MİLLET MEKTEPLERİ( CUMHURİYET DEVRİMLERİNİN YETİM KALAN TEMEL TAŞI ) - 1
Ahmet Rodopman
Genç Türk Cumhuriyetinin ilk 10 yılında, ardı ardına Devrim niteliğinde bir çok yenilik ve değişiklikler yapılmış olmasına karşın toplumu en çok etkileyen ve çağdaş uygarlık yoluna sokan en önemli yenilik ise Tevhidi Tedrisat Kanunu’ olmuştur. ‘’Öğretim Birliği Yasası’’ olarak bildiğimiz bu yasa ile, ülke bütününe yayılmış olan, Şeriye ve Evkaf Vekâletine bağlı bütün medreseler, mahalle mektepleri, tekke ve şeyhlere bağlı mektepler, yabancıların kiliselerinde ve onlara bağlı yerlerde açılmış olan tüm yabancı okullar, - yani, misyoner okulları- Maarif Vekâletine bağlanmış, eğitimde birlik sağlanmıştır.
3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ayrıca tekke ve zaviyelerin kapatılması, dinsel olduğu düşünülen okunup yazılması oldukça zor olan Osmanlı harflerinin kaldırılıp Harf Devrimi’ nin yapılması gibi diğer bazı Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi için de altyapıyı oluşturmuştur. Özellikle mübadele (Yunanistan ile yapılan değiş tokuş) ile okur yazar olan gayrı Müslimlerin ülkeden ayrılması sonucunda ülke çapında okur yazarlık oranı bir hayli düşmüş, 1923 de % 2.5 oranına kadar gerilemiştir. Özellikle kent merkezlerinde açılan okuma yazma kursları ile bu oran biraz olsun arttırılmaya çalışılmış ise de, kullanımda olan eski yazının özelliği gereği, öğrenilmesi ve yazılması bir hayli zor olması nedeni ile büyük bir ilerleme sağlanamamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında görev alan Maarif Vekilleri ve Milli Eğitim Bakanları özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ ün eğitim ve öğretime verdiği büyük öneme bağlı olarak, ulusun okur yazarlığını geliştirme adına önemli çalışmalar yapmış olmalarına karşın, yeterli bir başarı sağlanamamıştır. Ne yazık ki o zaman okur yazarlık; ismini okuyup, yazma, imzanı atma, para sayma ve hesap yapmanın ötesine geçememiştir.
Atatürk, bu konu üzerinde bir hayli çalışmış, projeler geliştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğunda 1870 li yıllardan başlayarak Türkçe harflerle okur yazarlık denemeleri yapılmış ancak başarılı olunamamıştır. Hatta bu girişimleri örnek göstererek karşı çıkan zamanın başbakanı İsmet İnönü’ yü Yeni Türk Alfabesine geçiş aşamasında bizzat Mustafa Kemal Atatürk ikna etmekte bir hayli uğraşmıştır. 20 Aralık 1925 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı görevini üstlenen Mustafa Necati Uğural, Türk Eğitim ve Öğretiminin yenileştirilip, iyileştirilmesi ile ilgili bir çok çalışmalar yapmıştır. “Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir” hükmü ile öğretmenlere toplumda hak ettikleri önemin gösterilmesi için gerekli yasal maddi ve manevi özlük hakları düzenlemeleri yanında, yeniden ilk okul programları yapılmıştır, İlk ve orta öğretimin parasız olması ve kitapların bakanlıkça bastırılması gibi bir çok kalıcı düzenlemeler yapılmış, yeni öğretmen okulları açtırılarak, nitelikli öğretmen sayısının hızlıca arttırılması sağlamıştır. Bugün bazı öğretmen okullarına adının verilmesi, onun insanüstü bir gayretle eğitim konusunu ele almasından hatta hastalığının farkına dahi varacak zamanı kendisine ayırmayıp, halkın okur yazarlığına adanan bir ömür sürmesinden kaynaklanmıştır. Öyle ki, 24 Kasım 1928 günü Atatürk tarafından açıklanan Yeni Türk Harflerine geçiş sürecinde, Yurt düzeyinde açılması programlanan MİLLET MEKTEPLERİ ile ilgili geceli gündüzlü çalışmasında, sona gelindiğinde, duyurulduğu gibi 1 Ocak 1929 tarihinde yapılacak açılışına, o gece apandisiti patlayarak ölmesi nedeniyle katılamamıştır. Onca emeği geçen, başından sonuna değin planlayıp, programladığı ve yürürlüğe konulacağı gün aramızdan ayrıldığı için de Millet Mektepleri gibi çok önemli bir Ulusal proje, onu düşünüp, hayata geçireni yani babasını kaybettiği gün, yetim olarak doğmuştur. Bunun eksikliğini ilerleyen zaman sürecinde, canı gönülden destekleyip, yürütenin olmayışı nedeniyle güdük kalışından anlıyoruz. Buna karşın 5-6 yıl içerisinde ülke okur yazarlığını 7-8 kat arttırmış % 20.5 lara çıkartmıştır.
