KIRKLARELİ VİLAYETİNİN EĞİTİM SEFERBERLİĞİ VE KAZANIMLARI
Ahmet Rodopman
Çocukluk günlerimizde bizlere söylenen Kırklareli’ nin eğitim düzeyinin diğer illere göre yüksek oluşunun nedenlerini hep düşünmüş, araştırıp gerçeği öğrenmeye çalışmıştım. Ne yazık ki elde ettiğim bilgiler bana yeterli gelmiyor, aradığım nedenleri bulamıyordum. Bunu önceleri, Avrupa coğrafyasında olmanın veya Balkan ülkelerinde yetişmiş insan kaynağının göçlerle bölgemize gelip yerleşmelerine bağlıyordum. Bunlarında belirli oranlarda etkilerinin olduğunu görüyoruz. Ancak yakın zamanda Kırklareli’ de Kültür ve Eğitim ile ilgili kitapları ve belgeleri inceleyip, bilgileri doğrulayınca şehrimize ait bu okumuşluk oranını arttıran nedenlerin farklılıklarını da öğrenmiş oluyoruz. Birlikte baktığımızda, Osmanlı İmparatorluğunun son yüzyılına geldiğimizde, 1857 yılında kurulan Maarif Umumiye Nezareti(Mili Eğitim Bakanlığı) nın kurulması ile üç yıllık İptidai (ilk okul), ve üç yıllık Rüştiye(Orta okul) lar oluşturulmaya başlamıştır.
Kırklareli’ de kayıtlarda görülen ilk eğitim kurumu 1590 yıllarında o zamanlar geçerli olan medrese öğretimi olarak Hızır Bey Camii bahçesinde yapılan bir binada başlıyor. Kurucusu olan Kubat Paşa’ nın ismi işle anılan bu medresede dini ve Arapça dersler verilmekte, ayrıca imamlarının adı ile anılan sadece Kuran-ı Kerim öğreten Osman Ağa Mektebi, Abdülvahap Efendi Mektebi ve Hacı Seyit Mehmet Efendi Mektebi gibi 3 adette Sıbyan mektebi bulunmaktaydı.1877 yılı Osmanlı-Rus savaşında işgal edilen Kırklareli’ de bütün okullar yakılıp yıkılırken, Hızır Bey medresesinin kütüphanesinde ki 6000 adedin üzerinde, çoğu da yazma eser olan kitaplarda yakılıp yok olmuşlardır.
1908 yılına gelinirken şehrimizde tarihi yapıları ile hatırlanan ilk okullarımızdan Ahmet Mithat İlkokulu, Ziya Gökalp İlkokulu, Koca Hıdır İlkokulu’ nun binaları yapılmış ve kısmen eğitime başlanmıştır. Bu dönende Rum, Bulgar ve Yahudi Okulları ayrı ayrı eğitim ve öğretim işlevlerini sürdürmüş olmalarına karşın,daha çok kendi ana dillerine önem vererek Türkçe öğrenimini azaltmışlardı.
İlimizde modern anlamda Kültür ve Eğitim çalışmaları 1908 yılında II. Meşrutiyet ile birlikte başladığını görüyoruz. Bundan önceki yıllarda da belirli ölçülerde okul
binaları yapılmış, bu okullara Edirne Darul-Muallim(Edirne Öğretmen Okulu) dan yetişen öğretmenler gönderilmiştir. Ancak belli bir metot ve düzen uygulanmayan dönemde daha çok dini eğitime önem verildiği için, köylere gönderilen mezunlar da, öğretmenden çok imamlık yapma durumunda kalmışlardır. Gününün Devrim niteliğinde değişiklikler getirdiği 1908 yılı değişimleri sonrasında Eğitim, çağdaş bir anlayışla düzenlenmeye başlamış, 1924 yılında Kırklareli’ nin sancak statüsünden Vilayet(il) statüsüne getirilmesi ile Edirne’ ye bağlılığı sonlanmış, artık kendi plan ve programını kendi kurumlarınca yapmaya başladıktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti döneminde, bu değişim süreci önemsenip, çalışmalara hız verilmiştir. Bu yıllarda, İlimiz Kültür ve Eğitim alanında benzer pek çok ilden öne geçmiştir. Balkan göçleriyle ve mübadelelerle Balkanlardan gelen iyi öğrenim görmüş Türk öğretmenler yeni açılan bu okullarda, yeni şevk ve hevesle öğrencilere bilimsel ölçülerde dersler vermeye başlamışlardır.
Bu arada Ulusal bütçe de Milli Eğitime ayrılan harcama oranlarının % 2 ler den % 10 lara çıkarılması, ülke çapında eğitime verilen önemi göstermektedir. Tarihi evrakları incelerken gördüğüm şu rakamlar Kırklareli’ nin neden diğer illerden öne geçtiğini bana göstermesinin ötesinde bu şehre hayranlığımı bir kez daha arttırmıştır. 1947 yılı İl bütçesinin % 47 sinin Eğitim hizmetlerine ayrılmasının yanı sıra yıl içinde de 100.000 TL de ilave edilerek, Eğitim ve Öğretim konusuna ne kadar önem verildiğini bizlere göstermektedir.
