TÜRK HAVA KURUMU VE KIRKLARELİ ÖZELİNDE HATIRLANANLAR
Ahmet Rodopman
Kırklareli halkının o zamanki adlandırmalarla ‘’Tayyare’’ ile ilk tanışmaları 1912 yılının o şanssız Balkan Harbi günlerinde olmuştur. Bulgar kuvvetlerinin hareketlerinin izlenmesi amacı ile Kırklareli’ ye savaşın başlamasından hemen önce İstanbul’ dan gönderilen iki adet tayyare ne yazık ki görev yapmalarına fırsat kalmadan Bulgar kuvvetlerinin eline geçmiştir. Balkan savaşlarının akılda kalan en büyük özelliklerinden olan, koordinasyonsuzluk sonucunun tipik bir örneği olan bu durum, o günlerin olumsuzluklarını yaşayan insanların hafızalarından silinmemiştir.
Yıllar sonra 16 Şubat 1925 tarihinde, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün önsezileri, ‘’İstikbal Göklerdedir’’ söylemi ile birleşerek, hemen cumhuriyetin ilanından 16 ay gibi kısa bir süre sonunda kurulmasına kararlaştırılan ‘’Türk Tayyare Cemiyeti’’ sayesinde gerçekleşme yoluna girmiştir. Ankara’ da kurulan cemiyet kısa zamanda yurttaşlarımız tarafından benimsenmiş, gerek maddi gerekse manevi olarak katkıları ile her şehirde örgütlenmeler başlamıştır. Yeni cumhuriyetin kuruluş aşamasında insanlarımızı coşturan vatan için bir şeyler yapma tutkusu ile, yeni oluşturulan cumhuriyet kurumlarından, Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay Derneği, Yeşilay Derneği, Verem Savaş Derneği, Halk Evleri gibi sivil toplum kurumlarına gösterildiği şekilde Tayyare Cemiyetine de büyük bir sevgi seli oluşmuş, kentimizin ileri gelenleri tarafından oluşturulan yönetimler ve yan kuruluşları ile ismini duyurmanın yanında işlevselliği de arttırılarak halkın sevdiği ve küçük, büyük bağışlarla büyüttüğü bir kurum oluşturulmuştur. Ankara merkez teşkilatının kurulmasından iki ay gibi kısa bir süre sonrasında Kırklareli şubesi de kurulmuş ve göreve başlamıştır. İlk yönetim Kurulunu, Başkan Şevket Dingiloğlu, İkinci Başkan Mehmet Fuat Umay, Başöğretmen Mehmet Ali Yazman, üye Ali Rıza Dursunkaya, Avukat Tahir Taner ve Kemal Bey oluşmaktadır.
Kentte düzenlenen bağış kampanyaları ve etkinliklerden elde edilen kazançlarla şube bir hayli gelir kazanmış ve isim yapmıştır. Yurt çapında oluşturulan ‘’Her şehir bir uçak alıyor’’ sloganıyla, gerek yapılan özel geceler ve çekilişler, gerekse rozet ve pul satışları sayesinde toplanan paralarla Kırklareli adına yakışan bir uçak alınarak Türk Hava Kurumuna hediye edilmiştir. 1930 lu yıllarda şehrimiz için bu bağışın hiçte az olmadığını sanırım bu günkü koşulları göz önüne getirince daha iyi anlamış oluyoruz. Ne yazık ki o yıllara ait yazılı çok bir şey bulamadığımız için ancak ikinci veya üçüncü kuşaktan elde ettiğimiz bilgilerle yetinmek zorunda kalıyoruz. Bu yıllarda yaşanılan olayları merhum Ali Rıza Dursunkaya’ nın kitaplarından ve o günlerdeki gazetelerinin haberlerinden ve Nazif Karaçam’ ın yazdıklarından faydalanarak aktarmaya çalışıyoruz.
1935’de alınan kongre kararı ile adı Türk Hava Kurumu olarak değiştirilmiş olan Tayyare Cemiyeti’ nin kuruluş amaçları da bizzat Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından:
* Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak,
* Havacılığın askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal önemini anlatmak,
* Askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak,
* Havacılık faaliyetleri için gerekli araç ve gereçleri hazırlamak,
* Personel yetiştirmek ve uçan bir Türk Gençliği yaratmak olarak belirlenmiştir.
Bu yeni adı ile Kırklareli şubesi yönetimlerine gelen hemşehrilerimiz aynen önceki arkadaşları gibi şevkle ve inançla çalışmışlardır. Bizim kuşağımız anımsar sanıyorum, bayramlarda her okuldan seçilen öğrenciler boyunlarına asılan sarı metalden yapılmış kumbaralarla halkın arasında gezerler, insanlarda güçlerinin yettiği kadar genellikle metal paralarını kumbaralara atarak katkıda bulunurlardı. Öğrenim dönemlerinde okullara ‘’Tayyare Pulları’’ satılır, küçük küçükte olsa, Türk Hava Kurumu ve diğer benzeri kurumlara katkıda bulunmaya çalışılırdı. Bu arada evini veya arsasını Türk Hava Kurumuna bağışlayan varlıklı yaşlılarımız da olurdu. Onların da ruhları şad olsun. Türk Hava Kurumuna beslenen sevgi o günlerde kelimelerle anlatılabilecek gibi değildi. Sanıyorum bunda Mustafa Kemal Atatürk’ ün bu kuruma gösterdiği özen ve önemin yanında yöneticilerinin de bir kuruşun dahi hesabını veren anlayışlarının da büyük önemi olmuştur. Tabii özellikle Kurban Bayramlarında kurum üyelerinin oluşturduğu ekiplerce kurban derileri toplanır, ziyan edilmeden, kurumun bilgisi ve yöneltmesi ile satışı sağlanıp, gelir olarak yazılırdı. Böyle toplanan paralarla Kırklareli Şubesi olarak Namazgah Caddesi başlangıcında ‘’Foto Şeref’’ in dükkanının olduğu bina satın alınmış ve yıllarca bir kültür merkezi gibi üyelerin buluştukları bir mekan olarak kullanılmıştır.
