MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA KIRKLARELİ VE TRAKYA’ DA YUNAN İŞGALİ
Ahmet Rodopman
Mondros Mütarekesinin hemen ardından, önceden planladıkları gibi ihtilaf devletleri kuvvetleri harekete geçmiş ve Trakya topraklarını önce kendi aralarında, (Fransa,İngiltere ve İtalya olarak ) bölüştürerek, sükuneti sağlamak bahanesi ile şehir, kasaba ve köylerde askeri birlikleri için belirli merkezler oluşturmaya başlamışlardır. Savaş öncesi Yunanistan’ a söz verilen bu topraklara bir an evvel sahip olup Büyük Helen Devletini kurma heveslerine kapılan Yunanlılar da yerli halka eziyet ederek, korkutup kaçırmaya çalışmışlardır. Yerli Rum gençlerinden oluşturdukları çetelerle baskınlar ve tehditler yaparak Türkleri oldukları yerleri terk etmeye zorlamaya başlamışlardı. Fransızların ele geçirdiği Trakya Demir Yollarını da Yunan silahlı kuvvetlerine devretmeleri ile Yunan şiddeti artarak devam etmiştir.
Geçmiş işgal günlerinin hatıraları henüz hafızalarından silinmemiş olan Trakya halkı da, haklı isteklerini, ne Avrupa’ da ki müttefik güçlerine, ne de İstanbul’ daki Osmanlı Hükumetlerine dinletilememiştir. Böylece kendi başlarının çaresini aramaya başlamışlar, yaşanacağını düşündükleri kötü günlerden ancak kendi güçleri ve direnmeleri ile kurtulabileceklerini düşünmüşlerdir. Kendi topraklarını, evlerini, yurtlarını, canlarını ve mallarını korumak için birleşip güç birliği ile örgütlenme fikrinin Osmanlı’ da beklide ilk somutlaştığı olay olarak Trakya’da oluşan düşmana karşı koyma hareketlenmesi doğmuştur. Başta Edirne olmak üzere, Kırklareli , Tekirdağ ve Gelibolu merkezleri ve çevre yerleşim birimlerinden sorumluluk duyan, etkili ve deneyimli kişiler önce kendi aralarında, sonra belirli merkezlerde gizli olarak Anadolu da hemen hemen her şehirde kurulmakta olan dernek veya cemiyetler benzeri bir oluşuma gitmişlerdir.
Önce, 9 Mayıs 1920 tarihinde, Edirne ileri gelenleri Trakya Paşaeli Müdefaa Heyet-i Osmaniyesi adıyla birliktelik oluşturmuşlardır. Daha sonraki toplantılarında isim değişikliği yapılarak, Trakya-Paşaeli müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olarak her şehirde ve küçük yerleşim merkezlerinde şubeler açılarak yaygınlaştırılmıştır. Sivas Kongresi süresince Mustafa Kemal Atatürk ile sürekli iletişimde olan yetkililer, Vatanın bir bütün olduğu görüşü ile birlikte mücadele kararını almışlar ve yeni ismi ile de, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti' nin bir şubesi olmuştur. Yunanlılar bu girişimleri öğrenince daha fazla beklemeden Trakya’ yı işgale başlamışlardır. Böylece 2 yıl 3 ay 14 gün sürecek sıkıntılı, acı işgal günleri başlamış oluyordu. Kısa bir zaman sonra müttefik güçlerinin Trakya’dan çekilip, İstanbul’ a gitmeleri ile tamamen Yunanlıların kalması ile de, Yunan mezalimi kendisini belli etmeye başlamış ve gün be gün artarak sürmüştür. Daha kuruluşunu bile tamamlayamayan direniş güçleri işgalci güçler tarafından şiddetle takip edilip tespit edilmişler, kimisi sürgüne, kimisi ceza evlerine gönderilmiş kimisi de işkencelerde can vermişlerdir.
