MİLLET MEKTEPLARİ(CUMHURİYET DEVRİMLERİNİN YETİM KALAN TEMEL TAŞI)-2
Ahmet Rodopman
Mustafa Necati Uğural’ ın onca uğraş vermesine karşın eserinin başarısını görememesinde pek çok neden vardı, ömrünün yetememesinin yanında. Belki projenin başında olabilse idi, amaçlanan hedefe ulaşılamadan vazgeçilmezdi. Çünkü Mustafa Necati’ nin 1928 yılın da Büyük Millet Meclisin yaptığı aşağıda ki konuşmasında sözünü ettiği çizgiye hala gelinememesinin altında yatan nedenlerin iyi anlaşılması gerekiyor.’’Bir gün Büyük Millet Meclisi karşısında, herhangi bir eğitim bakanı zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımızın hepsinin okumakta olduğunu ve her köyde bir okul ve öğretmen bulunduğunu söylemek mutluluğuna kavuşursa, o zaman Cumhuriyet ilköğretimde çizmiş olduğu hedefe varmış olacaktır’’ ne yazık ki günümüzde eskiden yapılmış köy okullarını dahi işlevsiz hale getirip köyleri öğretmensiz bırakmanın acısını yüreğimizde yaşıyorsak toplum olarak sınıfta kalmamış olsak ta zayıf notla geçerek yıllarımızı heba etmiş olduğumuz anlamına gelmektedir. 21. Yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken okuma yazma bilmeyenlerin oranının toplumun ortalama % 3,05 ini oluşturduğunu görmek yurdunu seven herkesin üzüntüsü olmaktadır. Yaklaşık 2.5 milyon yurttaşımızın hala okur yazar olmaması, bunun da büyük kısmının kadın nüfusunu oluşturması, toplumun geleceğinin çokta parlak olamayacağını göstermektedir.
Oysa 1928 yılının koşullarını düşünecek olursak, pek çok yere para harcamayıp toplumun bir an evvel çağdaş uygarlığa erişebilsin diye okur yazarlığının geliştirilmesi için yapılması gerekenleri şimdi gözden geçirdiğimizde, kurtuluş savaşı sonrası yeni kurulmuş bir Cumhuriyetin, bu konuda yaptıkları sanırım pek çoğumuzun gözlerini yaşartacaktır.
Cehalet canavarı ile mücadelenin bir farklı şekli olarak düşünülen Millet Mektepleri projesinin uygulamasına geçilirken okul çağını geçmiş yetişkin kadın ve erkeklerin (16-45 yaş) öncelikle hızlandırılmış okuma yazma kursu şeklinde düşünülmüştür. Çıkarılan ilk yönetmelikte de bu açıkça belirtilmiştir. A ve B grubu olarak sınıflar iki ye ayrılmıştır. A grubu sınıflarda, hiç okuma yazma bilmeyenlerin, 4 aylık bir eğitimden geçirilerek, temelden harflerin yazılış ve okunuşları belletilirken, gazete ve kitap okuyabilecek kadar okuryazarlığın yanı sıra basit dört işlem yapmayı ve para hesabını da öğrenmiş olarak diplomalarını almaları amaçlanmıştır. B Grubuna ayrılanlar ise, Eski Türkçe olarak bilinen Arapça harflerle yazıp okumayı bilenler olup, 2 aylık bir eğitim süresini tamamladıktan sonra okur yazarlık belgesini alabileceklerdi. Hatta çıkarılan duyurulara göre 1931 yılından itibaren okur yazar olmayanlara iş edinebilme, işe girebilme, muhtarlıklardan itibaren seçilme haklarının kısıtlanacağı gibi söylemlerle insanlar büyük ölçekte dersliklere okuma yazma öğrenmek için kayıtlarını yaptırmaya başlamışlardı.
İlk yıl oldukça büyük bir heves ve heyecanla kurslar sürmüş, bu okuma yazma seferberliğini toplumun büyük bir kesimi desteklemesinin yanında bir çok resmi ve sivil kurum ve kuruluşlar da yardımlarını esirgememişlerdir. Büyük harflerle yazılmış gazete, dergi ve kitaplar yayınlanmış, halkın okuma tutkusu geniş bir şekilde desteklenmiştir. Bir yılın ardından beklenildiği kadar olmasa da 600.000 kişiye yakın kadın ve erkek okur yazar olup diplomalarını almıştır. 20.487 derslikte hizmet verilmiş, öğretmen sayısı yeteri kadar olmayan yerlerde, emekli öğretmen ve memurlardan yardım alınarak sıkıntılı ama başarılı olarak ilk yıl atlatılmıştır. Sürekli olarak gezen müfettişlerden ve öğretmenlerden alınan bilgilere göre, eksiklikler ve yapılması gerekenler belirlenmiş, 1929 eğitim yılı başlamadan ikinci bir yönetmelik çıkarılarak aksayan yönlerin düzeltilmesine gidilmiştir.
