Operatör Dr. ABDULLAH FAZIL ZARALIOĞLU “Kırklareli’de Vatanperver Bir Doktor”
Hazırlayan: Hasan ÇALIKUŞU
Anadolu ve Rumeli’de bulunan büyük küçük yüzlerce a’yân ailesi Osmanlı İmparatorluğu’nda iç ve dış politikasında bir dönem önemli bir etkiye sahip olmuşlardı. Otoritenin günden güne zayıfladığı imparatorlukta, önemli görevlere getirilen ve yerel gücün temsili olan Zaralıoğlu ailesi, bulunduğu ve gittikleri yerlerde nüfus kazanmaya, bölgeye kök salmaya başladılar. Sivas ve çevresinde yaklaşık yüz elli yıl etkisini devam ettiren Zaralızâde hanedanlığında zaman zaman kendi çıkarlarıyla padişaha bağlılıkları arasında anlaşmazlık çıkacak, bazen aziller, sürgünler olacak ve hatta boyunlar bile gidecektir.
Bu aileden önemli kişiler arasında bulunan Kayseri mutasarrıfı Zaralızâde Osman Paşa’nın vefatından sonra oğlu Mehmet Paşa Anadolu’da bazı illerde valilik görevini sürdürdü. Diğer oğlu Feyzullah Paşa ise birçok yerde valilik yaptıktan sonra 1768 Rus Seferi sırasında Boğdan Muhafızı olarak görev yaptı.
Zaralızâde Abdullah Paşa, 1784 yılında Trakya’da Çirmen Muhafızı idi. Zaralızâde kuşağı arasında bulunan ailenin en etkin ferdi Ali Bey’in oğlu Zaralızâde Lütfullah Paşa da birçok yerde valilik görevini sürdürdü. Fermanlarda Zaralızâdelerin âyanlıkları ve görevleri ile ilgili bilgiler sık sık vurgulanıyordu.
Cumhuriyet döneminde Zaralızâde ailesinin siyasi nüfuzları azalmakla birlikte aile önemli bir değişim sürecine girmiştir. Ailenin önde gelenleri Milli Mücadeleyi destekledi. Ali Adil Altay, TBMM 1. Dönem Sivas Milletvekilliği ve Cumhuriyet Senatosu Sivas Üyesi olarak görev yaptı. Aynı şekilde birçok sektörde aileden değerli insanlar yetişti.
Abdullah Fazıl, 1 Temmuz 1897 yılında Mekke’de doğdu. Babası Fazıl Bey, o zamanlar Osmanlı toprağı olan Arabistan yarımadasında memuriyet görevi nedeniyle Mekke’de bulunuyordu. Abdullah Fazıl ilkokula devam ederken maalesef babası ölür. Bir süre sonra annesi başka biri ile evlenir ve Abdullah Fazıl’ın 2 kız 1 erkek kardeşi daha dünyaya gelir. Abdullah Fazıl bir süre sonra İstanbul’daki akrabalarının yanına eğitimini tamamlaması için gönderilir. Rüştiye ve idadiden sonra Haydarpaşa Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye gider. Ancak daha okulu bitirmeden Kurtuluş Savaşı başlayınca çok genç yaşta savaşa tabip olarak katılır. Savaştan sonra İstiklal Madalyası ile onurlandırılır. Osmanlı Devleti sonlanmış Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu. Abdullah Fazıl Zaralıoğlu doktor olarak İstanbul’da çalışmaya başladı. Bir gün hasta muayenesi için gittiği evde tedavi ettiği Muhlise Hanım ile tanışır ve birbirlerini beğenirler. 1925 yılında Dr. Abdullah Fazıl ve Muhlise Hanım evlenirler. Aynı yıl Sivas Hastanesi’ne tayini olur. Sivas’da 1926’da ilk çocuğu Samim, 1928’de kızı Bercis doğar. Daha sonraki tayin yeri Bolu’dur. Bolu’da 1930’da ikinci kızı Acun ile 1932’de ikinci oğlu Ergin dünyaya gelir.
