BALKAN HARBİNİN TARİHSEL, SOSYAL VE SİYASAL DEĞERLENDİRMESİ

Ahmet Rodopman 
7. Bölüm
BALKAN SAVAŞLARININ AYAK SESLERİ YAKLAŞIRKEN
GELEN II. MEŞRUTİYET MÜJDESİ
Balkan Savaşlarına gelinirken ve savaş süresince yapılan yanlışların, alınan kararların, uygulanan yaptırımların savaşı ve savaş sonrası yapılanmayı nasıl etkilediğinin cevaplarını alabilmek için zamanı 30 yıl kadar geriye alıp, 1908 yılı ve hemen öncesi olaylara şöyle bir göz atıp, hafızamızı tazelememiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü, Balkan Savaşları bozgununun başlıca felaket taşlarının bu tarihlerde yapılan yanlışlıklarla döşenmiş olduğunu düşünmekteyim.
1839 yılında Tanzimat Fermanı ile başlayan yenileşme hareketleri arasında olan, gayrimüslimlere bazı hakların tanınması ve belirli özgürlüklerin verilmesi toplumda belirgin bir huzursuzluğa neden olmuştur. Bu dönemde, eğitime verilen önem nedeni ile, okur yazar oranının artması, ardından matbaaların yayılması, gazete ve dergi gibi yayın organlarının çoğalmasını sağlamıştır. Avrupa’ da ve Asya'da bulunan Osmanlı topraklarında yaşayan farklı etnik ve dini topluluklar arasında gelişen özgürlük istekleri, imparatorluğun her kesiminde hızla artmıştır. Özellikle gençler arasında yayılan bu yeni kimlik arayışları giderek, ‘’Genç Türkler’’(Jön Türkler) denilen yeni fikirlerden yana olan toplulukların oluşmasını, bunların tek kişilik padişah yönetiminden ziyade, milletin oylarıyla seçilmiş meclislerinin de yönetime katılma istekleri giderek taraftar bulmuş ve yaygınlaşmıştır. Jön Türklerden fikirleri nedeniyle tutuklanan veya sürgüne gönderilenlerin sayılarının artması, yenilikçi fikirlere sahip olup, durumları elverenlerin Fransa veya İngiltere ‘ ye gidip muhalif çalışmalarını yurt dışında yapmalarını sağlamıştır. Bu arada ekonomik koşulları iyice ağırlaşan Osmanlı’nın da yönetim masraflarını karşılamak için sürekli yeni vergiler getirmesi veya eski vergilerin oranlarını arttırması nedeniyle halkın büyük bir kesiminde hoşnutsuzluklar yaygınlaşmıştır. İmparatorluğun değişik bölgelerinde, padişahlığın kötü yönetimi, baskısı ve hayat pahalılığına karşı muhalif toplantı ve gösterilerde geniş halk kitleleri toplanmıştır. Padişah Abdülaziz' in 15 yıllık padişahlık süresince önemli yenilikler yapılmıştır. Önceden kurulmuş olan Nizam- Cedit (Yeni Düzen) Askeri Birliklerinin geliştirilmesi, gerek silah, gerekse eğitimleri için büyük harcamalarda bulunulmuştur. Özellikle hayli eskimiş olan Deniz Kuvvetlerinin modernleşmesi, eğitimin yaygınlaştırılıp iyileştirilmesi, yeni eğitim merkezlerinin devreye girmesi için yatırımlara ayrılan para nedeniyle hazine yurt dışından önemli miktarlarda borç almak zorunda kalmıştır. Bu borçların ödenmesi için yapılan kısıntılar nedeniyle halk büyük geçim sıkıntıları çekmeye başlamıştır. Jön Türklerden bazıları ordu saflarına katılınca, sahip oldukları fikirler ve bu kötü durumdan kurtuluş çareleri genç subaylar tarafından da benimsenince, ordu içinde etkili bir taraf haline gelmişlerdir. Bu arada 1876 Yılında, Padişah Abdülaziz’ in katlinden sonra, saltanat makamına getirilen V. Murat sağlık sorunları nedeniyle tahttan indirilmiş ve yerine Meşrutiyeti kabul eden ve Meşrutiyet yasaları ile devleti yöneteceğine Mithat Paşa’ ya söz veren, II Abdülhamit Padişah olarak geçmiştir. Hemen Kanun-i Esasi (Anayasa) ilan edilerek I. Meşrutiyet ilan edilip, meclisin seçilerek toplanmasına girişilmiştir.
