KIRKLARELİ’ NİN TARİHİNDE İPEK VE İPEK BÖCEKÇİLİĞİ

Ahmet Rodopman 

Çoğumuzun Kırklareli’de İpek Böcekçiliğinin geçmişte ne denli önemli bir kazanç konusu olduğunu unuttuğunu veya hiç duymadığını düşünüyorum. Kırklareli’ nin yerel tarihini incelerken çok değil bir veya iki kuşak önce büyüklerimizin İpek Böceği yetiştirdiğini ve işlenilmesinin bir meslek olarak sürdürdüklerini görüyoruz. Yaşlılarımız Yayla Mahallesinde Böcekhane olarak isimlendirilen binaları çok iyi bildikleri halde 1950 yılından sonra, birden bire zenginleşen bir ülkenin halkı olarak böyle işlerle uğraşmaktansa, küçük Amerika olacak diye aldatılan ülkemiz insanlarının her  mahallede yaratılacak milyonerleri olma hevesleri nedeniyle İpek Böcekçiliği kültürü de kaybolup gitmiştir.
İpeğin, günümüzden 4500 yıl önce Çin’de üretilip, kullanıldığını hatta, tüm dünyaya satıldığını biliyoruz. İnsanların severek kullandıkları ipek, eski çağlarda dünya ticaretine adını vererek İpek yolu kavramını yaratmıştır. Osmanlı’da, üretilmeye başlaması 1500 lü yıllara kadar uzanmasına karşın, Marmara Bölgesi dışında pek yaygınlaşamamıştır. Buna karşın dış satımının getirisinin önemli olduğunu 1881 yılında Osmanlı İmparatorluğu’ nun borçlarının tahsili için kurulan Düyun-u Umumiye ‘ nin el koyduğu dış satım ürünlerimizden biri olmasından anlıyoruz. Alkollü içki, tuz, tütün, balık gibi ürünlerin yanında ipekten elde edilen paranın da önemli olması yabancı alacaklıların dikkatinden kaçmamıştır.Ve borçların ödenmesinde önemli katkı sağlamıştır.
İpek Böcekçiliği, halkımızın temel tarım uğraşlarından olmasa da, özellikle kırsalda , üreticinin masraf yapmaksızın 30-40 gün gibi kısa bir sürede hatırı sayılır bir paranın ek gelir olarak bütçeye katkısının önemini anlayan insanımızın yaptığı bir üretim olarak karşımıza çıkmıştır. Yeni Türkiye Cumhuriyet’ inin çok haklı olarak tarım gelirinin arttırılması için yapılan çalışmalar içinde 1923 yılından itibaren başta Bursa, Balıkesir ve Trakya köylüsünün kalkınma programları gereği, Kırklareli’ de de İpek Böceği yetiştiriciliği teşvik edilmiş. Bir kamu kuruluşu olarak kurulan İpek Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin ücretsiz yumurta(Halk arasında tohum olarak bilinmekte) dağıtımı yaptıkları zaman, bir veya iki kibrit kutusu kadar olan ambalajlardan alarak işe başlanılmaktadır. Kutularda ki tohumları alan  kişiler, kendilerinin bile kolayca yapabilecekleri kerevetlerde kısa sürede yumurtadan çıkan tırtılların sadece dut yaprağı yiyerek kısa sürede büyüyerek, koza yapmaları ile bu üretin süreci sonlanmaktadır. Ardından, atölyelerde uygulanan bir dizi işlemle aranan ipek iplik haline gelmesi sağlanır. İpliğin değişik şekillerde dokunup boyanması ve çok farklı kullanım şekillerine göre işlenmesi ile de, yetiştiriciye önemli bir katma değer kazandırmaktadır. Köylünün asıl işini engellemeyecek şekilde ev halkının katkısı ile sürdürülen bir üretim şekli olan İpek Böcekçiliği, az zahmetle iyi bir ek gelir sağlayan  ve ülke ekonomisine önemli katkısı olabilen bir tarım ve hayvancılık ürünüdür.
Cumhuriyetimizin en sorunlu ilk yıllarında, özellikle Balkanlardan göç eden ve mübadele ile gelen yurttaşlarımızın çalışıp, para kazanıp tutunabilecekleri bir ortam sağlamaları bakımından önemli bir değer olmuştur. Getirdiği nakit kazanç yanında, İpek Böceğinin tek yediği gıda olan dut yaprağını elde etmek için dut ağaçlarının yetiştirilmesi, artı bir kazançta olmaktadır. Yaprağı daha bol olduğu için özellikle erkek dut ağaçları, tarlaların sınırlarına ekilerek hem sınır ihlallerinin önüne geçilmekte, hem de bir metreden fazla büyümeden yapraklı dalların yiyecek olarak kesilmeleri nedeniyle tarlaya gölge yapmadan iyi bir sınır belirleyicisi olmaktadırlar. Dişi dutun da meyvesi yaş olarak yenildiği gibi kurutularak veya pekmezi, cevizli sucuğu yapılarak, kış boyunca tüketilebilecek değerli bir besin elde edilmiş olmaktadır. Eski Kırklareli’ liler çok iyi hatırlayacaktır, Dutlukları. Biz küçükken bahar aylarında Asılbeyli deresi boyunca dizilen  kocaman dut ağaçlarına dut toplamaya giderdik. Bal gibi tatlı o dutların lezzetini hala damağımda hissediyorum. Köylerde dut pekmezi yapılırdı. Çok 
faydalı bir enerji kaynağı olan Dut Pekmezi, ilaç olarak bile kullanılırdı. Etraftan duta gelen arıların yaptıkları balda ayrıca bir değer yaratırdı. Şimdi anlaşılıyor mu, Kırklareli’ derelerinin etrafında niye çam ağacı değil de dut ağacı yetiştirildiği? Günümüzde hala duruyorlar mı bilmiyorum ama, işte o dutlukların esbab-ı mucizesi İpek Böcekçiliği idi.
Yıllar geçince Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yaşanılan zorluklar unutulup, halkımız yurt dışından alınan borçlarla rahat yaşamaya alışınca 1923-1950 yılları arasında yapılan İpekböcekçiliği yetiştiriciliği zahmetli bulunduğu için terk edilmiş, iyi bir dış satım ürünümüz olan ipek kozası ve ipek iplik, bırakın ihracını, ithal edilmeye başlanmıştır. Tarihin akışında günümüze sadece Yayla Mahallesinde adı hala anılan Böcekhane binası kalmıştır. Çünkü İpek Böceğine halk arasında sadece böcek denildiğinden Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin binaları da kısaca Böcekhane olarak bilinmektedir. Günümüze  ne yazık ki ismi kaldı yadigar.

Yararlanılan Kaynaklar:
1 - Yrd. Doç. Dr., Nadir Yurtoğlu., Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi. Kastamonu Üni., Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü 2017 2
2 – Tarım ve Orman Bakanlığı . İpek Böcekçiliği ve Dut Yetiştiriciliği-pdf .2020
3 - Ali Rıza Dursunkaya . Kırklareli Vilâyetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik. Cilt:1 ve Cilt:2’’. 1948. Kırklareli

Popüler Yayınlar