Mustafa Kemal, eğer Dr. Abdullah Fazıl Zaralıoğlu’nun görev yaptığı yerlerin yakınlarında ise muhakkak çağırtır, görüşür veya yemeğe davet ederdi. Atatürk ile arasında inanılmaz bir sevgi ve saygı bağı vardı. Dr. Abdullah karakter itibarı ile vatanperver, çalışkan, otoriter, lafını esirgemeyen, doğruları söyleyen, sakınmadan haksızlıkları eleştiren, ailesine düşkün bir kişiydi. Atatürk, onun Sivas’tan milletvekili olarak vatana hizmet etmesini istiyordu. Ancak zaman yeterli gelmedi ve Atatürk 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrıldı.
Aynı yıl Dr. Zaralıoğlu şans oyunu Milli Piyango’dan büyük ikramiye çıkınca bunu bir fırsata çevirmek için Paris’e cerrahi ihtisası yapmaya gitti. Cerrahi ihtisasını tamamladıktan sonra çok sevdiği vatanına tekrar geri döndü.
Çalışkanlığı ile sevilen Dr. Abdullah daha sonra 250 yataklı Trabzon Hastanesi’ne başhekim olarak tayin edildi. Trabzon’da 1942 yılında en küçük oğlu Mete dünyaya geldi. 2.Dünya Savaşının sürdüğü bu yıllarda hayat çok zordu. Yoklukların olduğu, ekmeğin karne ile verildiği dönemlerdi. Bu sırada bir olay Dr. Abdullah Fazıl’ın hayatında önemli değişikliklere neden oldu. Trabzon’da görev yaparken yağ karaborsası yapan bir kişiye şiddetle karşı çıkması ve koyduğu engel neticesinde, bu kişinin Ankara’daki yakınları durumu anlamadan karar verecek ve Dr. Abdullah ondan sonraki hayatı ne yazık ki haksız ve ibret dolu sürgünlerle geçecekti.
Önce 25 yataklı küçük bir hastanesi olan Ordu’ya gönderildi. Ailesini de Ordu’ya götürmek istedi ama çocukları Samim ve Bercis için okul olmadığını görünce, onları Işık Lisesi’nde eğitim almaları için İstanbul’da bırakmak zorunda kaldı. Çok kısa sürelerle kapasitesi ona uygun olmayan yerlere sürgünleri devam etti. Sebepsiz olarak işten süresiz uzaklaştırılıyor veya el çektiriliyordu. Safranbolu ve Bilecik hastanelerine tayinleri çıkarıldı kısa sürelerle görev yaptı.
Bu sıkıntılı yıllarda üzüntüden şeker hastası oldu, vereme yakalandı. Bu yetmezmiş gibi kalp krizi geçirdi. Hem tedavisi hem de ailesi için çalışamadığı bu süreçte ailesini mecburen İstanbul’da Selami Çeşme semtine yerleştirdi ve çocukların eğitimi bir süre burada devam etti.
İyileştikten sonra göreve dönmek ister, ama maalesef sürgünler kaldığı yerden devam eder. Son durak Kırklareli’dir. Kırklareli Memleket Hastanesi’ni görünce tahmininde yanılmaz. Gönderildiği bu küçük Trakya şehri ve hastanesinde diğer görev yerlerinde olduğu gibi canla başla hastaları ile ilgilenir, onlara şifa dağıtmaya devam eder.
Kırklareli’ye geldiklerinde Karakaş mahallesinde kâgir iki katlı bir Rum evi kiralanır. Artık ailecek birkaç mutlu yıl burada geçirilecekti. Müslüman ve gayrimüslim komşuları da onlara hiç yabancılık çektirmez, birbirlerini çok severler. Evin kapısından girilince genişçe bir sofa karşılaşılır ve tam karşıda sağ ve sol taraftan iki merdivenle üst kattaki küçük sofaya ve odalara çıkılırdı. Odalarda çeşitli süslemelerle birlikte mumların yakıldığı nişler vardı. Giriş kapısının solundaki odayı Dr. Zaralıoğlu özel hastaları için muayenehane olarak ayırdı. İşine tutkun, hasta ve meslekdaşları tarafından sevilen bir kişi oldu. Sağlığı eskisi gibi iyi olmadığından Kırklareli’nin kışı ve ayazına dikkat ederdi. Yürüyerek hastaneye giden yokuşu çıkarken iyi giyindiği, buzda kaymamak için ayakkabının üstüne yün çorap giydiği ve çok sigara içtiği çocuklarının unutamadığı anılar arasındaydı.