Böylece Osmanlı topraklarında yaşayanlar yeni bir döneme adım atmış olurlar. İlk Anayasa olması nedeniyle bazı konularda eksiklikleri görülmüştür. Kişi hak ve özgürlüklerine yeterince yer vermeyen bu anayasa, buna rağmen Osmanlı' nın o günlerde yaşadığı kriz ortamından kurtulması amacıyla kabul edilmiştir. Meşrutiyet uygulamaları kısa süre içerisinde genellikle tutucu, mutlakiyetçi çevrelerde rahatsızlık yaratmış, 1877 yılında Rusya ile yapılan savaş bahanesi ile rafa kaldırılmış, meclis kapatılarak, tarihçilerin ‘’İstibdat Dönemi’’ diye adlandırdıkları yaklaşık 33 yıllık oldukça sorunlu bir dönem başlamıştır.
II. Abdülhamit dönemi denilen bu dönemin, son 150 yıllık tarihimiz içinde çok önemli yeri vardır. Bir çok ilklerin yaşanıldığı o yıllarda, ayrışan toplum kesimlerinin farklı görüş, anlayış ve yaşayışları günümüze değin sürüp gelmiştir. Ve hala II. Abdülhamit dönemi günahlarıyla, sevaplarıyla tartışılmaya devam etmektedir. Bizim konumuz olan Balkan Savaşlarının da nedenlerinin başında bu dönem ve hemen sonrasında yaşananlar önemli bir yer tutmaktadır. 1876 Ağustos’ unda İmparatorluğun başına geçen sultanı oldukça yoğun iç ve dış olaylar beklemekteydi. Bunların hepsini yazacak olsak sayfalar tutacağından en önemlilerini ve bağlantıları Balkan Savaşlarını etkileyecek olanları sıralayıp,yaşanılan olayların tarih dizimine kısaca bakacak olursak;
1876 Aralık -Tersane Konferansı;Avrupa devletlerinin Balkan Ülkelerine ayrıcalık ve muhtariyet verilmesi dayatması karşısında görüşmeler çıkmaza girip karar alınamadan dağılmıştır.
1877 Şubat – Mithat Paşanın değişik olaylardan suçlanarak sürgüne gönderilmesi.
1877 Mart -  Milletvekili Seçimlerinin yapılıp, Meclis-i Mebusan’ ın toplanması.
1877 Nisan - 93 Harbi diye Bilinen, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşının başlaması.
1877 Aralık – Plevne Kuşatması sonucu Osmanlı Ordusunun bozulması.
1878 Ocak -  Edirne Ateşkes Antlaşması
1878 Şubat -  II Abdülhamit tarafından meclis dağıtılarak, meşrutiyetten vazgeçilmesi.
1878 Mart -  Çok ağır yaptırımları kabul edilerek Ayastefanos Antlaşması yapıldı.
1878 Haziran - Kıbrıs’ın İngiltere’ye bırakılması.
1878 Aralık - Rumeli Demiryolları İşletme Şirketi’nin Avusturya devletine geçmesi.
1881 Mayıs - Bardo Antlaşması, Tunus’ta Fransız himayesinin kabulü.
1881 Aralık - Muharrem Kararnamesi’yle Düyun-ı Umumiye İdaresi’nin kurulması.
1982 Mayıs - Alman Askeri Reform Heyeti’nin göreve başlaması.
1882 Eylül -  İngilizlerin Mısır’ı işgal etmesi.
1883 Ocak -  Osmanlı ordusunun Prusya askeri heyeti tarafından ıslahına başlanması.
1884 Mayıs - Midhat Paşa’nın Taif’te öldürülmesi.
1885 Ocak -  Sudan'da Hartum'un düşmesi.
1885 Mayıs - Doğu Rumeli vilayeti ile Bulgar Prensliği'nin birleştirilmesi.
1885 Haziran-Alman Askeri Reform Heyeti'nin başına Von der Goltz'un getirilmesi
1885 Eylül - Anadolu Demiryolu imtiyazının Deutsche Bank'a verilmesi;
1889 Ocak - Amerikan vatandaşı Lafeyet de Feriz'e Selanik-Manastır hattının imtiyazının verildi
1889 Mayıs - Anadolu-Osmanlı Demiryolu Anonim Şirketi kurulması, Genel Müdürlüğe Otto von Kühlmann' ın getirilmesi.
1890 Mart - Makedonya‘ da Bulgar, Anadolu’da Ermeni ihtilali çetelerinin faaliyetlerini arttırmaları
1891 –Ocak - Hamidiye Alayları’nın kurulması.
