VAHİT LÜTFİ SALCI'NIN KALEMİNDEN KIRKLARELİ HALK ŞAİRLERİ

 Akın Güre

(Vahit Lütfi Salcı bu bölümde geçen yazıda kaldığı yerden Hayrani'yi anlatmaya devam ediyor.)


Kırklareli Halk Şairleri 4

Hayrani'nin bütün manzumeleri gösteriyor ki hakikaten kudretli ve lirik bir şairmiş. Hele bu yukarıdaki mistik düşünüşler çok cesaretli düşünceler ve yazılardır.

O zaman garp medeniyeti bile İsa'ya Musa'ya bu kadar çıkışmazlarken şarkta bir Türk şairinin böyle söyleyebilmesi tarihe önemle geçecek bir iştir.

Şairin bazı seyahatine ve seyahatten sonra da Kırklareli'ne dönmesine dair manzumeleri de vardır:

Karaabalardan ta gaiblere

Bağrı yanık yalın ayak yürüdüm

Oradaki yatır evliyalara

Niyaz ettim yüzüm, gözüm sürdüm. 

               *

Oradan da Belenören'e gittim,

Veli babayı da ziyaret ettim,

Hastalandım dermanımı tükettim

Veremler gibi al kanlar tükürdüm.

                *

Erenlere yalvardım elli himmet,

Bir ay sonra vücudum buldu sıhhat,

Artık dönmek  için aldım icazet,

Aynı cemden  taze güller getürdüm.

               *

Günlerin birinde Kırkseye döndüm, (**)

Ehlibeyt aşıklara mihman kondum,

Anların ceminde birlik bulundum

(Hayrani) yim hayran hayran göründüm.


Hayrani'de mistik mefküreden başka yurt mefküresi de vardır.  Çöke'deki  Muhittin Abdalı methederken onun bir yurt fatihi olduğunu da söyleyerek iftar ediyor.


Seyit Ali sultanın arkadaşı

çökede yatan Muhiddin Abdaldır.

Selime sultanının öz karındaşı

çökede yatan Muhiddin Abdaldır.

                  *

Türbesinde hastaları sağlayan,

Gönüllerde himmetleri çağlayan,

Münkirleri ikrarına bağlayan,

çökede yatan Muhiddin Abdaldır.

                     *

Kerameti vardır cinde, peride,

Gazalarda göründü ileride,

Rumelini fethedenin biri de,

çökende yatağın Muhiddin Abdaldır.

                      *

Dervişlere güzel güzel  pend eden,

Tığı bendi boyunları kemend eden,

( Hayrani) yi kendine bend eden,

çöküde yatan Muhittin Abdaldır.

                       *

Hayrani evli miydi, bekar mıydı bunu da bilmiyoruz.

Şairin büyük bir destanı var. Kırklareli'nin mahallelerini sayıyor. Gerdanlı Çeşme'de bir ak gerdanlıya, Karakaş mahallesi'nde bir karakaşlıya  vurulduğunu, bunun için Sultan bayazide (mahalleye) bir arzuhal verdiğini, Hatice Hatun'un( bu da Mahalle) kendine derman tasfiye ettiğini söyleyerek çok güzel zarafetlerde bulunuyor.  Bu destan uzun olduğundan ayrıca yazacağım. Nihayet anlaşılıyor ki Hayrani Kırklareli'ni  çok içten tanımış bir Kırklareli Halk şairidir.

Gelecek yazında Şair (Sulhi) yi anlatacağım.

(**) Kırklareli'ne Kırkkilise denildiği zaman halk sadece (Kırkse) derdi.

Trakya'da Yeşilyurt, 7 Haziran 1937. s.2

Mihman: Misafir, konuk. Münkir: İnkar eden. Pend: Öğüt, nasihat. Tığı bend: Tığı bağlayan.


Popüler Yayınlar