KIRKLARELİ’NDE İZ BIRAKAN BİR AYDIN: ALİ RIZA DURSUNKAYA
Akın Güre
Bu yazımda Kırklareli yakın tarihinin önemli bir şahsiyeti olarak Ali Rıza Dursunkaya'dan söz etmek istiyorum. Ali Rıza Dursunkaya 1890 yılında Amasya'da doğmuştur. Babası 93 Harbi denilen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşlarında Artvin’den Amasya'ya göç eden Kamil Efendi, annesi yine Artvinli Neyire Hanımdır. Babası suvari jandarma yüzbaşı olarak Kırklareli'ye tayin edilir. Ali Rıza Dursunkaya'nın hayatında Kırklareli dönemi böyle başlar. O sıralarda 4-5 yaşlarındadır. Ortaokulu Kırklareli'nde, Liseyi Edirne İdadisinde bitirir. Yükseköğretim için Darülfünün Edebiyat Bölümüne girer fakat son sınıfta babasının vefatı nedeniyle bitiremez ve ailesinin bulunduğu Babaeski'ye döner. Bundan sonra bir dizi görevlerde görürüz kendisini: Gönüllü olarak askere gider ve gümüş harp madalyası ile taltif edilir. Sonrasında Kırkilise İhtiyat Zabitan Teavün Cemiyeti Reisliği görevine atanır. Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeliği sırasında Trakya’da Yunan işgali başladığında diğer cemiyet arkadaşları ile birlikte Bulgararistan'a geçer. Kırcaali Kazası Mekatib-i İslamiye Müdürlüğü, Rodop Kazası İslam Öğretmenleri için açılan Kurs Müdürlüğü gibi görevleri Bulgaristan'da bulunduğu dönemde yapar. Kırklareli'nin Yunan İşgalinden kurtarılmasından sonra ülkesine döner, İlköğretim Müfettişliği görevine başlar. 1925 yılında resmi görevinden ayrılarak gazetecilğe yönelir. O zamanki adıyla "Kırklareli" gazetesini çıkartır. Trakya'da Yeşilyurt adıyla yayın hayatına devam eden bu gazetenin önemi Türkiye'de hala yaşayabilen en eski dördüncü yerel gazete olmasıdır. ilk Sayısı 31 Ağustos 1925 tarihinde Ali Rıza Dursunkaya tarafından basılan gazete 30 Kasım 1927 tarihine kadar "Kırklareli" adıyla çıkmıştır.
Ali Rıza Dursunkaya'nın bu hizmetinin önemini daha iyi anlayabilmemiz için biraz yerel basınla ilgili tarihsel bilgileri hatırlatmak gerekiyor: Osmanlı Devleti'nde İstanbul dışında basılan ilk gazete Rusçuk'ta yayınlanan "Tuna" gazetesidir. Anadolu'da ise ilk yerel gazete Erzurum'da basılan "Envar-ı Şarkiye" dir. Bu gazete 1929 yılından sonra "Erzurum" adını almıştır. 1919 ile 1938 yılları arasında yayınlanan yerel gazetelerin sayısı 406 dır. Milli Mücadel ve sonrasında Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak günümüze kadar gelen yerel gazeteler arasında dördüncü sırada yer alması Trakyada Yeşilyurt Gazetesinin önemini gösterir. Daha önemlisi Trakyada kuruluş tarihi olarak birinci sıradadır. İlk kurulduğunda gazete Kırklareli Vilayet Matbaasında basılır. Resmi vilayet gazetesi çıkmaya başlayınca adı bu gazeteye verilir ve 30 Kasım 1927 tarihinden sonra 163. sayıdan itibaren Trakyada Yeşilyurt adını alır. Edirne Vilayetinin satılığa çıkardığı baskı makinaları alınarak Yeşilyurt Matbaasında basılmaya başlanır. Gazete Ali Rıza Dursunkaya'nın 1957 yılında vefatından sonra (15 Şubat 1957) Kız kardeşinin eşi Rıza Tagal tarafından yayınlanmaya başlar.
Bir süre süre önce elime geçen Trakyada Yeşilyurt gazetesinin muhtelif yıllara ait digital nüshaları içinde dolaşırken daha iyi kavradığım gibi bu gazete Kırklareli sosyal ve siyasal yaşamına yansıtan güncel olay ve görüşleriyle bir habercilik göevi yaparken aynı zamanda kültür değişiminin öncüsü olmuştur. Kırklareli toplumsal tarihini, müziği, folklorik unsurları, gelenekleri, yaşam tarzları ile çok yönlü olarak anlatma gereğini duyarken, sayfalarını sanat ve edebiyata açarak zengin bir yazar kadrosu ile çağdaş bir yayın anlayışını kendine misyon edinmiştir.
