Cumhuriyet İlkokulu’nun Unutulmayan Müdürü MEHMET TEVFİK KOÇNARD
Hazırlayan: Hasan ÇALIKUŞU
Mehmet Tevfik Koçnard 1905 yılında o zamanlar Osmanlı toprağı olan Bulgaristan’ın Filibe (Plovdiv) kentinde dünyaya geldi. Aile o zamanlar Filibe’de “Koçnardoğulları” olarak bilinmekteydi. Balkan Harbinden önce, babası askerdeyken annesi ipekböceklerini beslemek için yaprak toplarken çıktığı dut ağacından dengesini kaybederek düşünce 22 yaşında vefat eder.
Bir süre sonra babası yeniden evlenir. Ancak 1912 yılında Balkan Harbi başlayınca babası, üvey anne, dede, kardeşi ve Mehmet Tevfik savaşın en hararetli zamanında top sesleri arasında Edirne’ye göç ederler.
Eğitimine Edirne’de devam eden Mehmet Tevfik, daha sonra Edirne Öğretmen Okulu’nu bitirdi ve öğretmen olarak mezun oldu. Genç bir öğretmen olarak ilk tayin yeri Kırklareli Kocahıdır Mektebi oldu.
Yaşam sürecinde Balkan Harbi, iki defa Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı’nın tüm acı ve sıkıntılarını yaşadı. Osmanlı Devleti’nin sonlanması Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık etti.
Mehmet Tevfik’in doğduğu 1905 yılında Kırklareli’de mutasarrıf Galip Paşa görevdeydi. O zamanlar Kırkkilise olarak bilinen Kırklareli’de ilk mektepler dağınık yerlerde ve sağlık yönünden uygun olmayan toprak ve loş odalarda acınacak vaziyetteydi. Artık devrin şartlarına uygun, yeni ve sıhhi, mükemmel bir binada, şehrin orta yerinde Müslüman halka güzel bir mektep yapılması gerekiyordu. Mutasarrıf Galip Paşa, o vakit Cemaati İslamiye ve Maarif Encümeni kâtipliğini yapan ve Hacı Hasan Ağa Vakfı Mütevelli Kaymakamı Ali Efendi ile el ele verdi. Ali Efendi dürüst ve temiz bir kişiliğe sahip olup, Karaumur caddesinde 1940’lı yıllarda kerestecilik yapan Hamdi'nin babası, yapağı makinesi sahibi Hakkı’nın ağabeyi oluyordu. Böylece Mutasarrıf Galip Paşa’nın aracılığı ile halkın yaptığı bağışlara Vakıf İdaresi de kaynak aktardı. İlk önce Sultan Beyazıd Mahallesi’nde Kayalık Çeşmesi bitişiğindeki büyük ev ve bazı arsalar kamulaştırıldı. Daha sonra 8 Şubat 1906’da Edirne vilayeti genelinde inşa edilen en büyük ve görkemli ‘Kırkkilise Mekteb-i Kebir-i İbtidâi’ adı ile mektep açıldı.
Mektebin adı kısa bir süre sonra II. Abdülhamid’e atfen ‘Hamidiye Mektebi’ (Hamidiye Numune Kebiri İbtidâi Mektebi) olarak değiştirilmişti. 1913 yılında ise Kırkkilise Mutasarrıfı Süreyya Bey zamanında mektep müdürü Mehmet Şerafettin Aykut’un (daha sonra Edirne milletvekili, avukat) desteği ve araştırmaları ile bu mektebin adı tekrar değiştirilerek ‘Kocahıdır Mektebi’ oldu ve günümüze kadar bu adla devam etti.
Kocahıdır Mektebi ise Yunan işgali sırasında İngiliz, İtalyan, Fransız karargâhı ve Askeri Divanı Harp olarak kullanıldı ve birçok masum Türk’e burada ağır cezalar verildi. Kırkkilise’nin 10 Kasım 1922 günü sabahı saat 10'da Kuvayı Milliye kuvvetlerince kurtarılmasıyla mektebe Türk bayrağı merasimle çekildi ve 15 gün kadar Kırkkilise Hükümet Merkezi olarak kullanıldı.
Bir süre sonra öğretmen Tevfik Koçnard, Kırklareli Cumhuriyet İlkokulu’na müdür olarak atandı.
1934 yılında Nimet Hanım ile evlenen Tevfik Koçnard’ın 2 kız, 2 erkek olmak üzere dört çocuğu oldu.
Hasanpaşa Caddesi üzerinde bulunan Cumhuriyet İlkokulu’nun yerinde daha önce bir Rum Mektebi ve yanı başında bir de kilise vardı. Rum mektebi kapandıktan bir süre sonra okul Osmanlı döneminde Vizeli reformist eğitimcilerinden Selim Sabit Efendi’nin adının verildiği ilkokul olarak faaliyetini sürdürdü.
1931 yılında Kırklareli Valisi Mustafa Arif Bey zamanında İl Özel İdaresi tarafından 8500 lira harcanarak 3 sınıflı bir okul yapıldı. Ancak okul hem Karakaş mahallesinin kalabalık nüfusuna yetersiz, hem de kullanışlı değildi. Kırklareli Valisi Faik Üstün zamanında öğrenci sayısı dikkate alınarak sınıflar genişletilerek iki sınıfa indirildi. Uzun yıllar 2 sınıflı ve 2 öğretmenli olarak faaliyet gösteren okulun 1948 yılında 104 öğrencisi vardı. Okulda eğitim Müdür Tevfik Koçnard ve öğretmen Bedriye Yenili tarafından yürütülüyordu.