1893 Ocak -  Makedonya İç Örgütü’nün kurulması ve kalkışmaların baş göstermesi.
1894 Kasım - Yunanistan’da Etniki Eterya adıyla, Girit ve Yunanistan’ ın bağımsızlığı için çalışacak ulusal ayrılıkçı bir dernek kurulması.
1895 Mayıs - Büyük Güçler’in Ermeni vilayetleri için bir reform programı önermesi
1895 Ekim -  Hınçak Partisi’nin İstanbul’da Bâbıâli önünde gösteri düzenledi.
1895 Kasım - Abdülhamit’in Avrupalı Devletlerin dayattığı reform programını kabul edişi
1895 Aralık - Doğu Anadolu’daki Ermeni komitacılara karşı girişilen güvenlik faaliyetleri.
1895 Aralık - Jön Türklerin faaliyete geçmesi, Ahmed Rıza’nın Paris’te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni kurup Meşveret Gazetesini çıkarmaya başlaması
1896 Ocak - Girit’te, Havran’da, Makedonya’da karışıklıklar ve ayrılıkçı kalkışmalar.başladı.
1896 Ağustos - Ermeni Taşnak Partisi’nin Osmanlı Bankası’nın merkez binasını işgal edişi.
1896 Ekim - Büyük Güçler’in Abdülhamid’i tahttan indirme planları yapması; İstanbul’da Sultan’a karşı başarısız komplo girişimi.
1897 Mayıs - Yunanlılarla yapılan savaş bir ay sürmüş ve Osmanlı’ nın kesin galibiyeti ile sonuçlanmıştır.
1898 Mart - Girit Adası özerkliğini ilan ederek Yunanıstan’ a bağlanmayı istedi.
1899 Kasım - Bağdat Demiryolu imtiyazının Almanlara verilişi
1900 Mart -  Makedonya’da çete faaliyetlerinin artması, büyük devletlerin müdahaleleri
1901 Kasım - Fransız filosunun Midilli gümrüğünü işgal edişi.
1901 Aralık - Theodor Herzl’in Filistin konusunda Abdülhamid’le görüşmesi
1902 Şubat - Paris’te Prens Sabahaddin’in başkanlığında Jön Türk Kongresi
1902 Eylül - Makedonya’da çıkan karışıklıklar ve başlayan ayaklanma.
1902 Kasım - Abdülhamid’in Makedonya için bir reform planı önermesi ve Hüseyin Hilmi Paşa’yı Umumi Müfettiş olarak ataması.
1902 Kasım - Yunanistan Bulgaristan sınırında ki Cum’a-ı Bala ayaklanması
1902 Aralık - Yemen isyanının tekrar başlaması
1903 Nisan - Selanik’te bir dizi terörist saldırısı, kalkışmaya yeltenme hareketlerinin bastırılması.
1903 Ağustos - Makedonya’da genel ayaklanmanın başlaması
1905 Ocak - Makedonya için mali reform tasarısı
1905 Nisan - Yemen’de asilerin Sanaa’yı ele geçirmesi
1905 Temmuz - Abdülhamid’e karşı başarısız suikast girişimi
1905 Ağustos - Osmanlılar’ın Sanaa’yı geri alışı
1905 Kasım - Büyük Güçler’in donanmalarının Midilli ve Limni’yi işgal edişi
1906 - Ocak - Kızıl Denizin Akebe Körfezinde bulunan bir kasabanın Müslüman halkı ile ilgili İngilizlerin suni olarak çıkardıkları sorun(Akabe krizi)
1906 Mayıs - Prens Sabahaddin’in Paris’te Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti’ni kuruşu
1906 Eylül - Selanik’te Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin kuruluşu
1907 Nisan - Makedonya’da reformların finanse edilebilmesi için gümrük vergilerinin artırılması
1907 Aralık - Paris’te ikinci Jön Türk Kongresi ve Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin,İttihat ve Terakki Cemiyeti adı altında birleşmesi
1908 Haziran - VII. Edward ile II. Nikola nın Baltık Denizinde Reval Şehrinde buluşup, Osmsnlı İmparatorluğunun parçalanması konusunda konuşup anlaşmaları.
