KIRKLARELİ STADYUMU

 Ahmet Rodopman


Günümüzde haklı bir öğünme kaynağımız olan KIRKLARELİ ATATÜRK STADYUMU, 1940 lı yılların zor günlerinde nasıl yapılıp da Kırklareli gençlerinin kullanımına sunulduğuna uzun süre anlam verememiştim. Çünkü,  çocukluğumuzda, ilk gençlik günlerimizde böyle bir stadın büyük şehirlerde bile bulunmadığı, ızgaralı taban denilen yapının, yağmur ve karda su tutmaması, ara sıra fırtınalarda kuzeye açık çatısının yıkılsa da çok iyi olduğu söylenirdi. 

Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kalan anıt yapıları gözden geçirirken stadyumumuzu anmadan edemezdim. İstasyona giderken her seferinde önünden geçtiğimiz bu spor kompleksinin hikayesine hep birlikte bir göz atalım. Kırklareli’ nin demiryolu ulaşımına kavuşmasının ilginç öyküsünü daha önceleri yazmıştım. 1912 de yapılıp, sonra bir grup raylarının sökülmesi sonucu ulaşımın kesilmesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşu ile tekrar onarılıp kullanıma sunuluşunu bildiğimizden, gerek istasyon binası ve çevresindeki oluşumlar gerekse stadyum ve meşhur istasyon yolu tüm Kırklareli’ lilerin göz bebeği gibidir. Umarım yeniden yapılandırılarak Millet Bahçesi olarak hizmete gireceği belirtilen yeni şekliyle de gözümüzde ve gönlümüzdeki değerini korur hatta arttırırlar.

İşte istasyona her gittiğimizde önünden geçtiğimiz, sonradan park ve bahçeler olarak oturup çamların altında çayımızı, kahvemizi içtiğimiz bu bölge,  1930 lu yıllarda çamurdan geçilemeyecek bir halde, şehrin neredeyse en uzak bir yeri olarak biliniyormuş. Yazın sular kuruyup toprak yürünecek hale gelince o zamanın gençleri kendi ölçekleri ile kaleler yapıp futbol oynamaya başlarlarmış bu geniş alanda. Hatta o yılları yaşayanların anlattıklarına göre; Mustafa Kemal Atatürk 1930 yılının 20 Aralık günü Kırklareli’ ye gelmezden bir kaç gün önce öküz arabaları ile tonlarca kum çekilerek İnci dereden, şehrin girişine kadar yola dökülerek, gelenlerin çamura batmadan kumda yürüyerek şehre gelmeleri sağlanmış. Gerçi sonra yine insanlar çamurlara bata çıka trene gidip gelmişler bir süre daha. Bu şartlarda bile Kırklareli’ li spor severler başta futbol olmak üzere diğer sportif etkinliklerde bulunmuşlar, hatta Kırklareli’ nin o çamurlu toprak sahalarında yetişip özellikle İstanbul’ da olmak üzere yurdun değişik yerlerinde profesyonel olarak top koşturmuşlardır. Bu konuda ünlenen hemşehrilerimizin sayıları hiç de az değildir.

Kayıtlara göre Kırklareli’ nin ilk spor kulübü 1925 yılında Türk Ocağına bağlı olarak kurulmuştur. Bu kulüp daha sonra KIRKLARELİ SPOR ismini almıştır. 1934 yılında Kırklareli spordan ayrılan bazı genç sporcular HALK SPOR adı ile ayrı bir kulüp kurmuşlardır. Bir süre sonra da kulübün adını GENÇLİK SPOR olarak değiştirmişlerdir. Bizlerin gençliği sırasında Namazgah Caddesi üzerinde sağ tarafta bilardo ve pinpon oynadığımız bina merkezleri olmuş, Antrenman sahası olarak ta yazlık sinemanın  bahçesi kullanılmıştır. Daha sonra Başak Spor 1948 yılında, ardından Öz Güven Spor kurulmuştur.

Kırklareli’ nin futbolda kendini göstermesi 1936 yılında Trakya çapında futbol takımları arasında yapılan karşılaşmalarda olmuştur. Kırklareli’ li gençler tüm takımları yenerek şampiyon olmuşlardır. Bunun üzerine Trakya’ ya Atatürk tarafından özellikle atanan çok çalışkan ve yapıcı bir kişiliği olan Kazım   Dirik’ in önderlik edip bizzat ilgilenmesi ile 1941-1942  yılları arasında, Kırklareli’ ye bir başarı armağanı olarak yaptırılmıştır. Kazım Dirik’ in Trakya Genel Müfettişliği yaptığı 1930 lu yıllarda Kırklareli ve Trakya,  köyünden kentine çok önemli kazanımlara sahip olmuştur. Şimdi düşünüyorum da, II. Dünya Savaşı yılları tüm olumsuzlukları ile ülkemizin üzerine çökmüşken, hala sözü edilen ekmeğin karneye bağlandığı yıllarda Kırklareli gibi bir sınır kentine onca yatırımla bir stadın yapılmasının fedakarlığına gözlerim yaşarıyor. Savaş nedeni ile boşaltılıp, boşaltılmamasının tartışıldığı günlerde Kırklareli gençliğine gerçekten bir ödül olarak yapılmış bu spor tesislerine yakışan bir sportmenliği ve başarıları görmek istiyor insanın gözleri. Özellikle eğitim ve kültür yönünden ülkemizin en önde giden illeri arasına girmiştir. Kazım Dirik’ in yaptığı hizmetleri sevgili Akın Güre Kırklareli Yerel Tarih Çalışmalarında ayrıntılı bir şekilde anlattığı için ben burada tekrar etmeyerek sadece hatırlatmakla yetiniyorum.

Yapıldığı günlerde çok sözü edilen stadımız, uzun yıllar en güzel futbol sahası olarak ünlenmiştir. Doğal yeşil çimenleri üzerinde nice maçlar seyrettiğimiz bu stad da nice unutulmaz anılarımız olmuş, 19 Mayıs Kutlamalarımız yapılmıştır. Sevgili Nihat Özge yazdığı yazılarında bu stada yetişip milli ve uluslar arası karşılaşmalarda oynayan efsane futbolcu arkadaşlarımızı uzun uzadıya yazdığı için ben burada isimlerini yazmayacağım. Ancak  uzun yıllar Kırklareli Stadyumu olarak geçen isminin 1976 yılında merhum Nazif Karacam’ ın önerisi ile adının KIRKLARELİ ATATÜRK STADI olarak, Kırklareli’ ye yakışan bir şekilde değiştirildiğini belirtmek isterim. Son yenilenme ve onarılmalarından sonra,  seyirci kapasitesi ve konforu arttırılan stadyumumuzda top koşturan, ferdi ve kitlesel sporlar yapacak olan gençlerimize 

Popüler Yayınlar