1924 yılından başlayarak önce ilk okullar düzenlenmiş, beş yıllık öğretim sistemine uygun olan binalarda önce sabah ve öğlenden sonra olmak üzere tekli öğretime başlamış, ileriki yıllarda öğrenci sayısı artınca, sabahçı ve öğlenci olmak üzere iki öğrenime devam edilmiştir. Nüfusu artan şehrimizde yeni okul gereksinimleri doğmuş, eğitimi süren tarihi üç ilkokulumuza ilaveten, Tevfik Fikret İlkokulu, Cumhuriyet İlkokulu ve Hamdi Helvacıoğlu kendi adıyla yaptırdığı ilkokul , Vali Faik Üstün İlkokulu, Kırkşehitler İlkokulu ile eğitim hizmeti vermişlerdir. Günümüze gelinceye kadar, TOKİ Ahmet Cevdet Paşa İlkokulu, Mustafa Dalcalı İlkokulu, Gazi Osman Paşa İlkokulu, Gazi Mustafa Kemal İlkokulu, Atatürk İlkokulu, Ahmet Yener İlkokulu, iki adette Özel İlkokul olmak üzere Kırklareli Merkezde 17 ilkokulla hizmet verilmektedir. Yapılan çalışmalarla ilimizde okulsuz köy bırakılmamış, buna bağlı olarak da okuma yazma oranlarımız olabilecek en üst düzeylere gelmiştir.
Rüştiye adı ile öğretime başlayıp Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlemeden sonra Ortaokul olarak öğretime devam eden önce Ahmet Mithat İlkokulunda, sora Ziya Gökalp İlkokulunda, ardından da yeni binasına geçinceye kadar Yaylada 1905 tarihinde yapılan eski Rum Ortaokulunda öğretim görevini sürdürmüştür. İlerleyen yıllarda lise bölümü de aynı okulda açılmış ve 1966 yılında, bugünde eğitime devam eden, sonradan ismi Atatürk Lisesi olarak değiştirilen Kırklareli Lisenin yeni binasına geçilmiştir. 1946 yılına gelindiğinde, Kız Meslek ve Erkek Meslek Orta Okulları öğrenime başlamış,ilerleyen yıllarda bu okulların Lise bölümleri de faaliyete başlamıştır.1962 yılına gelindiğinde Ticaret Orta Okulu ve Lisesi olarak
Eğitime başlamış. Ardından 1960 yılında da İmam Hatip Lisesi ile ülkemize yüzlerce, binlerce bilimsel verilerin öncülüğünde iyi eğitilmiş gençlerin yetiştirilmesinde görev almış eğitim kurumlarımızdır.
Yazımızın başında değindiğimiz gibi, Kırklareli’ nin okullaşma ve okur yazarlık sıralamalarında üst sıralarda yer almasının değişik nedenleri arasında insan kaynaklarımızın özelliği yatsa da, Cumhuriyetin ilk yıllarında ilimizde ve belediyemizde görev alan kişilerin devletine ve milletine hizmet anlayışları, ülkemizin yoktan var edilirken özellikle eğitim yatırımlarının önemini anlamaları olmuştur. Şehrimizin beklide tarihsel şansı olarak niteleyebileceğimiz 1925-1935 yılları arasında görev yapmış gerek Valiler,Belediye Başkanları ve öğretmen olarak atanan eğitim ordusunun değerli çalışanlarının iyi niyetli, çalışkan ve bilgili olmalarının yanı sıra Kırklareli halkının da öz verili, anlayışlı olması kısa zamanda öğüneceğimiz noktaların yakalanmasını sağlamıştır. Devlet-Millet işbirliğinin sözde değil çalışmada oluşmasının göstergesidir köy okullarının, köy yollarının.köy öğretmen lojmanlarının imece yoluyla hızla yapılıp,kullanıma sunulması. Köy okullarının yapımında devlet demiri, keresteyi, kiremidi getirirken halkda atı ile arabası ile kumunu, taşını taşımız isteyerek emeğini vermiştir. Şehirdeki okullarında en iyi eğitim düzeyini yakalaması için gereken fedakarlığı esirgemeyip, öğrenciye, okula, öğretmene verilen değeri göstermeleri ile yönetiminde o güne kadar alışık olunmayan miktarlarda eğitime kaynak ayırması bugün için hepimizin gurur duyduğu bir gelişmişlik örneği sergilenmiştir.
Tabii bu arada Kepirtepe Köy Enstitüsünün kurulup , yetişen öğretmenleri ilin her köşesindeki köylere göndermesi bu eğitim seferberliğinin önemli bir öğesi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. O yıllarda yapılanları düşündüğümüzde buna top yekun cehalete karşı verilen bir savaşım olarak adlandırabiliriz. Bu savaşı kazanan Kırklareli halkını kutlar, medeniyet yolunda daha çok kazanmamız gereken savaşların bizleri beklediğini bilmeliyiz.
Yararlanılan Kaynaklar:
1 - Ali Rıza Dursunkaya . Kırklareli Vilâyetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik. Cilt:1 ve Cilt:2’’. 1948. Kırklareli
2 - II. Abdülhamid Döneminde Kırkkilise (Kırklareli) Sancağında Eğitim ve Öğretim- Hümmet Kanal . OTAM, 41 /Bahar 2017, 107-144
3 – KIRKLARELİ, YURT ANSİKLOPEDİSİ, C. VII (1982), s. 4793-4894.