"Siyasetteki mücahedemiz(mücadelemiz), bir gün mübarek bayrağımız altında tam bir istiklâle mazhar olan yurdumuz halkının bilâ tefrik minnet ve şükran hisleriyle merbut (bağlı) bulunduğu büyük Halâskâr Gazimizin çizdiği yolun âciz bir yolcusu olmaktır” diyen Ali Rıza Dursunkaya yönetimindeki gazete uzun yıllar, Türkiye Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkarak laik, milliyetçi, devrimci bir çizgiyi savuna gelmiş, ısrarla bağlı oluğu bu yayın politikası doğrultusunda sayfalarını açıtığı Kırklarelili aydınların, yazarların, sanatçıların sesi olmuştur.
Değerli bir hukukçu olan oğlu Orhan Dursunkaya, 30 Ağustos 1990 tarihinde Kırklareli Halk Kütüphanesinde Babası ile ilgili bilgileri paylaşmak için yaptığı konuşmasında şunları anlatır:
"Gazetenin, Ali Rıza Dursunkaya’nın koyduğu ilkelere göre yayınladığı ilk dönemde sütunlarında yer alan imza sayısını şu anda belirleyemiyorum ama bu sayının 80-100 arasında olduğunu tahmin edebiliriz.Bu yazarlar gazetenin sütunlarında tam amatörce bir heyecanla eserlerini sunmuşlardır. Siyasi yazıların büyük bir çoğunluğu gazetenin başyazarı Ali Rıza Dursunkaya tarafından yazılmıştır. Bunun dışında pek çok değişik konularda pek çok yazılar yazılmıştır. Bunlar, sanat ve folklor incelemeleri, tarihsel olayların açıklanması veya anıları, şiirleri hikâyeler, denemeler, üniversite tez çalışmaları, arkeoloji, Bulgaristan Türkleri, Rumeli ile, sağlıkla, eğitimle, sporla ve diğer toplum olayları ile ilgili yazılar, bir zamanlar gerçekten zengin kültür hareketlerinin kaynağı olan eski Halkevlerinin çalışmaları ile ilgili olarak Yeşilyurt’un sayfalarında yer almışlardır.Bu yazılar arasında Ali Rıza Dursunkaya’nın uzun yıllar öncesinden topladığı notlarla anılarının oluşturduğu Kırklareli tarihi ve kültürü ile ilgili yazılarını da hatırlamak gerekir.
Yeşilyurt sütunlarında ölümsüzleşen bu yazı sahiplerinden bir çoğunun adlarını hatırlayabiliyorum. Eski yazarlar, daha gençler diye bir ayırım yapmadan, aklıma gelenleri sayıyorum :Vahit Lütfi Salcı, Halide Nusret Zorlutuna, Uluğ Turanlıoğlu, Mustafa Şerif Alyanak, Abdurrahman Altuğ, Refet Rodoplu, Şerif Baykurt, Ali Coşkun Yanardağoğlu, Ziya Güney, Mahmut Ragıp Gazimihal, Rıza Tagal, Necmettin Deliorman, Nazif Karaçam, Nafi Atuf Kansu, Kâmil Tomruk, Etem Ütük, Eşref Gürdal, Niyazi Akıncıoğlu, Jale Aydonat, Mustafa İlhan, Hayri Gürsu, Mimar Talât Özışık, Şevki Gemicioğlu, Ziya Bayraktar, Dr.Suat Vural, Dr.Nazmi Tunçay, Orhan Dursunkaya, Salâhattin Ünsal, Mustafa Ege, Hüseyin Özger, Sadiye Aydonat, Orhan Pirler, Şevki Pazarcı, Halil Alpçelebi, Semih Erkmen, Necdet Balcı, Kürşat Yanardağoğlu."
