genel gelirin 70 bin lirasını eğitime tahsis edilmişti. Ancak Osmanlı idaresinden beri eğitimde Edirne’ye bağlı olunması ve birçok yüksek dereceli eğitim kurumunun yalnız Edirne’de açılmış olması ve Kırklareli’nin bu nimetlerden mahrum edilmesinden kaynaklı şikâyet ve rahatsızlıklar vardı.

1923 yılında Kırklareli merkez, 5 nahiye ve 58 köyde mevcut 6400 hane 24.085 nüfusa sahip kasabada mektep istatistiklerine bakıldığında 17 yeni açılacak mektep olduğu, toplam 27 öğretmen ile halen faaliyette 2 erkek, 2 kız, 11 karma 1 ana mektebi ile 1 Bulgar ve 1 Musevi mektebinde 915 öğrenci vardı.


------ 2. Bölüm: Kırkkilise Sıbyan ve İbtidâi Mektepleri ------


KAYNAKÇA:

Selçuklularda Eğitim Faaliyetleri ve Yetişen İlim Adamları, Ali ÖNGÜL, 2003

Manisa’da Osmanlı Dönemi Mirası: Sıbyan Mektepleri, Elif SÜYÜK MAKAKLI-Betül OZAR, 2019

https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/osmanli-sibyan-mekteplerinde-egitim-sistemi

Kırkkilise Sancağı’nın Tar. ve Coğ. Açıdan Tasviri, Melissinos HRISTODULU,Atina Th. Papaleksandri Mat.,1881

Ali Rıza Dursunkaya, Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kül.ve Eski Es.Yön.Tetkik,Yeşilyurt Bas.1948

Adem Ali Şahin, Tanzimattan Cumhuriyete Kadar Eğitim Sistemi, Yönetimi ve Denetimi, İSZÜ Sos.B.Ens, 2015

Büyük Selçuklu Devletinde Eğitim ve Öğretime Genel Bakış, İsmail GÜVEN

Kırklareli (Kırkkilise) Mekteb-i İdadisi, Mesut AYAR

Efsaneden Gerçeğe Kırklareli, Nazif KARAÇAM, 1995

Bütün Yönleri ile Kırklareli ve İlçeleri, Nazif KARÇAM, 1970

Kırklareli, Osman YALÇIN, 1970

Kırkkilise ‘Kırklareli’ Vilayeti Sıhhi İctimai Coğrafyası, Dr.Ahmet HAMDİ, Çeviri: Sinan ŞANLIER

Cumhuriyetin 15. Yılında Kırklareli, 1938

Kırklareli İl Yıllığı, 1967, Kırklareli Valiliği

Kırklareli İl Yıllığı, 1973, Kırklareli Valiliği

Kırklareli İl Yıllığı, 2000, Kırklareli Valiliği

Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Öz Yayınları, Ankara 1959, s. 34-37.

https://islamansiklopedisi.org.tr/zuhdu-pasa

https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu%27nda_e%C4%9Fitim

Ali Coşkun YANARDAĞOĞLU Arşivi

Fuat FÜRKAŞ Arşivi 

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kadar Eğitim Sistemi, Yönetimi ve Denetimi, Adem Ali ŞAHİN, 2015

II. Abdülhamid Döneminde Kırkkilise (Kırklareli) Sancağında Eğitim ve Öğretim, Hümmet KANAL

Sâlnâmelere Göre İdari, Sosyal ve Ekonomik Yapısıyla Edrine Sancağı, Halûk KAYICI, 2013

Kırklareli (Kırkkilise) Rum Mekt.Vali F.Üstün İlko.Bir Eğitim Bin.Hikâyesi(1905-2005), Nuri GÜÇTEKİN

II. Meşrutiyet Osmanlı Meclis Zabıtlarında Bulgar Azınlıklarının Kilise ve Okul Sorunları, Gülnihâl BOZKURT

Kırklareli Şehri - Oya Esin KAYMAZ 

Ahmet Mithat İlköğretim Okulu Slayt

Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası Kırklareli Vilayeti, Türkan DOĞRUÖZ

1880 Tarihli Kırkkilise Sancağı’nın Tarihi ve Coğrafî Açıdan Tasviri, Türkan DOĞRUÖZ, 2020

Kırklareli Merkez İlçe ve Köylerindeki Gayrimüslim Eserleri, Barış TOPTAŞ, 2012

Osmanlı Tarihi 1, Ahmet Rasim,1999

Kırklareli ve Tekirdağ'daki Klâsik Dönem Osmanlı Camileri, Serpil YILMAZ, 2019

KIRKLARELİ BELEDİYE TEŞKİLATININ KURULUŞU 1870-2024

ARIL Barış Toptaş – Kırklar BARIŞ TOPTAŞ İçindekiler Tablosu Kırklareli Adının Tarihçesi 1 Kırklareli’de İdari Yapılanma...