Bu yeni yönetmeliğin farklılığı; A Grubu yine ayni şekilde hiç bilmeyenleri kapsamasının yanı sıra, B Grubu, eski yazıyı okuyup, yazmasını bilenler ve A Grubunu başarıyla bitirenlerden oluşturulması idi. Ayrıca yeni yönetmeliğe göre, B grubuna okuma yazma bilenler geldiği için, derslerde daha çok çağdaş bir insan için gereken, temizlik, sağlık, insan ilişkileri, yurt bilgisi gibi vatandaş olmanın hak ve sorumlulukları da öğretilmekteydi. İkinci yılda öğretim daha sistemleştirilmiş, öğretmen ve öğreticiler daha bir deneyim kazanmış oldukları için daha verimli olduğu belirtilmiştir. Bundan sonra ki yıllarda da sürdürülen millet mektepleri, Türkiye deki pek çok yeni kurum ve kuruluş gibi 1930 yılından sonra gerek yetkililer, gerekse halk tarafından önemsenmemeye başlanmış, giderek gözden düşerek işlevsiz hale gelmişlerdir. 1935 yılında da okur yazarlık oranı % 20.5 i bulunca kaldırılmamalarına rağmen Ulus Okulları adı ile faaliyetlerine kısmen ve bölgesel olarak devam etmişlerdir.
Yurdun her tarafında, kentlerde ve köylerde hizmet veren Millet Mektepleri; Sabit Millet Mektepleri, Seyyar Millet Mektepleri ve Özel Millet Mektepleri olarak sınıflandırılmışlardır.Sabit Millet Mektepleri, bölgede bulunan ilkokulların binaları gece öğretimi için düzenlenmiş, sınıflar kah karışık, kah kadın, erkek ayrı ayrı ayarlanarak, çocuğunu bir yere bırakamayan kadınlar için bile ders süresince bebeklere bakacak bir hizmetlinin hazır bulunmasına özen gösterilmiştir. Seyyar Millet Mektepleri genellikle öğretmen olmayan veya öğretmen için kalacak yer bulunamayan kırsal kesimlerde, öğretmenin gerekli tahta, tebeşir, defter, kitap gibi eğitim araçlarını yanında getirerek, köy odası, muhtarlık, cami gibi kamuya ait mekanlarda derslerini vermesi sağlanmıştır. Özel Millet Mektepleri ise, banka, belediye, fabrika, çiftlik gibi 20 kişiden fazla katılımcının olduğu yerlerde okuma yazma öğretecek olan öğretmenin her gün veya haftanın belirli günlerinde söz konusu mekana gelip derslerini vermesi sağlanmıştır. Her dönem sonucunda yapılan sınavlarda başarılı olanlara başarı belgesi verilmekte, eğer dışarıda bireysel gayreti ile okuma yazma öğrenen kişiler varsa onlarında bu sınavlara girerek, başarılı olmaları halinde, başarı belgeleri kendilerine verilmiştir. Bu belgeler o günler için çok önemlidirler. İşe girişlerde, iş yeri açılışlarında bu diplomalar aranmakta, diploması olmayan, okula yazılmayanlar saptanırsa o güne göre azımsanmayacak bir para cezasına çarptırılmaktadırlar. Zaten özellikle erkeklerin daha fazla katılmalarının nedeninin de, korkulan bu para cezalarından olduğu söylenmektedir. Bu kurslar genellikle tarımsal işlerin nispeten az olduğu kış aylarında yapıldığı için kırsal kesimde iş gücü kaybına neden olmamaktadır.