Ali Rıza Dursunkaya'dan geriye kalan çok önemli bir kaynak eseri burada hatırlatmadan geçemeyeceğim. Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik isimli 2 ciltlik bu kitap ilk önce 1945-1946 yılları arasında Trakyada Yeşilyurt gazetesinde yayımlanmaya başlanır. Eserin 1. cildi 1948 yılında Yeşilyurt Matbaasında 185 sayfa olarak basılır. Kırklareli'ni tarihi, kültürü, coğrafi yönleri ile inceleyen kitapta bağcılık, meyvecilik, şekerpancarı ziraati, tütün ekim, ipekböceği yetiştiricişiği, peynircilik hakkında bilgiler verilmiştir. Son bölümde ise Kırklareli Vilayeti ile ilgili bilgiler ve biyografiler tanıtılmıştır. Eserin 2. cildinde ise eğitim konusu işlenmiş, 1938-1947 yıllarına ait okullar, öğretmenler, öğrenci sayıları hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. 20 Aralık 1930 tarihinde Atatürk'ün Kırklareli ne gelişi ile ilgili bilgiler de kitabın ilgi çeken bölümleri arasındır. Kültür kurumları ve hayır cemiyetleri başlığı altında ise Kırklareli Halkevi, Yeşilay, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurmu, Verem Savaş Derneği, Halk Musiki Cemiyeti, Türk Hava Kurumu hakkında kuruluş bilgilerine ve faaliyetlerine yer verilmiştir. Kırklareli'nin dini eserleri, camiler, mescitler, tekke ve zaviyeler, gayrimüslim din kurumları ayrı bir başlık altında inclenmiştir. Tarihi anıtlar olarak çeşmeler ve tarihi eserler, yerleri ve özellikleri ile anlatılmış, askeri binalar, Kırklareli Hapishanesi, Belediye Binası, Vilayet Hastanesi, spor klüpleri, sinemalar, serbest meslek insanları hakkında bilgiler verilmiştir. 240 sayfa olan 2. cilt Kırklareli gazetelerinin tanıtımı ile bitmektedir.
Ali Rıza Dursunkaya'nın kültür ve siyaset hayatındaki gerçekleşen katkıları yanında Kırklareli'nin toplumsal tarihinde iz bırakan bir diğer hizmeti de Kırklareli Ticaret Odası kuruluşu için yirmi arkadaşı ile birlikte yaptığı öncülüktür. Bugünkü Oda ve Borsanın temelleri 1925 yılında Ali Rıza Dursunkaya ve arkadaşları tarafından atılmıştır. Ali Rıza Bey'in ilk oda başkanı olarak kurucular huzurunda yaptığı açılış konuşmasından alıntılanan şu sözler oldukça anlamlı ve düşündürücü olsa gerek:
"Maalesef çok bariz ve açık bir düşkünlüğümüz var, tüccarlarımız hemen hemen umumiyetle sevk-i tabii (içgüdüsel) altında iş görmektedirler. Reklâm, propaganda vesaire gibi ihtiyacı tabiiyeden (doğal ihtiyaçlar) sarf-ı nazar (vazgeçme) henüz bir varlık etrafında toplanmış zümremiz yoktur.(...) İstanbul’un yanı başında yaşıyoruz, bize ticaret faaliyetlerini kim temin edecek, bir iş bankası tahsisi için yapılan hareket neden tevakkuf (durma-bekleme) etti. Ne için ticaret işlerimizde başımızdaki sermayedarlar ve tüccarlar bize yol göstermiyor. Körebe oyunu gibi her gün ortaya atılıp batan küçük esnaf ve tüccar zümresi neden himaye görmüyor?"
Yaşadığı kente daima bir aydın sorumluluğu ve duyarlılığı ile yaklaşmış, gelecek kuşaklara çok yönlü kişiliği ile örnek alınacak hizmetler bırakmış, laik ve çağdaş bir Türkiye'nin kuruluşu adına yazıları ile katkıda bulunmuş bu değerli insanı sizlere kısaca anlatmak istedim. Yazımın sonunda Ali Rıza Dursunkaya gibi Kırklareli toplumsal hayatında iz bırakmış kişilerin gelecek kuşaklara tanıtılmasında bizlere ve kurumlara sorumluluklar düştüğünü hatırlatmak isterim.
Bir başka yazıda buluşmak üzere hoşçakalın.
Kaynaklar:
1) V. Türkan Doğruöz, Esra Çavdar. Trakyada Yeşilyurt Gazetesine Göre 1944 Yılında II. Dünya Savaşı ve Kırklareli.
2) Zafer Kat. II. Dünya Savaşı Sonrası Trakyada Yeşilyurt Gazetesine Göre Kırklareli (1944).