MEHMET ÖCAL İLE KIRKLARELİ'NİN MÜZİK TARİHİNE BİR YOLCULUK
Akın Güre
Kırklareli'nin tarihinde müzik dernekleri ve topluluklarının ayrı bir önemi vardır. Ali Rıza Dursunkaya'dan öğrendiğimize göre ilk bandonun hayata, geçirilmesi Birinci Dünya Harbi başlarına dayanır. O zamanki mutasarrıf Şevket Süreyya bey zamanında hükümet tabipliği yapan Dr. Fuat Umay önderliğinde idadi ve Kocahıdır Ortaokulu öğrencileri arasından seçilen yetenekli gençlerden oluşan bir bando kurulur. Başına Rum ve İdadi mekteplerinde müzik öğretmenliği yapan Niko bey getirilir. Fakat bandonun ömrü uzun sürmez, mütareke sonrasında aletler çocukların elinden alınır bando dağılır. Cumhuriyet ile birlikte Kırklareli Musiki Cemiyeti'nin kuruluşuna kadar giden süreç ve sonrası bize şunu öğretiyor: Kırklareli'nde batlı çalgılarla icra edilen, bando müzik faaliyetleri olarak başlayan, hatta caz müziği olarak da sesini duyuran bir gelenek mevcuttur. Bu gelenek1970 ve sonrasında şehirde faaliyet gösteren müzik topluluklarıyla devam ederken, geleneksel Türk müziği alanında da çok değerli isimlerin ortaya çıktığına tanık oluruz.
Günümüzde bu isimlerin başında gelen uluslararası bir sanatçımız olan Burhan Öcal ile bu konuları sık sık konuşuyoruz. Bu gün sizlere, bu sohbetlerin ve birlikte yapacağımız ortak çalışmaların detaylarını biraz öteleyerek sevgili babası Mehmet Öcal beyden söz etmek istiyorum. Çünkü Mehmet Öcal çoğu kişi tarafından sinemacı lakabıyla bilinirken benim yaptığım hazırlık çalışmaları sırasında öğrendiğime göre kendisi aynı zamanda müzisyendir. Nazif Karaçam arşivinde yer alan Vahit Lütfi Salcı ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafı Burhan Öcal'a gösterdiğimde çok mutlu olmuştu. Bu fotoğraftan anlıyorduk ki kendisi Vahit Lütfi ile birlikte yukarıda sözünü ettiğim bando faaliyetleri içinde yer alan biriydi. Bu konuyu açtığımda Burhan bana başka bir sürpriz daha yaptı ve babası hakkında bilmediğimiz pek çok şeyi anlatmaya başladı. Babasının gençlik günlerinden, aldiği eğitimlerden, yetenekli, tutkulu, coşkulu kişiliğinden bahsederken karşımda Burhan'ı görüyor gibi oluyordum. Demek ki Burhan, babasıyla olan fiziki benzerliklerinin ötesinde bir çok özelliğini rahmetli babasından almıştı. Mesela, Mehmet Öcal'ın en büyük tutkusu sinema oyuncusu olmaktı. Özellikle Amerikan filmleriyle başlayan sinemaya merakı daha sonra sinema işletmecisi olmasını sağlayacaktı. Kırklareli'nde sinema salonu işletmeciliği alanında uzun süre yaşayacak ilk girişim onun sayesinde olmuştu. Bu konudaki detayları ilerde yazacağım. Ama onun kadar önemli bir diğer yanı Amerikan caz müziğine duyduğu ilgiydi. Vahit Lütfi ile beraber bandoda baterist olarak çalıyordu. Daha sonra oğlu da babasının izinden yürüyecek ve ünlü bir vurmalı çalgılar virtiözü ve sinema oyuncusu olacaktı. Burhan babasını anlatırken bunları bana büyük bir keyifle aktarıyor, her defasında Mehmet Öcal'ın bilinmeyen bir yönüyle tanışmamı sağlıyordu. Mesela Kırklareli'nde ilk Modern Jazz Quartet'i babası kurmuştu. 4O'lı yıllarda Kırklareli'nde müzik kültürünün seviyesi nerelerdeymiş diyerek şaşırdığınızı görüyor gibiyim. Ama Burhan çok önemli bir gerçeği dile getiriyordu. Kırklareli Musiki Derneği tarihini incelerken ben de benzer bilgilere erişmiş ve Milli günlerde marş çalan Bando üyesi gençlerin akşamları düğünlerde caz müziği icra ettiklerini öğrenmiştim. Hatta bu gençlerden kimisi o kadar yetenekliydiler ki içlerinden bazıları Cumhurbaşkanlığı Orkestrası'na davet edilmişlerdi. Mehmet Öcal da bunlardan biriydi.
Burhan babasından gururla bahsederken, onun efendi kişiliğini, arkadaş severliğini, eli açık biri olduğunu, giyimine ve yaşantısına gösterdiği özeni de anlattı ve bana verebileceği fotoğrafları olduğunu müjdeledi. Bunları daha sonra bana gönderdi.
Burhan'dan Mehmet Öcal'ın ilginç hayatıyla başlayan bir yolculuğu dinlerken aklımdam geçen yazının bir öykü tadında olmasını isteyerek bu öğrendiklerimi nasıl yazmalıyım diye tatlı bir hayale de kapıldım. Bu konuda daha sıkı bir çalışma yapmalıydık ikimiz de. Hem Burhan'ı ve sevgili babasını daha yakından tanımanızı hem de bir tarih kesiti içinde canlanan karakterler ile yakın tarihimizin kültürel ve sosyal hayatını bize tattıracak zevkli bir öyküyle tanışmanızı sağlayacaktık bu sayede.