KIRKLARELİ’DE LEYLEK GÖÇLERİNİ İZLEYEN VAR MI?

Ahmet Rodopman 

Leyleklerin, her yıl Şubat, Mart  aylarında Afrika’ dan Nil vadisinden Kuzeye doğru başlayan göçleri Balkanların ötesinde Avrupa’ ya gelince biter. Genellikle geçmiş yıllarda yaşadıkları yerlere gelip, yerleşme, beslenme ve yumurtlama süreçlerinden sonra yeni bir üreme sezonunda 3 veya 4 yavru aileye katılır. Onların büyütülmesi ve uçurulma aşamaları yaz boyunca sürer. Ağustos ayı leyleklerin toparlanıp, göçe hazırlandıkları aydır. Ve Ağustos ayının sonlarından itibaren, küçük, büyük katarlar halinde Avrupa topraklarını terk ederek uzun ve zahmetli bir yolculuğa çıkarlar. Avrupa topraklarında yaz aylarını geçiren, leylek toplulukları doğu ve batı göç yollarını takip ederek tekrar Afrika’ nın sıcak ve nemli Nil Nehri boyunca uzanan verimli topraklarına dönerler. Batı yolu, İber Yarım Adası (Fransa, İspanya)üzerinden Cebelitarık  boğazından geçilerek biraz uzunca yol olmasına karşın Nil nehri civarında son bulur. Doğu yolu, Balkanlar  üzerinden İstanbul veya Çanakkale Boğazı geçilerek Anadolu, boydan boya aşılıp Suriye, İsrail, Lübnan ve Mısır’a varır. İşte Kırklareli’ nin şansı bu  göç yolu üzerinde olması. Bu günlerde gökyüzüne baktığınızda katarlar halinde uçan Leyleklere rastlayabilirsiniz. İlk gruplar gitmiş olmalarına karşın, göçün Eylül sonuna kadar sürebileceğini düşünecek olursak hala görüp, el sallamak için vaktiniz olduğunu söyleyebiliriz.
Hele Ornitoloji (Kuş Bilimi) ile ilgilenen arkadaşlarımız varsa, iyi bir dürbün elde ederek Kırklareli’ de çok iyi bir göç izleyicisi ve kuş fotoğrafçılığı yapabilir. Ben üniversite yıllarımda kitabımı ve dürbünümü alıp, Çamlığın arkasına, kuzeye bakan Kofçaz yolundaki tepelere, bazen de Kırklar tepesinde, göçmen kuşların dönüş yolculuklarını izlerdim. Ve her ayrılışın, içimden bir kopuşa neden olduğunu, gideni hiç tanımasam da, seneye içlerinde dönemeyeceklerin de  olduğunu düşünerek üzülür, kendimce dizeler düşerdim defterime, yazdıklarımı şiir sanarak genellikle.
Ben göçmen kuşların içinde  en çok Leylekler ve Turnalar ile ilgilendiği için onların yollarını gözlemiştim. Oysa Kırklareli üzerinden küçüklü, büyüklü yüzlerce çeşit göçmen kuş kafilelerinin geçtiğini görebiliriz. Hatta içimden hep geçmiştir, düşlerime girmiştir, Polos (Yoğuntaş) kalesinin olduğu tepede hem Balkan Savaşlarının en hazin çarpışmaları yapıldığı ve çok geniş bir görüşe sahip olduğu için bir Balkan Harbi Anıtı ve bir Kuş Gözlem Evi oluşturma fikri. Umarım bir gün Kırklareli’ de yaşayan arkadaşlarımız böyle bir hayali gerçekleştirebilirler. İlginç bir Kırklareli tanıtım ve turizm alanı oluşturulabilir.
Ornitoloji, özellikle de Leylekler ve Turnalar ile ilgili o kadar çok söylenecek şey var ki, belki ileride daha ayrıntılı olarak  tekrar gündeme getirebiliriz. Çünkü arkadaşlarım beni uyarıyorlar, çok uzun yazma diye, okunmuyor diye. Ancak bende kısa yazamıyorum işte, bağışlamanız dileklerimle.

Popüler Yayınlar