Belki de hekimliğinin mutlu günlerini Kırklareli Memleket Hastanesinde geçirdi, bu küçük şehir ona biraz olsun iyi geldi. Sağlığı eskisi gibi olmadığından İki katlı bu eski hastanenin basamaklı ve sütunlu hastane girişinden üst kata yine merdivenle çıkmak onu çok yorardı. 50 yataklı hastanenin erkek ve kadınlar kısmı olmak üzere iki bölümü vardı. Hastane kadrosunda Başhekim Dahiliye Uzmanı Dr. Cevdet Sabit TAN ile bir eczacı, baş hemşire, hemşire ve hademe kadrosu vardı. Yeni katılan Operatör Cerrah Dr. Abdullah Zaralıoğlu ile ameliyatlar artık Kırklareli hastanesinde yapılabilecekti. Kırklarelili birçok hastayı tedavi eden, yaptığı ameliyatlarla hayatta kalmasını sağlayan Dr. Zaralıoğlu’nun güzel Kırklareli yılları bir süre sonra yine bir sürgünle sonlandı.
Tayini çıkınca ailesini İstanbul’a geri götürdü, önce Kadıköy Rıhtım’da bir eve yerleştirdi. Daha sonra 1950 yılında Moda’ya taşındılar. Bu arada yine rahatsızlanınca memuriyetten açığa alındı. Bu yıllarda aile tarifi imkânsız maddi ve manevi sıkıntılar içinde ayakta kalmaya çalışıyordu.
1950 Türkiye genel seçimleri olmuş ve Demokrat Parti iktidar olarak hükümeti kurmuştu. Yönetim tarafından eski dönemlerden kalan sakıncalılar listesinde Dr.Zaralıoğlu ve ona yapılan haksızlıklar fark edildi. Tayini hemen Heybeliada Senatoryumu’na çıkarıldı. Aile artık rahata kavuşacak, eski günlerdeki refaha sahip olabilecekti. Ancak sürgün yılları çok şeyi alıp götürmüştü. Tam her şey düzeldi derken Dr. Zaralıoğlu maalesef altı ay sonra 27 Temmuz 1951 de henüz 54 yaşında vefat etti.
Dr. Abdullah Fazıl Zaralıoğlu cerrah olmasına rağmen çocuk felci üzerine araştırma yapıyor, bir ilaç geliştiriyordu. Nitekim bulduğu ilaçla birkaç çocuğu kurtarmıştı.
Günümüzde tedavi ettiği çocuklar da olmak üzere çalıştığı yerlerde onu ve ailesini unutmayan hala birçok seveni bulunmaktadır.
KAYNAKÇA:
Ali Rıza DURSUNKAYA, Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kül.ve Eski Es.Yön.Tetkik,Yeşilyurt Bas.1948
Dr.Ahmet HAMDİ, Kırkkilise ‘Kırklareli’ Vilayeti Sıhhi İctimai Coğrafyası
Cumhuriyetin 15. Yılında Kırklareli, 1938
Kırklareli İl Yıllığı, 1967, Kırklareli Valiliği
Kırklareli İl Yıllığı, 1973, Kırklareli Valiliği
Barış TOPTAŞ, Osmanlıdan Cumhuriyete Kırklareli İl Merkezinde Sağlık Alanında Yapılan Çalışmalara Genel Bir Bakış
Prof. Dr. Hasan YÜKSEL, Son dönem Osmanlı tarihinde bir A'yan ailesi: Zaralı-zadeler, 2006
Mustafa GÜLTEKİN Arşivi
Derinsu39, Kırklareli Arşivi
Ali Coşkun YANARDAĞOĞLU Arşivi
Mete ZARALIOĞLU Arşivi