Kırklareli Yunan işgalinin en acı hatıralarla dolu günler yaşayarak geçirmiştir. Cemiyet üyelerinden bazısı Bulgaristan’a kaçarak oradan direniş faaliyetlerini ve Ankara ile haberleşmeleri sağlamış, bazı geçler de silahlanarak Vize, Saray ve Dereköy kırsalına çekilerek vur kaç taktiği ile Yunan kuvvetlerine zarar ve korku vermişlerdir.Bu çete savaşlarından yılan Yunan güçleri bunun daha da gelişeceğinden çekinerek Trakya da ki asker sayılarını devamlı arttırarak iki katına çıkarmışlardır. Ancak bu direniş hareketleri yeterli silah ve mühimmat takviyeleri gelemediği için istenildiği gibi etkili olamamıştır. Bütün umut ve beklentiler Anadolu’dan gelecek kesin savaş sonucu alınacak galibiyete kalmıştır. Yüce Türk Ulusunun canını, malını her şeyini ortaya koyarak yaptığı Kurtuluş Savaşları 30 Ağustos Zaferi ile taçlandırılıp, düşman güçlerinin İzmir’den denize dökülmeleri ile Kırklareli ve Trakya halkının da kaderi değişmiş, acı ve kötü günler geride kalarak, düşman çizmeleri altında ezilmekten kurtulup hür ve bağımsız olarak kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarına kavuşmuş olacaklardı.
Mudanya Mütarekesi, Türkiye tarafından pek de kolay olmamıştır doğal olarak. Galip taraf olarak Türkiye’ yi temsilen İsmet İnönü başkanlığında bir heyet müzakereleri sürdürürken, işgal için koşturup gelen yenilen taraf olarak Yunanlılar toplantılara dahi gelmemiş, o kadar ısrar edilmesine karşın antlaşmayı imzalamaktan dahi kaçmışlardır. Onların yerine hamileri olarak Fransızlar, İngilizler ve İtalyanlar konuşmuş, pazarlık yapmışlardır. Özellikle İngilizlerin Trakya’dan çıkmamak için direnmeleri ve Edirne, Karaağaç Mahallesinin Türklere terk edilmemesi konusu hayli uzun tartışmalara neden olmuştur. Sabahlara kadar süren görüşme ve tartışmaların sonucunda 10 Ekim 1922' de sabaha karşı 03.15'de Türk tarafının pek çok isteklerine uyacak şekilde düzenlenen Mudanya Mütarekesi imzalanmıştır. İsmet İnönü’ nün saçlarının büyük bir kısmı Lozan Antlaşması sırasında yaşadığı sıkıntılardan beyazlamışsa da, önemli bir bölümünün Mudanya’da beyazlaştığı bilinmektedir. Yunanlıların antlaşmadan kaçıp, Türkleri Fransız, İngiliz ve İtalyanlar’ dan oluşan komisyonla karşı karşıya bırakmaları, Kurtuluş savaşından galibiyetle çıkan Türklerin, daha fazla ödün alınabilecekken, bu kadarla yetinip, kazanımların ileride yapılacak olan Lozan Görüşmelerine ertelenmesini sağlamıştır. Gerçi Lozan da da benzer durumlarla karşılaşılmış, Yine Yunanlılar sözlerinde durmamış, diğer devletler de olmadık numaralarla heyetimize zor anlar yaşatmışlardır. Bütün bu güçlüklerin atlatılıp ülkemizin Tapu Senedi olarak nitelenen Lozan Antlaşmasının imzalanarak alınmasında emeği ve hakkı geçen yediden yetmişe herkese minnet ve saygılarımızı gönderirken, biz yine dönelim yurdumuz topraklarına.
