KIRKLARELİ’ DE SANAYİLEŞMENİN İLK ADIMLARI
Ahmet Rodopman
Osmanlı İmparatorluğunun sanayi devrimine ne denli uzak kaldığı hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir. Dolayısı ile de Kırklareli’ miz de 1912 den sonra, Edirne Sancağına bağlı küçük bir sınır mutasarrıflığı olarak sanayileşmeden nasibini alamamıştır. Hele üst üste yaşanılan savaşlar ve işgaller nedeni ile, bırakın fabrika kurmak, zavallı halkın ahır, kümes yapmaya bile gücü kalmamıştır. Olan birikim ve zenginliklerde savaşlar, yakıp, yıkma ve talanlarla uçup gitmiştir. Kırklareli el elde, el başta bir başına kalmış, ancak topraktan yetiştirebilecekleri ile yetinip yaşam mücadelesi vermiştir.
Pek çok şeyin olduğu gibi Cumhuriyetin kurulması ile Vilayet kimliğini kazanmasından sonra, padişahların yok varsaydığı şehrimizin de yüzü gülmeye başlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ ün gerek tarıma, gerekse tarıma bağlı sanayiye çok önem vermesi ile yavaş yavaş ekonomi ve bağlı olarak da küçük sanayi işletmeleri oluşmaya başlamıştır.
İlk günlerde atölye, küçük imalathaneler şeklinde başlayıp sonraları gereksinimler doğrultusunda gelişerek, zaman içinde daha çok tarım işlerinde kullanılabilen alet, edevat ve taşıt araçları yapılmaya başlanmıştır. Topraktan yapılan kap, kacak, testi, çömlek yerine, cam, metal veya plastikten yapılanlar, Elde yapılan, hasır, sepet yerine, halı, naylon torba, suda dövülerek yapılan şayak yerine, tekstil fabrikalarında dokunan kumaş ve diğer dokumalar kullanılmaya başlanmış, süpürgenin tohumundan, ekiminden, kesiminden, yapımından ve dikiminden itibaren küçük çapta sürdürülen Süpürgecilik iş kolu da, daha fazla büyüyemeden, gerek naylon süpürgeler, gerekse yaygın olarak kullanılmaya başlanan elektrik süpürgeleri nedeniyle gelişememiştir. Bunlar gibi daha niceleri nostaljik birer ürün olarak geçmişte kalmışlardır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan Alpullu Şeker Fabrikası yöreye önemli bir dinamizm getirmiş, Trakya insanını tohum, fide, pancar üretiminin şeker, melas(hayvan yemi), alkol gibi sanayi ürünlerine dönüşümünün ve bununla beraberde yaşamının dönüşümünün güzelliklerini tattırmıştır.
Ardından dünyanın en kaliteli kalker yataklarının bulunduğu Pınarhisar ilçesine Çimento Fabrikasının kurulması, çevreye farklı bir bakış açısı, dünya görüşü getirmiştir. Bizim gençliğimizde en büyük derdimiz insanımızın çalışabileceği fabrikaları bulunmaması idi. Çünkü o yıllar kalkınmanın ve zenginliğin tek yolu fabrikaların olması, oralarda çalışılarak hayatların kurtulması hedefleniyordu. Ne yazık ki bu, Kırklareli’ de pekte istenildiği gibi olamamıştır. Bu çalışılacak yerlerin olmaması doğal olarak Kırklareli gençliğinin iş bulabilmek için ailesini, çiftini, çubuğunu bırakarak İstanbul veya başka şehirlere gidip hayatını kazanmak zorunda bırakmıştır. Geçen yıllarda da bu konuda önemli değişiklikler olamamıştır.
1976 yılında Kırklareli’ nin ‘’Kalkınmada Öncelikli İl ‘’ kapsamına alınmasına karşın, ‘’Organize Sanayi Bölgesi’’ ancak 16 yıl gecikme ile 1992 yılında kurulabilmiştir. O yıllarda ki yöneticilerimizin bir çok iyi niyetli girişimi ne yazık ki sonuçsuz kalmış. İnşaatları biten Tarım Alet ve Makineleri Fabrikası ve Zirai İlaç Fabrikası ne yazık ki öngörülen şekilde üretim faaliyetlerine başlayamadan farklı işlevlerde kullanılmaya başlanmışlardır.
Peki, Cumhuriyetten hemen önce ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Kırklareli’ miz de faaliyete bulunan sanayi kuruluşlarımızın ilklerini merak edecek olursak ne yaparız ? Tabii ki onca yokluk ve imkansızlıklara karşın insan üstü bir gayretle ALİ RIZA DURSUNKAYA’ nın hazırlamış olduğu iki ciltlik Kırklareli Vilayetini Tarih,Coğraya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik kitaplarına başvuracağız. Şimdi hep birlikte günümüzden 100 yıl kadar gerilere gidip o günün koşullarında oluşturulup, çalıştırılmaya başlayan fabrikaları gözlerimizin önüne getirmeye çalışalım.
DODOPLOS FABRİKASI
Cumhuriyetten önce kurulmuş, bölgenin en gelişmiş un öğütme fabrikası olarak bilinmektedir. 50-60 yıl çalıştıktan sonra 1922 yılı mübadelesinde sahibi tarafından terk edilmiştir. Boş kalan fabrika bir dönem Kasım Yolageldi’li tarafından Milli Emlaktan kiralanarak yeniden kullanılmaya çalışılmış ise de, o günün şartlarında devam etme imkanı olmamıştır.