1908 Temmuz - Jön Türk devrimi, Abdülhamid’in Kanun-ı Esasi’yi yeniden ilan etmesi. 1908 1908 Ağustos - Bulgaristan’ın bağımsızlık ilanı
1908 Eylül - Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan tarafından ilhakı
1908 Ekim - Girit’in Yunanistan’a bağlanması.
1908 Aralık - Seçimler ve Meclis-i Mebusan’ın açılması. II. Meşrutiyetin İlanı.
Yukarıda ki kronolojiden de anlaşılacağı gibi oldukça çetin sorunların oluştuğu, zor ve sıkıntılı günler yaşanmış, bir kısmından kolayca altından kalkınmış, bir kısmının ise ötelenerek ileride daha büyüyerek gelmelerine göz yumulmuştur. Yinede bu olumsuz ortamdan devletin büyük bir zarar görmeden çıkabilmesi sağlanmıştır. Halkta yeniden meşruti idareye geçmenin sevinci ve heyecanı ile belirli moral yükselmesi olmuştur. Kan dökülmeden yapılan bu değişiklikler ile Anayasa yeniden uygulanmaya başladığı gibi, serbest seçimler yapılarak, meclis yeniden seçilmiş ve çalışmalarına başlamıştır. Bu durumdan hem, İttihat ve Terakkiciler istedikleri olduğu için sevinmişler, hem de padişah gerek içte gerekse dışta gelişen olaylar ve imkansızlıklar içinde çaresizlikten kurtulduğu için sevinmiştir. Saltanatı devam ettiği için bütün olumsuzlukların hesabını İttihat ve Terakki’ cilerin üzerine bırakabilmiştir. Sorunlar giderilmiş gibi görünse de, Osmanlı’ nın asıl sorunları olan büyük devletlerin istekleri tam olarak yerine getirilmediği için yeni yönetime karşı içten içten bir muhalefetin gelişmesi gecikmemiştir. Balkan Ülkelerinde kaynaşma ve kalkışmalar devam ederken Trablusgarp’ de İtalyanlar, Doğuda Ermeniler, Batıda Bulgarlar ve Sırplar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.Ülke içinde de belirli odakların kışkırtmaları ile bir takım kişiler, anayasanın tekrar kabul edilip uygulanmaya başlamasını, kadınlara ve gayrı müslümlere tanınan hakların fazla olduğunu söyleyerek yaşananlara karşı çıkmaya başlamışlardır. Toplumda artan kutuplaşmalar ve tahammülsüzlüklerin sonucu olarak çeşitli siyasi cinayetler işlenmiştir. 7 Nisan 1908 Çarşamba günü Serbesti gazetesi baş yazarı Hasan Fehmi, Galata Köprüsü üzerinde arkadaşı ile yürürken öldürülmesi ile ortam daha da gerilmiştir..Rumi takvime göre 31 Mart 1909 miladi takvime göre 13 Nisan akşamı Taksim Kışlası Avcı Taburunda subaylarına karşı askerlerin başlattığı kalkışma kısa bir sürede sivil halktan katılanlar ile genişlemiştir . Sebepleri tam olarak belirlenemeyen bu olayın planlı ve bilinçli bir hareket olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır.Bir hafta boyunca İstanbul’ da belirli bir tutucu kesim, tarikat ve cemaatlerde isyancılara katılarak, ‘’Din elden gidiyor’’ . ‘’Şeriat İsteriz’’ diyerek meclisi basmışlar, bakan, Millet Vekili, bir çok subay, asker ve halktan insanları katlederek yönetime el koymuşlardır. Olayların kontroldnn çıktığını gören II Abdülhamit isyancıları yatıştırmaya çalışmış, bunda kısmen başarılı olduğu söylense de, Manastır, Selanik ve Edirne ‘ de bulunan ordu birlikleri birleşerek İstanbul ‘ a doğru harekete başlamışlardır. Bu kervana Rumeli’ deki gönüllüler de katılınca, başlarında Mahmut Şevket Paşa olmak üzere hayli kalabalık bir kuvvet olarak İstanbul’ a gelmişlerdir. ‘’Hareket Ordusu’’ adı ile bilinen bu ordu ile isyancıların arasında 3 gün 3 gece süren çarpışmalar yaşandıktan sonra , isyancılar silahlarını bırakarak teslim olmuşlardır. Sıkı yönetim ilan edilmesi ile de ortalık yatışmış, suçlu olanlar şiddetle cezalandırılmışlardır. II Abdülhamit bu arada tahtan indirilmiş, yerine V. Mehmet Reşat tahta çıkmış. Yenilenen Hükümet’ le yönetime devam edilmiştir.
Bu değişikliklerle Osmanlı’ nın sorunları çözümlenmiş olmuyordu tabii ki .Yıllar hatta yüzyıllardır biriken, adeta kronikleşen sorunların yanı sıra, Osmanlı’ yı parçalayıp, mirasa konmak için ellerini ovuşturup silahlanan komşu devletlerin, bundan sonraki hal ve tavırlarına da gelecek bölümlerde tanık olacağız.
Devam edecek

Popüler Yayınlar