Ancak bu sürecin pek o kadar kolay olmayacağı açıktı. İki yıl boyunca Trakya halkının Yunan işgal güçleri ve yerli Rumlardan neler çektiği ile hiç ilgilenmeyen Müttefikler bu seferde Yunan kuvvetleri çekilirken gerek askerleri gerekse yerli işbirlikçi Rumları koruyup, kollama telaşına düşmüşler, işgalciler giderken yaptıkları talan, yakma, yıkma, hırsızlık, cinayet ve tecavüzleri önleyeceklerine, Yunanlıların salimen Meriç Nehri ötesine güvenlikle gitmeleri için tekrar Trakya’ ya geçici olarak gelip, yönetime el koymuşlardır. Belirlenen günlerde de Türk yetkililer Müttefik güçlerinden beldeleri teslim almışlardır. Bu teslim alma sürecinde görevlendirilen Ferit Belen ve Çatalca da bulunan süvari birliklerini canla başla, gece gündüz koşturmaları ile en çabuk bir şekilde Türk yetkilileri, yönetimleri ellerine almışlardır.
Yunanlılar ve yerli işbirlikçi Rumlar geldikleri gibi gitmemişler, giderlerken yüzlerce yıllık hayalleri olan Megali İdealarını bu topraklarda gömmelerinin hıncını masum Trakya halkından çıkararak, yakıp, yıkarak gitmişlerdir. O günlerde yapılan hasar tespit çalışmalarından elde edilen veriler her ne kadar olanların ancak bir kısmını yansıtıyorsa da, yine de beni sonsuz bir üzüntüye gark ediyor, ülkemin ve yurdum insanının bunları hak etmediğine inanıyorum. Ancak bu durum,işgal edilen vatanını savunmak ve hürriyete kavuşmak için her şeyini feda etmesine karşın, sonunda galip gelinse de savaşların ne denli insanlık dışı olduğunu bir kez daha anlamamızı sağlıyor.
İşgal bitimi Yunan Mezaliminin ancak bir kısmını gösteren tespit kayıtları:
Gasp ve Yağma olayları Kıymet veya Adet
Altın Lira……………………………….60.188 Lira
Evrak-Nakdiye……………………...3.951.834 Lira
Mecidiye…………………………….........2.013 Adet
Drahmi…………………………………833.043 Adet
Resmi Eşya…………………………..6.521.842 Lira Değerinde
Öküz Arabası…………………………...10.735 Adet
Beygir Arabası……………………………3.340 Adet
İnek+Manda+Öküz+At+Kısrak+Eşek…31.584 Adet
Koyun+Keçi+Tavuk+Kaz+Hindi+Ördek..6.269 Adet
Ziraat Aleti……………………………....601.000 Adet
Taşınabilir Mal……………………………88.156 Adet
Tahrip edilen Bina(Cami ve okul dahil)….957 Adet
Öldürme olayı…………………………………374 Adet
İşkence ve yaralama……………………….1.193 Adet
Tevkif ve sürgün…………………………….2.530 Adet
Tecavüz………………………………………....173 adet
Tablo:1-Dr.Veysi Akın.Mudanya Mütarekesi ve Trakya’ nın Kurtuluşu çalışmasından alınmıştır.
Yazılabileceklerin en azını yazmaya gayret göstersem de yine de okuyacağınız listeler ve listelerde sıralananlar sanırım sizlerinde yüreğinizi sızlatıp, gözlerinizi yaşartacaktır, benim gibi. Yine de insanlığımızı bırakmaksızın yapılanları bilincimize yarleştirerek, hüzünlü ama umutlu bir şekilde yarınlara bakma arzusu ve inancı ile.
Yararlanılan Kaynaklar:
1 – Akın, Veysi ;Mudanya Mütarekesi ve Trakya’ nın Kurtuluşu. Türk Tarihi ve Araştırmaları. 23.10.2014
2 – Güner, Zekai :Trakya-Paşaeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’ nin Kuruluşu ve Faaliyetleri. Doktora Tezi . İstanbul.1992
3 – Çevik, Akif ; Trakya-Paşaeli Cemiyeti ve Lüleburgaz-Edirne Kongreleri . Yüksek Lisans Tezi. Edirne 1915
3 – Karaçam, Nazif : Efsaneden Gerçeğe Kırklareli. Kırklareli-1995