Sözünü ettiğimiz yıllar ülkemizin en zor, yoksul ve insansız yılları. Yapılan savaşlar, yıkımlar, yakmalar, yok olmalar ve sayısız şehit bir o kadar da gazi, devletin eline geçen para, ancak zorunlu giderlere yetiyor. Buna karşın eğitime en büyük pay ayrılıyor. okullar yapılıyor, öğretmen yetiştirilmeye çalışılıyor, çocukların eğitilmesinin yanı sıra büyüklerin de okuma yazma öğrenmeleri için çareler araştırılıyor.
Atatürk halkın eğitim eksikliğini ilk saptayanların başında geliyor. Ve bu sorunu gidermek için harekete geçiyor. Kurtuluş Savaşının kazanılacağına öylesine inanmış ki, daha I. İnönü Savaşının ardından hemen eğitim ile ilgili bir konsey oluşturuyor. Ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurulmasının hemen ardından 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ n den o günlerin en ünlü eğitim tasarımcılarından olan Prof. John Dewey’ i getirtmiş, ülkenin eğitim düzeyini ve yapılması gerekenleri bir raporla bildirmesini istemiştir. Ancak Türkiye’ nin örnek alabileceği bir sistem bulunamadığı için bu konuda da ilerlemenin modelini uzun uzun düşünüp tartıştıktan sonra, kısmen Danimarka’ da uygulanan Halk Okulları modelinden esinlenerek, ülke koşullarına uyarladığı, Millet Mektepleri, Eğitim Seferberliği, Halk Evleri , Türk Ocakları gibi projeleri sırasıyla yürürlüğe koymayı planlamış olduğunu anlıyoruz. En temel değişimlerden birincisi olan Millet Mekteplerini’ de yakın arkadaşlarının bile itirazlarıyla gecikmesine karşın, 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığına getirdiği Mustafa Necati’ nin konuyu benimsemesi ve heyecanla yürütmesi sayesinde, Yeni Türk Harfleri’ ne geçiş ancak 1928 yılının son aylarında uygulanmaya konulabilmiştir. Bir çok şehre Atatürk bizzat kendisi gidip, kara tahta başında yeni harfleri gösterip, öğretmeye başladığı için de kendisine en büyük payelerden olduğunu söylediği BAŞ ÖĞRETMEN namı verilmiştir.
Kırklareli’ nin Millet Mektepleri konusunda ki önemi, o dönemde vali olarak atanan çok değerli kişilerin (Ahmet Durmuş Bey (1926-1930), Mustafa Arif Bey(1930-1932), Mehmet Faik Üstün (1932-1936) art arda görevlendirilmiş olması ve insan üstü bir gayret ile Atamızın çok önemsediği eğitim projelerini sürdürmeleri ile Kırklareli’ nin o yıllarda Trakya’ nın en yüksek okur yazarlık düzeyini yakalamasını sağlamışlardır. Kırklareli’ de yürütülen bu eğitim alanında ki gelişmeler zamanın Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’ nin de dikkatini çekmiştir. 1927 yılında Kırklareli’ ye bizzat gelerek, şehrimizin eğitim abidesi olan ve pek çoğumuzun okuduğu Yayla da ki eski Rum okulunu Ortaokul olarak açmıştır. Gerek halkın, gerekse yöneticilerin özverili çalışmaları ile bütün köylerde imece yöntemi ile okullar ve yolların yapıldığını görmüş olmanın sevinci ile ayrılmıştır. Bu sevinçle Ankara’ ya dönen Mustafa Necati bir yıl kadar sonra çıkarılacak Millet Mektepleri’ ne de Türk toplumunun samimiyetle sarılıp, cahillikle mücadelenin kazanılacağı müjdesini de almış oluyordu.