Bu arada Türk Hava Kurumu ile ilgili tarih defterimde ki notlarımdan bir kaçını sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. Birincisi; uzun yıllar Kırklareli sakinlerinin hafızalarından silinmeyen Havacılar Günü Kutlamalarında gösteri amacı ile Kırklareli’ ye gelen bir Türk Hava Kurumu uçağının kaza sonucu düşmesi sırasında, uçakta bulunan Jandarma Kumandanı İsmail Hakkı Beyin kızı genç yaştaki Mefaharet Hanımın feci şekilde ölümüdür. Kırklareli’ nin ilk havacı şehidi olarak kayıtlara geçen bu olayda cenaze bugünde Pınarhisar Yolunda bulunan Kent Şehitliğine defnedilirken binlerce üzgün insan eşliğinde belediye bandosu ile uğurlanmıştır. O günlerde bando şefi olarak hizmet veren ünlü halk şairimiz Vahit Lütfü Salcı uzunca bir ağıt yazmış ve okuduğunda tüm dinleyenlerin ağladığı görülmüştür. İşte bu ağıdın ilk dörtlüğü.
Bu sessiz matemin nedir sebebi?
İnsanın içine düğüm bağlıyor.
Siyahlar giymiş anneler gibi,
Her lahza kapanmış toprak ağlıyor.
…
Biz ilkokulda okuduğumuz 1960-1965 yıllarında 15 Mayıs Hava Şehitlerini anma gününde sevgili öğretmenimiz Rahmetli Sevdiye Güner’ in sınıfımızı şehitliğe anma için götürdüğünde, köşedeki bu mezarın başına da gider oldukça genç yaşlarında iken yaşamını yitirişini anlatışını, bugün gibi hatırlıyor ve her ikisinin de, sonsuz yaşantılarında ışıklar içinde yatmalarını diliyorum.
Bir ikici notum da; Özellikle 26 Ağustos-30 Ağustos 1922 tarihleri arasında yapılan Başkomutanlık Meydan Savaşlarında Türk Pilotlarının eldeki eski uçaklarla Yunanlıların uçaklarına verdikleri zararları, Yunan ordularını yukarıdan takip edip, Türk topçularının isabetli atışlar yaptırmalarını ve doğru, isabetli istihbaratlarla ordumuzu yönlendirmeleri sayesinde savaşın gidişini değiştirdiğini gören Mustafa Kemal’ in bu savaşın kazanılmasında tayyarelerin ve kabiliyetli Türk pilotlarının çok önemli rol oynamaları nedeniyle ‘’30 Ağustos Zafer ve Tayyarecilik Bayramı’’ adı ile kutlanmasını istemiş ve yıllarca bu şekilde kutlanmıştır. Ancak 1950 yılına gelindiğinde artık Tayyarecilik sözcüğü atılmış sadece 30 ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Geçen yıllarla ve gelişen Türkiye’ miz de kurum pek çok ilklere imza atmıştır. Sivil Havacılıkta çok önemli atılımlar yapmış, ülkemizi yurt dışında temsil eden ilk ve tek kuruluş olarak sayısız görevlerde bulunmuştur. Son yıllarda Türk Hava Kurumu Üniversitesi kuruluşunu gerçekleştirip, eğitim ve öğretim hizmeti vermeye başlamıştır. Deneyimli pilotları ve yardımcı personeli ile araç parkını donatan yangın söndürme uçakları ve helikopterleri yurt düzeyinde yüzlerce yangını en az hasar yerecek şekilde yıllarca müdahale ederek söndürmüş olan kurum çalışanları, bundan sonra verilecek görevlerini de başarı ile yerine getirmek için beklemektedirler.
Üçüncü notum ise; Kurulduğu 16 Şubat 1925 tarihinden beri kendi olanakları ile var olmaya çalışan, genel bütçeden para almaksızın 96 yıldır yurttaşlardan toplanan paralar ve bağışlarla hizmetini sürdüren bu kurumu gözümüz, kulağımız, elimiz, ayağımız gibi bakıp, sarıp saklamalıyız ki yeni yüz yıllarda da Türk vatanının göklerinde ay yıldızımızı güven ve övünç ile dalgalandırabilsin.
Kaynakça:
1 - Ali Rıza Dursunkaya . Kırklareli Vilâyetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik. Cilt:1 ve Cilt:2’’. 1948. Kırklareli
2– Karaçam, Nazif : Efsaneden Gerçeğe Kırklareli. Kırklareli-1995