1950'li yıllarda Cumhuriyet Okulu, Karakaşbey sokağındaki Musevilere ait boş duran eski Alliance okuluna taşınmıştı. Bu arada Kırklareli Valisi Alâeddin Eriş zamanında 1931 yılında yapılan eski okulun yerine iki katlı yeni okul yapımına başlandı ve 6 sınıflı yeni Cumhuriyet Okulu 28 Nisan 1958 yılında açıldı. Bu okulda da yıllarca müdürlüğü devam ettiren Tevfik Koçnard yüzlerce öğrencinin yetişmesi için mevcut imkânlar ölçüsünde elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Sert ama disiplinli, daima sevilen ve sayılan bir öğretmen oldu.
Bazen o zamanlar Karakaşbey sokağında bulunan şehir kulübünde akşam yemeğinde arkadaşları ile birlikte olur, edebiyat ve şiir söyleşileri yapardı. Hele kardeşi gibi sevdiği kendisinden onbeş yaş küçük Avukat Niyazi Akıncıoğlu’da oradaysa unutulmaz bir gece yaşanırdı.
1919 yılı Kırklareli Kurudere doğumlu olan M. Niyazi Akıncıoğlu, Koçnard gibi lise öğrenimi için Edirne’den yolu geçenler arasındaydı. Avukat olması yanında Akıncıoğlu’nun çok daha önemli bir özelliği ülkemizin sayılı şairlerinden biri olmasıydı. On altı yaşında yazmaya başladığı şiirleri onu 40 kuşağı toplumcu, gerçekçi şairleri içinde yer almasını sağlamış, divan şiirinin söyleyiş üslubundaki ustalığı dikkat çekmişti. Şiirlerindeki ana tema genellikle savaş, zulüm, baskı ve ölüme karşı sevgi, kardeşlik, adalet, barış, demokrasi ve yaşamı destekleyerek, halk kültürüne yakın yerel motifleri yöresel ahenkle vurgulamaktı. Mutluca Şiir’inde dediği gibi “Ve ben her Allahın günü şairim; dört mevsim, bahardır şiirlerimde”, kendini mütevazı bir incelikle tanımlamaktaydı.
Arkadaşlar arasında bu akşam toplantıları “Bir yerde görürsen ki: Ağır ve edalı akar, dal dal söğütler öperek samur üç belik gibi üç koldan sular; müjdeler olsun efendim: Edirne'desin” diye başlayan ‘Edirne’ şiiri ile açılır, “Selamın geçiyor besbelli, yeşerdi telgraf direkleri; seneler sonrası, ormanından ayrı” ile söyleşi devam ederlerdi.
Çok uzun yıllar okul müdürlüğünü başarı ile yürüten Mehmet Tevfik Koçnard, Cumhuriyet Okulu ilk açıldığında ilk defa gördüğü bu merdivenlerden binlerce kez, her gün indi çıktı. Okul her yıl açıldığında veya yılsonunda, öğretmenlerle veya öğrencilerle, toplu veya tek tek, torunu ile bu merdivenlerde birçok kişi ile fotoğraf çektirdi. Bu merdivenlerde protokol karşıladı, misafir karşıladı, veli karşıladı, öğrencisini karşıladı veya uğurladı. Kışın buz tutan bu merdivenlerde yazın sıcağında, ilkbaharın güzel havasında, sonbaharın düşen yapraklarında güzel veya buruk anlar yaşadı. İlk defa okula kayıt olmaya gelen öğrenci bu merdivenlerden çıktı, mezun olurken de son defa bu merdivenlerden indi. Merdivenler okul tarihinin tanığı, sosyal hafızası oldu. Merdivenlerin dili olsa daha neler neler söyleyecekti. En çok da Cumhuriyet Okulu’nun kuruluşundan bu güne kadar geçen zamanda Tevfik Koçnard ile ilgili çok şey anlatacaktı. Ama bir anıyı hatırlamak bile istemiyordu.
30 yılı geçkin başöğretmen veya müdürlüğünü yaptığı Cumhuriyet Okulu’nda, 28 Temmuz 1964 Salı günü bu merdivenlerde kalp krizi geçiren Mehmet Tevfik Koçnard, maalesef 59 yaşında hayata gözlerini yumdu.
KAYNAKÇA:
Ali Rıza Dursunkaya, Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kül.ve Eski Es.Yön.Tetkik,Yeşilyurt Bas.1948
Cumhuriyetin 15. Yılında Kırklareli, 1938
Kırklareli İl Yıllığı, 1967, Kırklareli Valiliği
Kırklareli İl Yıllığı, 1973, Kırklareli Valiliği
Kırklareli İl Yıllığı, 2000, Kırklareli Valiliği
Müjdat KOÇNARD Aile Arşivi
Ali Coşkun YANARDAĞOĞLU Arşivi
II. Abdülhamid Döneminde Kırkkilise (Kırklareli) Sancağında Eğitim ve Öğretim, Hümmet KANAL
http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/niyazi-akincioglu