Burada, insan üstü bir gayret ile çalışarak Millet Mektepleri Projesini en ince ayrıntılarına kadar planlayıp programlandıran ve hayata geçirileceği gün ne yazık ki ömrü vefa etmeyip görevi başında hastalanıp hayata gözlerini yuman unutulmaması gereken büyük devlet adamı Mustafa Necati’ yi anmak adına bu ülke için yaptıklarının bir kaçını yazmadan geçmek istemiyorum. 1894 yılında İzmir’ de dünyaya gelen Mustafa Necati İstanbul’ da Hukuk Eğitimini aldıktan sonra İzmir’ e gidip avukatlık mesleğine başlar. Ancak zaman kötüdür ve Yunan Kuvvetleri yurdu işgal etmek üzere İzmir’ e çıkmak üzeredir. Bir gün önce Bahribaba Parkında İzmir’ li hemşehrilerine Anadolu’ ya çıkan düşman güçlerine direnme çağrısında bulunmuş, arkasından kimse gelmese de bunu tek başına yapacağını bildirmiştir. Bu toplantıyı haber alan Yunan askerleri onu her yerde aramış, bulamayınca avukatlık bürosunu yağmalayarak intikam almak istemişlerdir. İyi bir teşkilatçı olan Mustafa Necati, ele geçirilmeden İzmir’ den ayrılmış, Balıkesir dağlarında direniş güçlerine katılarak gerek Yunan, gerekse Çerkez Ethem güçlerine karşı göğüs göğse savaşmıştır. O günlerde arkadaşları ile birlikle çıkardıkları ‘’İzmir’ e Doğru’’ adlı gazetede, ulusumuza yapılan bu alçakça saldırının mutlaka durdurulacağını, düşman güçlerinin püskürtülüp, geldikleri limana döküleceğini yıllarca önceden müjdelemişlerdir. Direniş, Zaferle sonuçlandıktan sonrada, elinden silahını bırakıp, kaleme ve hukuk disiplini ile devlet yönetimine sarılmıştır. Çok genç yaşında hükumetlerde bakan olarak görev almış, o günler için en kritik bakanlıklarda, görevini büyük bir titizlik ve hakkaniyetle yapmıştır. Önce Mübadeleden sorumlu İmar –İskan Bakanlığı, sonra Adalet Bakanlığı ve son olarak ta Milli Eğittim Bakanlığını başarıyla yürütmüş, ancak okuma-yazma seferberliğinin de en önde savaşan askerlerinden olmak istemesine karşın ömrü vefa etmemiş, yorgunluktan mı ? heyecandan mı? bilinmez, bir gece önce hastalanarak vefat etmiştir. Onun için ben de bu yazımda çok önemsediğim Millet Mektepleri projesine ‘’Ülkemin Yetim Doğmuş Temel Taşı’’ başlığını vermeyi yeğledim.
Hepimizin okurken pekte farkına varmadığımız ancak, kendi eğitimimiz ve yurttaşlarımızın cahillik ve yoksulluktan kurtuluşu bakımından önemli gördüğüm, yaptığı çalışmaları ve başardıklarını da bir kaçını yazıp asıl konumuza geçmek istiyorum.
*Tüm yurttaşların eğitim hakkına kavuşturmak için, olanakları seferber etmek.
*Öğrencilerin yeteneklerine ve isteklerine göre okuyabilmelerini sağlamak;
*Tüm köyleri en kısa sürede ilk okula kavuşturup, parasız ilköğretimi herkese ulaştırmak.
*Millet Mekteplerini açarak tüm yetişkinlerin temel eğitimden geçmesini sağlamak ve bunu planlamak;
*Paralı yatılı okullar dışında kalan ortaokul ve liseleri ücretsiz duruma getirmek;
*Paralı yatılı ortaokul ve liselerde öğrencilerin yarısına kadarını parasız yatılı okutmak;
*Özellikle yoksul çocukların yatılı okuyabilecekleri kız ve erkek sanat okulları, kursları açmak;
*Eğitim giderlerini karşılamak üzere ayrı bir fon yasası çıkartmak (22.6.1927 tarih ve 1130 sayılı Maarif Vergisi Kanunu);
*Kimsesiz çocuklar (özellikle şehit çocukları) için merkez köylerde yatılı bölge okulları açmak;
*İlkokullarda yoksul çocuklara beslenme olanakları sağlamak;
*Başarılı orta ve yüksek öğretim öğrencilerine ve mezunlarına yurt dışı öğrenim bursu sağlamak.
Resim 1 - Kırklareli Kofçaz İlçesi Elmacık Köyü Millet Mektebi Sınıfı
Resim 2 - Mustafa Necati Uğural - Milli Eğitim Bakanı(1894-1928)
(Devam edecek)