Gazeteci, Yazar, Şair Kamil TOMRUK
Hasan ÇALIKUŞU
_____________________________________________
Bugün vefatının 22. yılında Rahmetle anar, sevdiklerine ve yakınlarına sağlıklı ve uzun ömürler dileriz
______________________________________________
1925 yılında Bulgaristan’ın Kırcaali kasabasında doğdu. Küçük yaştayken 1927 yılında ailesiyle birlikte Anavatana göç ederek ailecek Pınarhisar’a yerleştiler. Annesi Şefika Hanım, babası Galip Bey’dir.
İlk ve orta tahsilini Kırklareli’de tamamladı. Askerliğini 3 yıl Eskişehir’de yaptı.
Memuriyet hayatına 1955 yılında Pınarhisar Adliyesi’nde başladı. Adliye Tutanak Yazmanlığı (Zabıt Katipliği) yaptı. Daha sonra Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürlüğü’ne atandı, kaymakam vekilliği görevinde bulundu.
1958 yılında çağrı üzerine Pınarhisar Çimento Fabrikası’nda Hizmetiçi Eğitim Şefliği’ne geçti. 1980 yılında emekli olup, Kırklareli’ye yerleşti.
1983 yılında politikaya girdi. 1984-1994 yılları arasında Anavatan Partisi’nden Kırklarel İl Genel Meclisi Üyesi oldu. İl Genel Meclisi Üyeliğini iki devre sürdürdü.
1920’li yılların sonunda Üsküp’te değirmencilik yapan Necmiye Hanım’ın babası vefat eder. Necmiye henüz dört yaşındaydı ve başka kardeşi de olmadığından anavatana göçmek üzere olan yakınları tarafından Üsküp’ten Kırklareli’ne getirildi. Kırklareli’de büyüyen Necmiye Hanım ve Kamil Bey ile karşılaşır ve 27 Ekim 1944 tarihinde Kamil Bey ve Necmiye Hanım evlendiler. Hüseyin, Zafer, Ayfer ve Aysun adında iki erkek ve iki kız, dört çocuk sahibi oldular.
Kamil Bey bulunduğu çağda entelektüel ve yetenekli bir kişiydi. 1965-1975 yılları arasında Pınarhisar’da bir Gençlik Tiyatrosu kurdu. Ezilenler, Acı Nikâh, Parola, Ay Doğarken ve Murtaza adlı tiyatro eserlerini hem yazdı ve hem de sahneye koydu. Trakya’da tiyatroyu turneye çıkararak elde ettiği geliri o yıllarda deprem felaketine uğrayan vatandaşlarımıza gönderdi.
Şiire devlet memurluğu yaptığı 1937 yılında başladı. Duygu dolu ve gönül insanı olduğundan şiir ve yazılarına bu hali yansıyordu. Şiirlerinde iç dünyasının yansımaları kadar Atatürkçü, laik, toplumcu, öğüt verici yapılara da rastlanmaktadır. Bir kısım şiirlerini Yaşamın İçinden (1994) ve Dünden Bugüne (1996) isimli iki kitapta topladı. Bunların dışında daha birçok toplanmamış şiiri mevcuttur. 1948 yılından başlayarak düz yazı ve şiirleri son zamana kadar yerel basında yayınlandı.
Uzun yıllar Yeşilyurt ve Gerçek Gazetesi’nde düz yazı ve köşe yazıları yazdı. Toplumun dertlerini ve sorunlarını hiç çekinmeden yazılarına aktarırdı.
Sosyal yönden aktif ve cesurdu. Kırklareli Türk Basın Birliği ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başkanlığını yaptı. Uzun yıllar Türk Basın Birliği Kırklareli Şubesi Başkanlığını yaptı.