DOKTOR HACI YANKİ FABRİKASI
Birinci Dünya Harbinden biraz evvel işletmeye açılan bu üç katlı un öğütme fabrikası kısa bir süre çalıştıktan sonra Mudanya Mütarekesinin ardından sahibi tarafından bütün makineleri sökülerek Yunanistan’ a taşınmıştır. Yunan İşgali sonrasında ahalinin elinde ki bütün araba ve taşıma araçları Yunanlılar tarafından kaçırıldığı için, Kırklareli’ de bu taşıtların sıkıntısı baş göstermiş, zamanın yetkililerince eski un fabrikası bir süre At ve Öküz Arabası imalatı için kullanılmaya başlanmıştır. 1960 yıllarına kadar yıkık dökük bir halde kalan bu üç katlı görkemli binayı biz yaştakiler hemen hatırlayacaktırlar. İstasyona giderken sağ tarafta, askeri lojmanların olduğu yerde bulunuyordu. İlerleyen zamanda yıkılarak yerine park, bahçe yapılmıştır.
YASEF MUSAKİ FABRİKASI
1922 yılında sona eren Yunan İşgalinden sonra Kırklareli’ de ilk kurulan Un Fabrikası olarak bilinmektedir. Musevi Cemaatinden olan Yasef Musaki Rodrik tarafından Milli Emlaktan satın alınan eski bir değirmeni büyük gayretlerle günün koşullarına göre modern bir un öğütme değirmeni haline getirilmiştir. 30 beygirlik gazojen bir motoru ile çalışan üç öğütme taşı bulunmaktaydı. 25 yıl kadar çalışan fabrika, Kırklareli de Türk ve Museviler tarafından çok sevilen sahibinin ölümünden sonra işletilememiş ve satılmıştır.
BURHAN İNCE YAĞ FABRİKASI
Karakaş Mahallesi Cumhuriyet Caddesi Dere Sokağında, ayçiçeği yağı üretmek için oluşturulan bir imalathanedir. Kırklareli li gençlerden Hacı Etem in oğlu Burhan İnce tarafından 1944 tarihinde kurulmuştur. Hidrolik pres ve pompa sayesinde tohumlar ezilip yağ elde edilmekteydi.
YAKUP GÜREL FABRİKASI
Daha önce Belediye Buz Fabrikası nı kiralayarak Buz Üretimi ve Un Değirmeni çalıştıran Yakup Gürel adlı genç bir müteşebbisin kurduğu bir hayli büyük işletmedir. Hem Yağ Fabrikası, hem Un Değirmeni olarak uzun süre hizmet etmiştir.
AHMET ZİYA ÇETİNTAŞ FABRİKASI
İlk Okul Öğretmenliğini bırakıp serbest mesleği seçen Ahmet Ziya Çetintaş, önce Karakaş Mahallesi Gazhane Sokağında Emlak dairesinden aldığı arsaya Un Öğütme Değirmeni kurmuş ardından Ayçiçeği yağı çıkaracak hidrolik presler ilave ederek sistemini genişletmiş zamanını en fenni çalışan işletmesini kurmuştur. Kırklareli’ de ilk sigortalı işçi çalıştıran işletme olarak kayıtlara geçmiştir.
MEHMET YÜCE FABRİKASI
Babadan kalma Helvacılık yaparken, Mübadele sonrası giden Rumlardan satın aldığı Susam Yağhanesini çalıştırmaya başlamış bu arada fabrikalar bölgesinde birde ayçiçeği yağı çıkartan bir başka ünite kurarak bu alanda yöresel bir isim haline gelebilmiştir. Ayrıca Büyükdere çevresinde aldığı arazilerde fenni ziraat yapmaya başlamış, Kırklareli’ nin klasik üzümünü canlandırmak için bağlar kurmuş üzümler yetiştirmiştir. Yaşı biraz ilerleyince de işlerini damadına bırakarak dinlenmeye geçmiştir.
HAŞİM PEKSÖZ SUSAM YAĞI İMALATHANESİ
Adliyede ki görevini bırakıp susam tohumlarının ezilmesi ile elde edilen ve halk arasında (Şırlağan) olarak tanınan Susam yağı imalathanesini kurmuştur. Önceleri bir beygirin dönmesiyle elde edilen yağ sonraları motor gücü ile çalışır hale getirilmiş ve oldukça uzun bir süre çalışmasını sürdürmüştür. Ben küçükken kış aylarında babam ile birlikte yağhaneye gider Tahin diye bilinen Susam Yağını alırdık. Balla veya Pekmezle karıştırılarak mükemmel bir tadı olan tatlı elde edilirdi. Şimdi bile kendimi şımartmak istediğim zaman, bu en doğal ve faydalı yiyecek olan Tahin-Pekmezi yapar afiyetle yerim. Haşim Peksöz bir dönem Kırklareli Belediye başkanlığı da yaparak şehrimize siyasi kişiliğiyle de hizmet etmiştir.
* Burada hemen belirteyim ki; fabrikalar ile ilgili bu yazılar ne yazık ki 1948
yılında merhum Ali Rıza Dursunkaya’ nın ve merhum Nazif Karaçam ın 1995 yılında yazdıkları kitaplardaki bilgiler göz önüne alınarak yazılmıştır. Şu anda şehrimizde yaşayan yakınları daha ayrıntılı doğru ve yeni bilgileri tarafımıza iletirlerse, memnuniyetle ilave edebiliriz.
Yararlanılan Kaynaklar:
1 - Ali Rıza Dursunkaya . Kırklareli Vilâyetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik. Cilt:1 ve Cilt:2’’. 1948. Kırklareli
2 – Nazif Karaçam. Efsaneden Gerçeğe Kırklareli. 1995. Kırklareli. Belediye Yayınlar :1
Not: Fotoğraf olarak Sayın DERİNSU 39’ un daha önce Kırklareli Hatırlamalısın grubunda yayınlanan iletisi kullanılmıştır