1928-1935 yılları arasında gerçekleştirilen Millet Mektepleri projesi, nüfusunun % 97-98i okuma yazma bilmeyen, art arda yapılan savaşlardan yoksul ve sağlıksız çıkan, ortaçağ kalıntısı yıkılmış bir imparatorluktan sonra kurulan yeni Türk Devleti için ne denli güç olduğunu şimdi, şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Her şeyin üstüne birde İkinci Dünya Savaşının ayak sesleri yurda yaklaşırken, yıkılan imparatorluğun bıraktığı borçlarında ödenme zamanının gelmesi, kıt bütçelerle böylesi büyük projelerin altından kalkılmasının ne kadar zor olduğunu anlamamıza yeter. Aydınlanmaya karşı olan bir kesimin Milli Mektepler girişimlerini başarısız gibi göstermelerinin art alanında, Yeni Türk Alfabesine geçişten hoşlanmamalarının yazı sıra, bir takım küçük hesapları nedeniyle halkın geniş kesiminin okur yazar olmalarının kişisel hesaplarına zarar vereceklerini düşünmelerinden kaynaklandığı zaman içinde açıkça görülmüştür. Yaklaşık 6 yıl gibi bir süreçte 13.5 milyon olan toplam nüfusumuzun okur yazarlık oranının %2.5 den,% 20.5 e çıkarılmış olması bile başarının matematiksel olarak değerini göstermektedir. Bu oran Avrupa ve diğer gelişmiş ülkeler dışında diğer imparatorluk kalıntıları olan din ve tarım ülkeleri arasında oldukça yüksek bir oran olarak karşımıza çıkmaktadır.
Millet Mekteplerinin Kırklareli özelinde ki anlamına değinecek olursak. 150 yıl kadar süren savaşlar sonrasında, kaybedilen insan ve topraklar bir yana yoksullaşan halkın cahilliği yanı sıra, bir de Balkanların değişik yerlerinden kaçıp gelen insanların ilk yerleştikleri yerlerden biri olan Kırklareli halkının okur yazarlık düzeyi oldukça düşük seyrederken, 6 yılda % 20.5 seviyelerine çıkarak Trakya’nın en yüksek okur yazarlık oranın yakalaması ayrı bir sevinç kaynağı olmuştur. Kırklareli vilayeti olarak, il, ilçe, kasaba, köy halkı olarak büyük bir kesim okullaşma seferberliğine gönüllü katılmıştır. Zamanın vilayet yöneticileri insan üstü sorumlulukla geceli, gündüzlü çalışarak, yöre halkı, sırtında taş taşıyarak, kızı, kadını kolundaki bileziği bozdurarak, eğitim seferberliğine yaptıkları katkıları sayesinde cehaletin Kırklareli’ de yok edilmesi için elden gelen her şeyi yapmış olmanın onurunu taşımaktadırlar. Kırklareli de bildiğimiz kadarı ile Koca Hıdır, Ahmet Mithat, Ziya Gökalp, Tevfik Fikret gibi ilkokullarda geceleri sürdürülen Milli Mektepler Projesi oldukça başarılı olmuş, özellikle göçmenlerin okuma yazmayı öğrenme istekleri zamanın yetkilileri tarafından takdir edilmiştir. Vilayetin ilçelerindeki yetkililer de yörelerinde öz verili ve bilinçli çalışmalarla yeni Türk Alfabesinin yerleşmesi ve okur yazarlık oranlarının artmasını sağlamışlardır. Şu anda elimizde hangi köylerimizde nasıl bir çalışmanın yapıldığını gösterir belgeler ne yazık ki çok az. Ancak konumuz resimlerinde de görülebileceği gibi Köfcaz, Elmacık Köyü gibi merkezden nispeten uzak köylerde yapılan eğitimlerden bir hayli başarılı sonuçlar alınmıştır. Zaman içinde diğer köylerimizden de ayrıntılı bilgilerin derleneceğini ümit ederim. Her ne olursa olsun, 92 yıl önce başlatılan böyle büyük bir projenin ardından ülkemde hala ortalama % 3.05 oranında okuma yazma bilmeyenin olması beni fazlasıyla üzmektedir. Hatta Kırklareli % 2.5 oranıyla üst sıralarda olmasına karşın, Güney Doğu Anadolu da ki illerimizde bu oranın % 9-10 lar da olması 92 yıl önce başladığımız bu okur yazarlık seferberliğini çok iyi başaramadığımızı gösterdiği için bunda sorumluluğu olan herkesin de, kendi muhasebelerini yapıp,hatalarını ortaya çıkarmaları gerektiğine inanıyorum.
Kaynakça:
Mustafa Şahin. Bir Halk Eğitim Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri . https://dergipark.org.tr/en/pub/cttad/issue/25523/269203. MLA, Şahi̇n, M
Nazım Mutlu.Öğretmen Dünyası Dergisi . https://add.org.tr/mustafa-necati-ve-onun-ba%C5%9Fyapiti-millet-mektepleri/
https://www.halk-egitim.com/turkiyede-illere-gore-okur-yazar-sayilari-oranlari-nedir/
https://www.dogrulukpayi.com/bulten/2018-de-kadin-istatistikleri
https://www.pegem.net/Akademi/kongre_detay.aspx?id=4315