Vefatından bir yıl önceye kadar aktif olarak Kırklareli Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığını onurla, büyük bir enerji ve dirençle yürüttü. Bu görevleri kap pili ile gözünde kataraktla yapıyordu. Yazmayı, okumayı ama her şeyden önce Atatürk’ü ve Kırklareli’yi o kadar çok seviyordu ki hiçbir şey onun gözünü sağlığı dâhil korkutmuyordu. ADD Kırklareli Şubesi’nin Kırklareli’de köklenmesi, vali ve belediye başkanlarının Atatürkçü anlayışı benimsemeleri için çok uğraştı, hata yapan yöneticileri sert biçimde eleştiren yürekli, korkusuz, ödünsüz ve coşkulu makaleler yazdı.
Kamuoyunu ilgilendiren haksızlıklara, aymazlıklara, sözde aydınlara, menfaat ve ihanet odaklarına çok öfkelenirdi. Örneğin “Kıyak Emeklilik” denilen yasayı tepki ile karşılamış, her seviyede bu yasayı protesto etmişti.
Kamil Tomruk, Ali Coşkun Yanardağoğlu, Ali Nazmi Üstündağ ve Fuat Gürkaş arasında sıkı ve eski bir dostluk vardı. Daha sonra genç nesilden beni de aralarına almışlardı. Artık hep birlikte birçok kültürel aktivite ve sosyal faaliyetler tertiplemeye, aynı derneklerde görev yapmaya başlamıştık. Bu işlerin sekreterya, duyuru ve afiş hazırlama işleri bende olurdu.
Kırklareli Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu üyeliğini uzun yıllar sürdürdü. Vahit Lütfi Salcı, Aşık Ali Tanburacı, Şair Avukat Niyazi Akıncıoğlu, Halide Nusret Zorlutuna ve bir çok Kırklareli’de iz bırakan kişileri anma toplantılarını dernekteki arkadaşları ile birlikte düzenledi. Daha başka derneklerde de üyeliği bulunuyordu. Torunu yaşındaki gençlere taş çıkartırcasına sosyal anma toplantıları, Anıt Kabir ziyaretleri, Anavatan Partisi’nin Ankara ve Trakya bölge toplantılarında hep ön saflardaydı.
Kamil Bey ile ilk tanışmamız 1989 yılında Kırklareli Belediye’sinde memuriyete başladığım ilk yıllarında oldu. O sırada Kırklareli Türk Basın Birliği Kırklareli Şubesi Başkanlığı görevindeydi. Şube işlerini yürütmek için bir irtibat bürosuna ihtiyacı vardı. Belediye Başkanı Ali Nazmi Üstündağ belediye girişinde bulunan Veteriner Müdürlüğü bürosunu birlikte kullanılmasını önerdi. Genellikle görevim gereği öğleden sonraları büroya gelebildiğimden o zamana kadar Kamil Bey yazışmalarını tamamlardı. Büroda yaptığımız günlük sohbetler, gazete yazıları ve kültür konuşmaları ile birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk..
1995 yılında Atatürkçü Düşünce Derneği Kırklareli Şubesi kurulurken yine Kamil Tomruk, Ali Coşkun Yanardağoğlu ve ben kurucu üyeler arasındaydık. Kamil Tomruk Türk Basın Birliği Kırklareli Şubesi Başkanı, Ali Coşkun Yanardağoğlu ise Kırklareli Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı olduğundan diğer arkadaşlarla birlikte ADD Kırklareli Şubesi Kurucu Başkanlığı’nı bana layık görmüşlerdi. Şampiyon Hersekli Oteli altındaki pasajda ADD Kırklareli Şubesi açılışına Kırklareli Valisi Çetin Birmek, Atatürk Öğrencileri Derneği kurucu başkanı avukat Doğudan Bayülgen, Türk hukukçu ve felsefeci Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar, Kırklareli Vilayet Meydanı Atatürk Anıtı heykeltraşı Rahmi Artemiz törene katılanlar arasındaydı. Benden sonra ADD Kırklareli Şube Başkanı Kamil Tomruk oldu ve dört yıl başkanlığı büyük bir başarı ile sürdürdü.
Son zamanlara kadar Gerçek Gazetesi’nde köşe yazıları, şiirleri, ADD ve Türk Basın Birliği Kırklareli Şubesi Başkanlığını sürdürüyordu.
Kamil Tomruk’u en son görüşüm Devlet Hastanesinde tesadüfen olmuştu. Kalp rahatsızlığından dolayı poliklinik önünde oturmuş, rengi atık bir vaziyette sırasının gelmesini bekliyordu. Hiçbir zaman kimliğini ve siyasi nüfusunu kişisel işlerinde asla kullanmaz, her vatandaş gibi hakkaniyetle ve mütevazı bir halde çağırılmasını bekleyecek kadar yüce gönüllüydü. Birkaç gün sonra da maalesef vefat haberi geldi.
75 yaşında evinde vefat eden Kamil Tomruk her yönü ile cesur bir Atatürkçü, Laik ve Cumhuriyetçi bir kişi olarak yaşadı. Eşi Necmiye Tomruk ise Eylül 2016’da hakkın rahmetine kavuştu.
Kamil Tomruk’un vefatından sonra sevenleri derin üzüntü duydular. Kırklareli’de artık onun sık sık Atatürk için yapacağı çağrı ve bildirilerden yoksun kalacaktık.
Onun ardından Kırklareli eski Belediye Başkanı Alı Nazmi Üstündağ bir şiir kaleme aldı. Edirne ADD Onursal Başkanı Dr.Ahmet Saltık bir makale yazdı. Ben de Önadım Gazetesindeki “Dünya Dönerken” isimli köşemde bir yazı kaleme aldım.
Gazeteci, yazar, şair Kamil Tomruk unutulacak bir kişi değildi. Vefatının birinci yılında 23 Şubat 2001 tarihinde Kırklareli Kültür ve Dayanışma Derneği Kırklareli Şubesi olarak bir “Anma Toplantısı” düzenledik. Özel İdare İşhanı TMMOB Lokalindeki toplantıda kızı Ayfer Tomruk babasının hayatını anlattı. Daha sonra Kamil Tomruk’un şiirlerinden örnekler dinlendi. Hatice Paker “Ne Gördüysem Onu Yazdım”, Suna Yılmaz “Halkçılık”, Perihan Atçı “Ben Bilgi Çağı” şiirini okudu. Daha sonra Dr. Nazmi Tunçay Kamil Tomruk ile olan anılarını anlattı. Ardından Aylin Demirken “Bu nasıl İnsan Hakları Günü”, Müjgan Demiryürek “Ben Uğur Mumcu’yum”, Çiğdem Değirmenci “Kader mi, Yoksa Şans mı?” şiiri okudu. Gerçek Gazetesi Yazarı Ruhsar Tuncan, Kamil Tomruk’un gazetecilik yönünü ve anılarını anlattı. Kamil Tomruk’un şiirlerinden “Ne Soran Olur, Ne Duyan” şiirini Semih Vataf, “Bir Daha Dönmek Yok, Onu Bilesin” şiirini Emre Alarslan, “Kırklareli’ye Ağıt” şiirini Sibel Asan, “Dostluk ve Sevgi” şiirini Elif Yılmaz ve “Biz ve Evren” şiirini Semih Tuna seslendirdi. Kamil Beyin etkinlik, yürüyüş ve eylemlerini içeren görsellerden sonra son olarak oğlu Hüseyin Tomruk söz alarak ailesi adına konuştu.
Kamil Tomruk unutulacak bir kişi değil aksine Atatürkçü, Laik ve Cumhuriyetçi bir yazar, gazeteci ve şair olarak örnek gösterilecek bir aydındı. Kırklareli siyasetinde, kültür ve cemiyet hayatında iz bırakanlardan oldu.